Sekiz yaşındaydı. 8
Mart 2010'da köyünü sarsarak bir iki katlı kerpiç evleri yerle bir eden depremin hükmünü icra ettiği saatlarde bir akrabasının yanında olduğu için kurtulmuştu.
Felaketi duyar duymaz akrabalarıyla birlikte döndüğü köyünde yerle bir olmuş binalardan birinin de kendi evleri olduğunu gördü. Biliyordu. Annesi ve üç yaşındaki kardeşi vardı şekilsiz bir kerpiç yığınına dönüşmüş evlerinin altında. Onların öldüğünü kendisinden saklamak isteyen büyüklere inanmadı. Adeta
enkazın yanı başına kilitledi kendisini. Alıp götürmek isteyenlere çocuk bedeninin olanca gücüyle direndi. Gözyaşlarına dönüşüp göz pınarlarından koparak yanağından aşağıya süzülen dinmek bilmeyen acısı fotoğraf makinalarına, kameralara takıldı uzun süre. Ve Keko Çiçek depremin simgesi oldu bir anda. Böyle durumlarda çoğu kez olduğu gibi onun geçici “ün”ünden faydalanıp ünlerine ün katmak için birçok ünlü girdi sıraya.
ELAZIĞ'DAKİ depremde annesini ve kardeşini kaybeden Keko'ya, Deniz Baykal'dan Arda Turan'a birçok isim çeşitli sözler vermişti.
Aralarında Eski
CHP lideri
Deniz Baykal, Şişli Belediye Başkanı
Mustafa Sarıgül ve
Galatasaray'ın
yıldız futbolcusu
Arda Turan'ın da bulunduğu çok sayıda ünlü Keko'ya ev ve okul dahil birçok vaatte bulundu. Aradan altı ay geçti. Sözlerin hiçbiri tutulmadığı gibi, o ünlü isimler bir kez bile olsun aramadı Keko'yu. O şimdi
Elazığ'da sığındığı bir konteynırda yaşıyor.
Kovancılar Köyü'nü vuran depremle birlikte bölgeye giden habercilerin tamamı merkezlerine “
Depremin simgesini bulduk. İnanılmaz bir iş var” diye bilgi verdiklerinde ilk kez duyulmuştu Keko'nun adı. “Annem burada, kardeşim burada” diye ağlayıp feryat ederek evlerinin enkazına girmeye çalışırken tüm objektiflerin, kameraların odak noktasındaydı Keko.
İstanbul'a bile getirdiler
Bu görüntülerin yayınlanmasının ardından
siyaset ve
spor dünyasının ünlüleri başta olmak üzere birçok kişide ‘Keko'yu sahiplenme' yarışı başladı. Deniz Baykal Elazığ'a gidip Keko'yla pozlar verdi. Koyu Galatasaray taraftarı olan Keko'yu İstanbul‘a davet eden ünlü futbolcu Arda Turan, Keko'yla birlikte geçti kameraların karşısına, onu maça götürdü. Bu tip olaylarda hep ilk sahne alanlardan olan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül kameralar karşısında Keko'yu ve
babasını kabul etti. Sözler verildi. Keko açıkta kalmayacak, bütün ev ve okul masrafları karşılanacaktı.
Bir tek söz tutulmadı
Aradan altı ayı aşkın süre geçti. Keko, Elazığ'da bir konteynırda deprem nedeniyle
işçi olarak çalıştığı Almanya'dan dönen babası Mehmet Çiçek ve nenesiyle birlikte
yaşam mücadelesi veriyor. Deprem konutu için başvurdukları TOKİ'den olumsuz
yanıt almışlar. Deprem sonrası başvurmadığı kurum kalmadığını belirten baba Mehmet Çiçek durumlarını özetliyor: “Oğlum ile yaşama tutunmaya çalışıyorum ama yoksullukla mücadele edemeyecek durumdayım.”
‘Tek isteğimiz başımızı sokacak bir ev'
Torununu bir an olsun yalnız bırakmayan nine
Selma Çiçek'in tek isteği ise başlarını sokacak bir ev. “Acımızla baş başa kaldık. Önümüz kış. Buranın kışları zor geçer. Keko asıl okullar başlarsa zorlukla karşılaşacak. Keko nasıl okula gidecek” diyor
yaşlı kadın.
‘
Okula gitmek istiyorum'
Keko ise çocuk saflığı içinde yanıtlıyor sorularımızı: İstanbul'u çok seviyor. Babasının yanında olmasından ninesinin kendisiyle ilgilenmesinden çok memnun, ama: “Bu barakada çok sıkıntı yaşıyoruz. Biraz sonra kış da gelecek. Çok üşürüm ben, ellerim donar,
kalem bile tutamam ki
ödev yapayım” diyor. Keko'nun tüm özlemi okul ancak ne çantası, ne
defteri, ne önlüğü var. “Babam alacak, söz verdi” derken usulca söylenen sözler giriyor araya: “Söz oğlum. Gerekirse taş taşır, okuturum seni.”
8 Mart 2010'da yerel saatle 04.32'de Elazığ'ın Karakoçan İlçesi'nde 6.0 büyüklüğünde deprem meydana gelmişti. Depremde ilk belirlemelere göre en çok Kovancılara bağlı üç köyde
hasar oluştu. Depremde 41 kişi enkaz altında kalarak hayatını kaybetmiş, yaklaşık 40 kişi de yaralanmıştı. Bölgede evlerin kerpiçten yapılmış olması yüzünden deprem 6.0 şiddetinde olmasına rağmen büyük tahribata yol açmıştı. En çok hasarı Okçular, Yukarı Kanatlı ve Kayalı köyleri görmüştü.