Devlet içinde mafyalaşmanın olduğunu belirten
Baykal,
terörle mücadelede bazen hukuk dışına çıkıldığını, gerçekleşenlerin ötesinde de bazı
darbe planlarının şekillendiğini kaydetti.
Baykal, üç ayrı konunun tek bir
dava yerine ayrı ayrı soruşturulması gerektiğini söyledi.
Baykal, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında partisinin yerel
seçim kampanyasını değerlendirdi. Ekonomik krize ilişkin yaptıkları vurgunun yankı bulduğunu ve hükümeti önlem almaya ittiğini belirten Baykal, seçimlerin YSK'nın bazı uygulamalarından olumsuz etkilenmemesini dilediklerini vurguladı. Önceki gün kabul edilen
Ergenekon terör örgütüne ilişkin ikinci iddianameyi de değerlendiren Baykal, bu kez örgütü savunmadı; iddianamede dikkat çekilen hukuk dışılıkları kabullendi. Baykal, şu ifadeleri kullandı: "Geçmişle
hesaplaşma, geçmişte yapılan ve gelecekte yapılabilecek yanlışlıklar için bu gerçeklerin ortaya konulmasının çok
doğal olduğunu düşünüyorum. Bugüne kadar devlet otoritesi ve yetkisini sahiplenen bazı isimler ve çevreler, devlet gücünden çıkarak bir yararda buluşan çeteler ortaya çıkarmıştır. Mafyalaşma ortaya çıkmıştır. Bizim böyle bir sorunumuz var. Buna karşı ciddi bir hesap sormak lazım. Bu olaylara girenleri, ciddi şekilde sorgulamak lazım. Devletin gücünü yeni bir aşamaya getirmek buna bağlı.
Türkiye'de
terörle mücadele konusunda çok ciddi hukuk ihlalleri yapılmıştır. Bu da bilinen bir gerçektir. Terörle mücadeledeki güçlükler, mücadeleyi yer yer açık hukuk ihlallerine götürmüştür. Bu irdelenmesi gereken temel bir konudur. Hangi düzeyde bu yanlışlıklar yapılmıştır? Bunları görmek gerekir, bunların yargıya intikal edilmesi doğaldır. Türkiye'de uzun süre bir askerî darbe tablosu var olmuştur. Gerçekleşenlerin ötesinde şekillenenler olmuştur. Bu konuda bir netleşmeye gerek var. Bu konuda çalışma yapılması da normal."
Var olan hukuk dışılıkların birbirine bağlı olarak değil, ayrı ayrı ele alınması gerektiğini savunan Baykal, terörle mücadele, darbeler ve çeteleşmelerin aynı kapsamda değerlendirilmesinin yanlış olduğunu ileri sürdü. Buna 'hesaplaşma ve intikam duygularının eklendiğini' anlatırken ortaya bugünkü yargılamanın çıktığını belirtti. Baykal, "Bunların hepsi birbirinden ayrılmalı. Hepsini aynı torbada birleştirerek bir yere varılmaz." diye konuştu. Baykal, iddianamede çok önemli tespitlerle hiç alakası olmayan suçlamaların iç içe konulduğunu iddia etti.
CHP lideri, 22 Temmuz seçimleri öncesinde, sık sık dile getirdiği '
sandıktan başka çare yok çağrılarını, darbe planlarını bilerek mi yaptığına ilişkin soruyu ise şöyle cevapladı: "Özel istihbarata dayalı değerlendirmem olmadı. Ama
siyaset adamları, içinde bulundukları ortamın gerçeklerini bilinçli bilinçsiz değerlendirirler. Toplumun ruh hali yansır. Türkiye'de siyasetin
tartışma götürmez şekilde çağdaş ve demokratik olarak yürütülmesini istiyoruz. Demokrasi artık kabul görmüştür. Ama seçim ve sandık temeli,
demokrasiyi güvence altına almıyor. Demokrasinin başka gerekleri de var. İdarenin seçim karşısında tarafsız olması güvence altına alınmalı. Tek parti dönemindeki gibi valilerin
iktidar partilerine
hizmet etmesi demokrasinin tamamen dışındadır. Demokrasiye sığmayan uygulamalar, demokrasiyi tehlikeye maruz bırakmaktadır.
Asker elbette müdahale etmesin ama sen de müdahale etme. Türkiye askerî müdahalelere karşı demokratik bilinci sahipleniyor. Bu çok sevindirici bir şey. Ama başka tehditler de var.
Basın özgürlüğü olmadan demokrasi olmaz."
ZAMAN