Bir teknisyen, yönetimi 17 gün boyunca uyarırken faciadan sağ çıkan Bayram Çakan, “Bantlardaki aşırı kömür yükü nedeniyle elektrik panoları bile dayanmıyordu.” diyor. Bir elektrik ustasının eşi ise, “Arızalardan dolayı sürekli geç geliyordu.” ifadesini kullanıyor.
Zaman Gazetesi'nin haberine göre, Soma’da 301 madencinin can verdiği facianın sebebine dair yeni ayrıntılar ortaya çıkıyor. Kurtulan bir işçi ile vefat eden elektrik ustasının eşinin anlattıkları, kabloların yükü kaldıramadığını tespit ederek 17 gün boyunca yönetimi “Büyük felaket olacak” diye uyaran elektrik teknisyeni Ergün Sidal’i doğrular nitelikte. Sağ kurtulan Bayram Çakan, o gün sabah ‘H’ panosunda çalışan 25-30 kişiyle elektrik panolarına destek için bilek kalınlığında 200 metrelik bir ara kablo çektiklerini söyledi. Aşırı yüklenmeden dolayı panoların attığını belirten Çakan, “Çıkarılan kömürü bant çekemiyormuş. Doğal olarak pano atıyor, elektrik kesiliyor ve üretim azalıyor. Elektrikçiler, atmasın diye mecburen düz bağlamış.” dedi. Vefat eden elektrik bakım ustası Mustafa Kocabaş’ın eşi Nilgün Kocabaş da eşinin son günlerde arızalar sebebiyle sürekli geç geldiğini ifade etti: “Çok yorulduğunu anlatıyordu. Arkadaşları, olay günü bölümde 4 elektrikçinin bulunduğunu söylüyor. Normalde 1-2 kişi olurdu.”
Elektrik panoları sürekli atıyordu kaza günü 200 metre kablo çekildi
301 kişinin hayatını kaybettiği Soma’daki madende arama-kurtarma çalışmaları önceki gün sona erdi; ancak ocaktaki ihmallere ilişkin her gün yeni iddialar ortaya atılıyor. En güçlü iddialardan birini Zaman önceki gün sayfalarına taşımıştı. Kamuoyunda da yankı bulan haberde madenden sağ çıkan işçi Mehmet Ali Dinçer, yakın arkadaşı elektrik teknisyeni Ergün Sidal’in 17 gün boyunca yöneticilerini uyardığını dile getirmişti. Kablolarının trafodaki gücü kaldıramadığını tespit eden Sidal’in “Burada çok büyük olay olur, kimse altından kalkamaz.” dediği ortaya çıkmıştı. Ayrıca işçi Dinçer, temiz hava veren fanların olaydan tam 10 gün önce bozulduğunu, elektrik kesintisinin ardından kendisiyle birlikte 4 arkadaşının oksijensizlikten zehirlenerek hastaneye kaldırıldığını belirtmişti.
Ocaktaki elektrik aksamı ve kesintilere ilişkin iddialara yenileri ekleniyor. Kazadan yaklaşık 8 saat sonra dışarı çıkarak hayata tutunan 33 yaşındaki Bayram Çakan’ın anlattıkları da facianın sebeplerine ilişkin ipuçları veriyor. 8 yıldır bu sektörde çalışan Çakan, salı günü sabah vardiyasında ‘H’ panosunda çalışan 25-30 kişilik bir ekiple elektrik panolarına destek için bilek kalınlığında yaklaşık 200 metrelik bir ara kablo çektiklerini kaydetti. Madende bantlara aşırı yüklenmeden dolayı panoların attığını dile getiren Çakan o günü şöyle anlattı: “Çektiğimiz kablonun yer yer kenarları soyulmuş, telleri çıkmıştı. Omuzumuzda taşırken çıkan teller elimize geliyordu. Çıkarılan kömürü bant çekemiyormuş. Kömür taşıyan bantlar tonajı kaldıramıyormuş. Doğal olarak pano atıyor, elektrik kesiliyor üretim azalıyor. Bunu elektrikçiler mecburen düz bağlamış. Pano atmasın diye. Yani bantta elektrik kesilmesin diye. Ya çekecek ya kopacak. Tahminim elektrikçiler düz bağladı onu. Ben yangının ondan olduğunu düşünüyorum. Daha önceden yoktu. Yüzde 90 ondan olduğunu düşünüyorum.”
