Dünyada sadece
Erzurum Karayazı'da yetişen bir tür
ters lale olan çiçeğin son kalan 57 adet soğanını sökerek
yurt dışına götürmeye çalışan 2 Hollandalı,
Kapıkule Sınır Kapısı'nda yakalandı. Hollandalıların kullandıkları
araçta yapılan aramada çoğu endemik 160 türe ait 5 bin 236 adet bitki
tohumu, bitki kökü ve fidesi ele geçirildi.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, gümrük muhafaza ekipleri, bugüne kadarki en büyük bitki kaçakçılığını ortaya çıkardı.
Hollandalı Franciscus Johannes Linschoten'in (60) kullandığı 78 BKGF plakalı jeep,
Türkiye'den çıkış yaparken ihbar üzerine Kapıkule Sınır Kapısı'nda durduruldu. Araçta yapılan aramada,
bagaj kısmında
küçük saksılarda
çiçek fideleri, çeşitli türlere ait bitki kökleri, üzeri numaralandırılarak
gazete kağıtlarına sarılmış tohumlar bulundu. Bunun üzerine araç, detaylı kontrolü yapılmak üzere X-Ray Tarama Hangarına alındı. Burada yapılan kontrolde, aracın altında
metal bölme olduğu tespit edildi. Yerinden sökülen metal bölme içinde çok sayıda bitki tohumu olduğu gözlendi.
Aracın sürücüsü Francıscus Johannes Linschoten ile yanında bulunan Micheal Hubertus Klok (29), gümrük görevlilerine, botanik ve bahçe düzenlemesiyle ilgilendiklerini, söz konusu fide, tohum ve kökleri de kendi bahçelerinde kullanmak üzere 20 farklı ülkeden topladıklarını iddia ettiler.
Bitkilerin incelenmesi ve yurt dışına çıkarılmasının suç sayılıp sayılmamasının anlaşılması için
Trakya Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümünden iki uzman çağrıldı.
Uzmanların katılımıyla yapılan sayım ve incelemede 160 türe ait toplam 5 bin 236 adet bitki ve tohumu tespit edildi. Bitkiler arasında Türkiye'de ihracı
yasak ve endemik türler olan çiğdem, yabani soğan, sklemen, ters lale (
Adıyaman lalesi), kardelen, zambak, şakayık türleri olduğu belirlendi.
Ele geçirilen bitkiler arasındaki bir türün, dünyada sadece Erzurum'un Karayazı ilçesinde yetişen ve sadece 57 adet kaldığı belirlenen ''Fritillaria Michailovskyi'' adlı ters lale olduğu ortaya çıktı. Zanlıların, yurt dışına götürmek için son kalan 57 ters lale türünün tamamını söktükleri belirlendi.
Olayla ilgili
soruşturma başlatılırken Hollandalı Linschoten ve Klok, ifadelerinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. El konulan bitki soğanları, kök ve tohumları ise
Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri
Merkez Araştırma Enstitüsü'ne teslim edildi.
Zanlıların, 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun kapsamında 6 aydan 2 yıla kadar
hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılabileceği öğrenildi.
-ZANLILAR GEÇEN AY ARTVİN'DE GÖRÜLMÜŞ-
Bu arada, zanlıları ihbar edenlerin
Artvin Çoruh Üniversitesi
Orman Mühendisliği Bölümü öğrencileri olduğu öğrenildi. Hollandalıları geçtiğimiz mayıs ayında Artvin Kafkasör mevkiinde bitki toplarken gören öğrencilerin, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü yetkililerine durumu bildirdikleri, buradaki yetkililerin de aracın plakasını gümrük muhafaza ekiplerine haber verdikleri kaydedildi.
Bitkileri teslim alan Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü Türkiye Geofitleri Projesi Yöneticisi ve Süs Bitkileri Uzmanı
Erdal Kaya, AA muhabirine, bugüne kadarki en büyük bitki kaçakçılığının ortaya çıkarıldığını, bitki soğanlarının ve köklerinin yurt dışına çıkarılmasının ülkenin büyük bir sorunu olduğunu söyledi.
