ABD ve
İngiltere'nin İkinci Dünya
Savaşı sırasında
Moskova yönetimiyle yaptığı müzakerelerin tutanakları, ''Stalin liderliğindeki Sovyetlerin o dönemde
Türkiye'den
Kars ve
Ardahan'ı talep ettiğini ve
Boğazlar'da üs istediğini'' bizzat Stalin'in ağzından net biçimde ortaya koyuyor.
Belgeler ayrıca, Stalin'in dünyanın çeşitli ülkelerinden
Ermenileri
SSCB'ye getirttiğini ve onları, işgal etmek istediği Doğu Anadolu'ya yerleştirmeyi amaçladığını, Doğu Anadolu'yu işgaline haklı zemin oluşturma çabası içerisinde SSCB'ye getirttiği Ermenileri kullanmaya çalıştığını gösteriyor.
Nazilere karşı müttefik olan ABD, İngiltere ve SSCB arasında 16-26
Aralık 1945'te Moskova'da düzenlenen dışişleri bakanları konferansının tutanakları, Sovyetlerin Türkiye'ye yönelik
toprak ve üs taleplerinin en yetkili ağızdan, bizzat Stalin tarafından dile getirildiğini
belgeliyor.
Sovyetlerin Türkiye'den toprak ve üs iddialarının varlığı bugüne kadar biliniyordu ancak Türkiye'ye verilen notalarda diplomatik ve belirsiz bir üslup kullanıldığı, talepler ayrıca bir
propaganda savaşı biçiminde Sovyet gazetelerince veya Sovyet akademisyenlerince dile getirildiği için, tartışmaya çok açıktı.
Ancak Stalin'in bu talepleri bu kadar açıklıkla ortaya koyduğu bilinmiyordu.
Batı'nın açıkça Türkiye'nin yanında yer almasının da yardımıyla planı başarısızlığa uğrayan Stalin'in ölümünden sonra Sovyet hükümeti, 30
Mayıs 1953'te
Ankara'ya yeni bir nota vererek, ''Sovyetler Birliğinin Türkiye'ye karşı hiçbir toprak iddiasında olmadığını beyan ederiz'' demiş ve ''belirsiz kalmış bir konuyu netleştirmiş'' izlenimi yaratmaya çalışarak, aslında Stalin'in net biçimde dile getirdiği iddialarından geri adım atmıştı.
MOSKOVA KONFERANSI
Tutanaklara göre, Moskova konferansı sırasında
İngiliz ve Sovyet heyeti arasında 19 Aralık 1945 tarihinde, saat 19.10'da
Kremlin Sarayı'nda bir görüşme yapıldı.
Stalin, beraberinde
Dışişleri Bakanı Vyacheslav Molotov olduğu halde, İngiltere
Dışişleri Bakanı Ernest Bevin ve beraberindekileri kabul etti. İngiltere heyeti, bu görüşmenin tutanaklarını, ertesi gün
Amerikan heyetine de verdi ve tutanakları içeren belge, 740.00119 Council/12-1745
kayıt numarası altında Amerikan arşivlerine girdi.
Bu belge, ABD
Dışişleri Bakanlığının belgelerinin tasnif edildiği, ''Foreign relations of the
United States: diplomatic papers'' adlı yayın (FRUS begeleri) içerisinde kamuoyuna açıldı.
Stalin-Bevin arasında yapılan bu görüşmenin tutanağına göre, toplantıda önce
Bakü petrolleri ve
İran konuşuluyor, sonra Türkiye ele alınıyor. Türkiye konusunu Bevin açıyor ve Stalin'e, ''Türkiye ile ilgili sorun nedir?'' diye soruyor, ''
Terim yanlış anlaşılabilir ama bir 'sinir savaşının' sürdüğünü gösteren belirtiler var'' diye devam ediyor. Bevin, ''Biz Türkiye'nin müttefikiyiz ve bu sorunu anlamak istiyoruz'' ifadesini kullanıyor.