‘Kızımın yüzünü bir kez görebilsem’ dedim
Bayram Çakan madende yaşadıklarını şöyle anlatıyor: Patlamanın olduğu yere 200 metre uzaklıktaydım. Bulunduğumuz yerde duman azdı. Gaz maskelerini kullandık. 150-200 metrelik mekanize kaçamağına sığındık. Burada 2 saat kaldık. Bayılmalar başladı. Bacaklarım uyuştu. Yere düştüm. Bir süre sürünerek ilerledim. O anda çocuğum aklıma geldi. Herkesle helalleştim. Biz orada 142 kişiydik. Herkes hakkını ‘helal etsin’ diye seslendi. Daha sonra kurtarma ekibi geldi. Sırtlayıp çıkardılar.
‘Eşim elektrik arızaları yüzünden eve geç geliyordu’
İhmal iddiaları, daha çok ocaktaki elektrik sistemi üzerinde yoğunlaşıyor. Faciada hayatını kaybeden elektrik bakım ustası Mustafa Kocabaş’ın eşi Nilgün Kocabaş da aynı noktaya dikkat çekiyor. Eşinin elektrik arızaları sebebiyle sürekli evine geç geldiğini anlatan bir çocuk annesi Kocabaş, son günlere ilişkin gözlemlerini şöyle anlatıyor: “Muhtemelen orada elektrikçi sayısı azdı, bazen yalnız çalıştığını, arkadaşının yardıma geldiğini, fazla yorulduğunu söylüyordu. 2-3 gün önce zaten geç gelmişti, ondan öncede geç geldiği oluyordu. Mesela 16.00-24.00 vardiyalarında 03.30’da geldiği oluyordu. Bazen ‘Bugün yine geç geleceğim, arıza vardı, çıkamadık, karşı vardiya geldi, halledemedik’ diye arıyordu. Elektrikten çıkan bir arızadan dolayı kalıyordu.” Eşinin çalışma arkadaşlarının, facianın yaşandığı gün o bölümde 4 elektrikçinin olduğunu anlattığına dikkat çeken Nilgün Kocabaş, kafasındaki soru işaretlerini şöyle sıralıyor: “Niye 4 elektrikçi de orada diye düşünüyorum. Acaba orada bir arıza vardı da 4’ü birden oraya mı toplandı? Niye 4’ü birden orada olsun. Ya eşim olur ya da onun yanına gelecek birisi olur acaba bir arıza mı çıktı?”
Mustafa Kocabaş’ın iş güvenliği uzmanı olan kardeşi Musa Kocabaş da, kardeşinin işsizlik sebebiyle madende çalıştığını anlattı. Kardeşinin son 10 günde elektrik arızalarının arttığını söylediğini dile getiren Musa Kocabaş, zaman zaman da iş güvenliği kurallarının madenlerde uygulanmadığı şikâyetini kendisiyle paylaştığını aktardı.
Facianın yaşandığı madende maden teknikeri olarak çalışan bir işçinin babası da çalışanlara daha fazla üretim yapmaları için baskı yapıldığını iddia ediyor. İsminin yazılmasını istemeyen baba, geçen ay istenilen miktarda kömür çıkarılamadığı için oğlunun maaşından 600 TL kesildiğini söylüyor. Maden sahiplerinin ‘ihmal yok’ şeklindeki açıklamaları için de, “Bugüne kadar ‘ben suçluyum’ diyen duydunuz mu?” demekle yetiniyor. Madende babasını kaybeden, kendisi de başka bir maden ocağında çalışan bir işçi de, aynı iddiayı tekrarlıyor. İşçilerden her gün çıkarılması istenen kömür miktarının olduğunu, o miktara ulaşamayanlara o gün yevmiye verilmediğini iddia ediyor.