Erdal Kaya, kendisini en çok üzeninin ise tüm dünyada sadece 57 adet kalan ters lale türünün tamamının sökülmesi olduğunu, ancak sökülen lale soğanlarını uygun koşullarda saksılara diktiklerini söyledi.
Kaya, ele geçirilen endemik bitkilerin büyük bir çoğunluğunun Türkiye'den, kalan kısmının ise
Makedonya,
Yunanistan,
Bulgaristan,
İran,
Suriye ve Gürcistan'dan toplandığını belirlediklerini kaydetti.
-''TERS LALELER ÜZERİNDE ALZHEİMERA VE KANSERE ÇARE ARIYORUZ''-
Söz konusu bitki ve köklerinin paha biçilemez olduğunu ifade eden Kaya, şöyle konuştu:
''
TÜBİTAK ve bazı üniversitelerle birlikte bitkiler üzerinde alzheimer ve
kanser araştırmaları yapıyoruz. Bu kapsamda da Türkiye'de sadece belirli bir bölgede yetişen ve üzerinde çalışma yaptığımız 19 bitki türünün korunması için
Çevre ve Orman Bakanlığına müracaat etmiştim. 19 tür için de başvurum kabul edilmişti ve bununla ilgili
bütçe çıkmıştı. Bunlardan bir tanesi de dünyada sadece Erzurum'un Karayazı ilçesinde olan 57 adet ters lale soğanı. Bu yıl içinde projelendirilip arazide lokal korumaya alınacaktı. Ancak Hollandalılar, bu 57 soğanın 57'sini de sökmüş.
Alzheimere çare olmak için ters lale türleri üzerinde çalışıyoruz. Bu hastalığın çaresi bu bitkilerde aranıyor. Bunun parayla ölçülecek bir durumu olabilir mi?''
Kaya, 57 adet ters lale soğanının enstitüde çoğaltılacağını ve popülasyon zenginleştirme projeleri kapsamında söküldüğü bölgeye yeniden dikileceğini belirtti.
-DOĞA SEVER OLARAK GELİP BİTKİ ÇALIYORLAR-
Yabancıların, Türkiye'de hangi bölgede hangi bitki türü olduğunu çok iyi bildiklerini ifade eden Kaya, ''Yabancılar, Türkiye toprakları üzerinde yıllardır çalışma yürütüyor.
Turist,
madenci, gözlemci,
doğasever adı altında ülkemize geliyorlar ve GPS cihazlarıyla daha önce belirledikleri bölgelerden bu türleri topluyorlar'' dedi.
Kaya, ele geçirilen endemik bitki türlerinden 36'sının gümrükte beklerken çürüdüğünü, kalan 5 bin 200 bitkiyi ise muhafaza altına aldıklarını, bu türleri yakında sergileyeceklerini söyledi.
-YABANCILARIN DOĞADAN BİTKİ TOPLAMALARI İZNE BAĞLI-
Türkiye'de, dünyanın hiçbir yerinde olmayan 3 bin 500 adet ender bitki türü bulunuyor. Bunlara 'endemik bitki' deniliyor. 1983 ve 1988 yıllarında yayımlanan iki
kararname ile
yabancıların doğadan bitki toplamaları izne bağlandı. Yabancı bilim insanları,
Dışişleri Bakanlığı izni ve bir üniversitedeki ilgili akademisyenlerin gözetimi ve
işbirliğiyle belirli sayıda örneği ülkesine götürebiliyor. Yurt dışına kaçırılan bitkiler, oradaki laboratuvarlarda ve gen bankalarında değerlendirilebiliyor. Bitki kaçakçıları, turist olarak gelip belirli araştırma merkezleri veya ilaç şirketlerinin yönlendirmesiyle nadir bitki türlerini yurt dışına götürüyor.
Uzmanlar, bitki türlerinin
jandarma, gümrük sorumluları ve yerel yöneticiler tarafından işbirliği içinde bilinçli ve programlı olarak izlenmesi, belli yerlerde düzenli kontroller yapılması gerektiğini belirtiyor.