Bu konuda iki sorunun bulunduğu karşılığını veren Stalin, birincisinin Boğazlar olduğunu, ikinci olarak ise ''Kars ve Ardahan'ı Sovyet sınırları içerisine katmak istediklerini'' söylüyor.
İngiltere Dışişleri Bakanı Bevin, ''Boğazlar'da bir Sovyet üssü kurulması konusunda konuşmalar olmuştu'' deyince, Stalin bunu teyit ediyor ve ''Boğazlar'da üs istediklerini, bu isteklerinin sürdüğünü'' ifade ediyor.
Kars ve Ardahan ile ilgili olarak da Stalin, buraların, ''Türkiye'nin ele geçirdiği topraklar'' olduğunu iddia ediyor, ''Bu durum düzeltilsin, 1921 öncesi sınıra geri dönülsün'' diyor.
1870'ten itibaren Çarlık
Rusyasının denetimine giren Kars ve Ardahan,
Kurtuluş Savaşı sonrası
Atatürk ve Lenin yönetimlerinin mutabakatı sonucu 1921 Kars ve Moskova antlaşmalarıyla geri alınmıştı. Stalin dönemindeki Sovyet yönetimi ise ''1921'de zayıftık, Türkiye bundan faydalandı, bu haksızlık giderilsin'' iddiasını ortaya attı.
STALİN-BEVIN GÖRÜŞMESİNİN METNİ
Stalin-Bevin görüşmesinin tutanakları, ''United States Department of State / FRUS: diplomatic papers, 1945. General: political and economic matters Volume II (1945)'' adlı cildin 688-691'inci sayfalarında yer alıyor.
Türkiye açısından büyük bir tarihi belge niteliğindeki bu tutanakların ilgili kısmı şu şekilde:
''Sayın Bevin, Başkomutan Stalin'e başka bir soru yöneltmek istediğini söyledi. Türkiye ile ilgili sorun nedir? Terimin yanlış anlaşılmasını istemediğini belirterek, bir sinir savaşının devam ettiği görünümünün var olduğunu söyledi. Türk-Sovyet sınırına ilişkin bir sorun olduğu izlenimine sahip olduğunu, Majestelerinin Hükümetinin (İngiltere Hükümeti) Türkiye'nin müttefiki olduğunu ve bu sorunu anlamayı çok arzu ettiğini belirtti.
Başkomutan Stalin, iki sorun bulunduğu yanıtını verdi.
Birincisi, Boğazlar. Montrö Sözleşmesine göre, savaş durumu olup olmadığını takdir etme ve buna göre Boğazları kapatıp kapatmama,
kontrol altında tutma hakkı Türkiye'ye bırakıldı. Bu durum Rusya açısından güçlük oluşturuyor çünkü Türkiye böylece Sovyetler üzerinde isterse
baskı kurma hakkına sahip oluyor. Dolayısıyla Sovyet Hükümeti, Boğazların serbestliğini korumak istiyor.
İkincisi, Türkiye'de Gürcülerin ve Ermenilerin yerleşik olduğu ancak Türkiye'nin ele geçirdiği topraklar var. Bu durumun düzeltilmesi, en azından Çarlar zamanında var olan sınıra geri dönülmesi gerekiyor çünkü Gürcüler ve Ermenilerin iddiaları var. (Ancak) Türkiye'ye karşı savaş gibi bir şeyden söz etmek saçma olur.
Başkomutan Stalin, Sayın Bevin'in, bu sorunun nasıl çözümleneceği sorusuna karşılık, bu sorunun, (Sovyetlerin) ya Türkiye ile ya da Müttefiklerle (ABD ve İngiltere) yapacağı görüşmelerle çözümlenmesi gerektiğini belirtti.
