Vatan Gazetesi Yazarı
Ruşen Çakır PKK'nın son hamlesini yorumluyor
Yine mi ateşkes?
Batı medyası PKK sorununa özel bir ilgi gösteriyor. Türk basınındaki otosansür mekanzimaları hesaba katılırsa iyi de yapıyorlar. Ama çok da yanlış yapıyorlar. Örneğin AP Türk ordusunun
Kuzey Irak’ta
operasyon düzenlediğini yazıp ortalığı karıştırdı. Yine AP’nin
Ankara’daki
terör zirvesinden hemen önce PKK’nın “ateşkes” ilan ettiği haberi gündeme oturdu.
Halbuki ortada bir ateşkes ilanı yoktu. Anlaşılan AP’deki gazeteciler PKK’lıların yıllarca yurtdışı ve kırsal alanda geliştirdikleri o acayip Türkçeyi anlamakta epey zorlanmışlar.
Fırat Haber Ajansı tarafından yayınlanan açıklamada PKK özetle “Biz 1
Ekim 2006’dan beri ateşkes uyguluyoruz. Ama devlet bize saldırınca kendimizi savunuyoruz. Bazen de misilleme yapıyoruz” diyor.
Peki açıklamada yeni olan ne? Belki “güçlerimiz duyarlı ve sorumlu davranmayı bilecektir” cümlesi. Yani iyiniyet sınırlarını zorlarsak, PKK’nın kendi saldırılarının MHP başta olmak üzere Türk milliyetçisi hareketleri güçlendirdiğini gördüğünü ve seçimlere kadar gerilimi tırmandırmaktan kaçınmak istediğini düşünebiliriz.
Fakat PKK’dan “duyarlık” ve “sorumluluk” beklemek ne kadar gerçekçi olur? Üstelik PKK “ateşkes” ilan ediyor ama devletin de operasyonlarını sona erdirmesini istiyor. Böyle bir şey mümkün olmadığı için çatışmalar da kaçınılmaz oluyor. Kaldı ki
örgütün son dönemde mayınla ve uzaktan kumandalı bombalarla güvenlik güçlerine saldırıyor olması, “meşru müdafaa” açıklamalarını da geçersiz kılıyor.
En son
Tunceli’de yaşandığı gibi,
karakol basma ve benzeri eylemler de hiç kuşkusuz PKK tarafından “misilleme” olarak meşrulaştırılmak isteniyor. Bunu Türk kamuoyunun kabul etmesi mümkün değil.
TAK ne olacak?
Ayrıca ortada tam bir “kara delik” var:
Kürdistan Özgürlük Şahinleri (TAK) adıyla PKK adına büyükşehirlerde sivillere yönelik kanlı eylemlere
imza atan
taşeron örgüt. Bugüne kadar PKK, TAK’ı hep kendisi dışında bir örgütmüş gibi göstermek istedi ama onun hiçbir eylemine de karşı çıkmadı. Diyelim ki PKK “ateşkes”te samimi, TAK ne olacak? O da mı faaliyetlerine ara verecek? Yoksa büyük şehirlere ve turistik bölgelere
patlayıcı ve
intihar eylemcisi sevkiyatı aynen devam edecek mi?
PKK yıllardır tek taraflı olarak “ateşkes” ilan eder ve sonra da bunu bozar. Değişik hükümetler, PKK’nın saldırılarını azaltması veya durdurmasından hep memnun olmuş ama bu kısmi ve geçici barış atmosferinden, kalıcı çözüm için yararlanmayı becerememişlerdir.
AKP de, gerek Irak Kürtlerinin, gerekse ABD’nin PKK üzerindeki nüfuzlarını kullanacağını, böylece “ateşkes” in uzun süreli olacağını ummuştu. Ama olmadı.
Üstelik hükümet tam da “
laiklik” ekseninde köşeye sıkıştırılmak istenirken PKK rol çaldı.
PKK’nın son terör eylemleri içerde ve dışarda bazı güçlerin ekmeğine yağ sürüyor olabilir, ancak burda daha çok örgütün lider kadrosunun fırsatçı yaklaşımları belirleyici olmuşa benziyor. PKK’lılar
Türkiye’nin Irak’a operasyon yapmasının, yapsa bile sonuç almasının zor olduğunu hesaplayıp, devletin -en azından hükümetin- kendilerini sonunda muhatap almak zorunda kalacağını düşünmüş olmalılar
Dolayısıyla örgütün son açıklamasını, yaptıkları hesapların tutmamış olduğunun dolaylı bir itirafı olarak okumak mümkün. Ama kalkıp “zaten PKK da ateşkes ilan etti” diyerek sorunu bir kez daha rafa kaldırma şansı artık kalmadı.
Bugün şu olgu her zamankinden daha açık: Örgütün silahlarını kayıtsız şartsız bırakmasının dışında hiçbir strateji ve taktiğin işe yarama şansı yok.