Sayın Bevin'in, Sovyet Hükümetinin tam olarak ne istediği sorusuna karşılık olarak Başkomutan Stalin, söz konusu bölgelerde Gürcülere ve Ermenilere ait kısımları geri alma arzusunda olduğunu, 1921 Antlaşması öncesinde var olan sınıra geri dönülmesini istendiğini söyledi.
Sayın Bevin, bu bölgelerin Rusya'nın elinde uzun süreliğine kalmamış olduğunu söyledi.
Başkomutan Stalin bunu onayladı, ancak Gürcülerle Ermenilerin bu topraklarda her zaman var olduğunu belirtti.
Sayın Bevin, Başkomutan'ın (Stalin) Boğazlar konusunda tam olarak ne istediğini sordu. Daha önce Boğazlar'da bir Sovyet üssünün bulunması yolunda konuşmalar bulunduğunu belirtti.
Başkomutan Stalin, bu yöndeki isteklerinin (Boğazlar'da Sovyet üssü) hala devam ettiğini belirtti.''
İNGİLTERE'DEN TÜRKİYE'YE DESTEK
Bevin, Stalin'in tehditleri karşısında Türkiye'nin yanında yer alacaklarının işaretini de verdi.
Belgelere göre, ABD Dışişleri Bakanı James Francis Byrnes ile Moskova'da baş başa bir görüşmesi sırasında Bevin, ''Sovyet
politikası rahatsız edici'' diyor.
Bevin, Amerikalı muhatabına, ''Majestelerinin hükümeti (İngiltere Hükümeti), Rusya'nın Türkiye'ye yönelik tehditleri karşısında tarafsız kalamaz, Türkiye'nin yanında yer alacaktır. Sovyetlerin Boğazlar'da üs ve Kars-Ardahan talepleriyle mutabık olmamız mümkün değil'' diyor.
ERMENİLERİN KULLANILMAYA ÇALIŞILMASI
Stalin, 1945 yılından itibaren planını aşama aşama uygulamaya başlıyor ve işgal etmeyi planladığı Türk topraklarına Ermenileri yerleştirmek için, dünyanın çeşitli ülkelerinden Ermenileri,
İkinci Dünya Savaşının hemen sonrasındaki yıllarda, SSCB'ye getirtmeye başlıyor.
SSCB lideri Stalin, işgal etmeyi planladığı Türk topraklarına yerleştirmek, işgale gerekçe olarak kullanmak için dünyanın çeşitli ülkelerinden Ermenileri, İkinci Dünya Savaşının hemen sonrasındaki yıllarda, SSCB'ye getirtti.
Sovyet yönetimi önce bu politikanın hukuki zeminini hazırladı ve SSCB topraklarına ayak basan her Ermeni'yi, o andan itibaren Sovyet yurttaşı saydı.
ABD Dışişleri Bakanlığının belgelerinin tasnif edildiği, ''Foreign relations of the United States: diplomatic papers'' adlı yayın olan FRUS 1947 cilt IV'teki bir nota göre, SSCB Yüksek Sovyet Prezidyumu 19
Ekim 1946'da aldığı kararda, ''Sovyet Hükümetinin belirlediği politika çerçevesinde gelmeleri şartıyla diğer ülkelerden gelen tüm Ermenilerin, SSCB topraklarına ayak basmalarından itibaren doğrudan SSCB vatandaşı sayılmalarını'' kabul etti.
Getirilen bu Ermenilerin, yine ABD Dışişleri Bakanlığı belgelerine göre, ''Stalin'in Türkiye'den toprak ilhak etmesinde gerekçe olarak kullanılmaları'' planlanıyordu.
ABD'nin Ankara Büyükelçisi Edwin C. Wilson, 19 Aralık 1945'te Washington'a gönderdiği bir
mesajda (FRUS, 1945, cilt VIII), bu durum açıkça belirtiliyor. Büyükelçi, Ermenilerin SSCB'ye götürülmelerinin, ''bunların ileride ilhak edilmesi planlanan Türk topraklarına yerleştirilmesi planının bir parçası olduğunu'' belirtiyor.
Büyükelçinin mesajına göre, yalnız ABD,
Avrupa ve
Orta Doğu ülkelerinden değil, Türkiye'den de Ermenilerin SSCB'ye götürülmesine çalışılıyor.
Büyükelçi, İstanbul'daki SSCB Başkonsolosluğuna yaklaşık 200 Ermeni'nin başvurduğunu belirttiği (22 Aralık'taki mesajında ise başvurunun 1500 dolayında olduğunu belirtiyor) mesajında, şöyle diyor:
''Sovyet planının, çok sayıda Ermeni'yi
Ermenistan Sovyet Cumhuriyetine getirmek ve orada (bunların) yaşamaları için yeterli toprak bulamayacaklarından hareketle Türkiye'nin
doğu bölgelerini ilhak taleplerine zemin hazırlamak olduğu tahmin ediliyor.''
Yine aynı ciltteki bir başka belgeye göre, ABD Dışişleri Bakanlığı
21 Aralık 1945'te Avrupa ve ABD'deki diplomatik misyonlarına (Ankara, Moskova,
Londra,
Paris,
Beyrut, Şam,
Kahire ve
Bağdat) şu mesajı geçiyor:
''Türkiye ve İran gibi ülkelerdeki Sovyet Konsoloslukları, Sovyet Ermenistanına gitmek isteyen Ermeni kökenlileri kaydetmeye başlamıştır. Bilgilere göre (Sovyet Ermenistanı) çok fazla nüfusu kaldıracak durumda değildir. Böylece yaratılan suni nüfus sorunuyla Türkiye'nin doğu topraklarına yönelik taleplere (muhtemelen) güç kazandırılmak (zemin hazırlanmak) istenmektedir.''
HİKAYENİN SONU: GETİRİLEN ERMENİLER İŞLERİ BİTİNCE SİBİRYA'YA
Dünyanın çeşitli ülkelerinden SSCB'ye getirilen Ermeniler, işgal planlarının suya düşmesinden sonra bu kez SSCB yönetimi tarafından sorun olarak görülmeye başlanıyor.
ABD'de yayımlanan ''Cold War International History Project Bulletin'' adlı derginin ''14/15 - Winter 2003-Spring 2004'' no'lu sayısında yer alan bir belgeye göre, getirilen Ermeniler Türkiye'ye yerleştirilemeyince, Moskova yönetimi tarafından, ''bunlar Batı ülkelerinden geldi, aralarında
casus olabilir'' gerekçesiyle Sibirya'ya sürülüyor.
''http://www.wilsoncenter.org'' adresinden ulaşılabilen bu bültenin 403'üncü sayfasında, Ermenistan Sovyet Cumhuriyeti Komünist Partisi Sekreteri Grigori Arutinov'un, Stalin'e gönderdiği, 22 Mayıs 1947 tarihli bir mesaj yer alıyor. Bu mesajda, SSCB'den gelen Ermenilerin sayısının 50 bin 945 olduğu belirtiliyor.
Ermenistan Devlet Arşivlerinin bugünkü Müdürü Karen Haçatriyan'ın sağladığı belirtilen bu belgede, gelenlerin güç koşullar altında kaldıkları, içlerinde geri dönmek isteyenlerin bulunduğu, hatta 21'inin sınırdan Türkiye'ye kaçtığı kaydediliyor. 400'üncü sayfada yer alan değerlendirmede de Batı'nın Türkiye'nin yanında yer almasından ötürü işgalin suya düşmesi üzerine, gelen Ermenilerin binlercesinin, Sibirya'ya, Kazakistan'a sürgüne gönderildiği belirtiliyor.
Böylece on binlerce
sivil Ermeni bir kez daha, büyük bir ülkenin, büyük politikalarında
oyuncak gibi kullanılıyor, planların devri geçince de Sibirya'ya gönderilerek, bir kenara atılmak isteniyor.
AA