Oral Çalışlar'la
Sabah Gazetesi'nden Ecevit Kılıç'ın yaptığı röportajın ilgili bölümleri:
* Susurluk'taki çetelere karşı tavır neden Ergenekon'da gösterilmiyor?
Susurluk'ta yakalananlar ve
hedef haline gelenlere baktığımızda
ülkücü gelenekle bağı olan isimlerdi. Susurluk'ta
Abdullah Çatlı gibi 12
Eylül öncesinde saldırılarda yer alan bir ismin çıkması sol için mücadele edilebilecek bir alan haline geldi. Zaten ülkücüler geçmişte solun kavgalı olduğu bir kesimdi.
* Nedeni Ergenekon'da ülkücülerin olmaması mı?
Ergenekon'da esas olarak ülkücüler yok; devlet var, askerler var, bir de solcu diye bilinen kesimler var epeyce. O zaman solda tereddüt oluştu ve "Geçmişte Abdullah Çatlı'dan, Mehmet Ağar'dan
hesap sorulması gereken bir olay varken, bu kez
İlhan Selçuk ve
Doğu Perinçek gibi isimlerden hesap soruluyor. Yani soldan hesap soruluyor" dediler. Bu ciddi etki yaptı. İkincisi Ergenekon askeri
darbe bağlantılı bir olay. Askeri darbe yapmak isteyen bir kesim de var Ergenekon'un içinde. Askeri darbelerle sol arasında hep bir akrabalık var eskiden beri.
* Nasıl bir akrabalık?
Sol, darbelerle ilişkisini tam olarak kesmiş değil. 12 Mart'ta da,
12 Eylül'de de zaman zaman solcu bir askeri darbe beklentisi solda hep olmuştur. O nedenle ülkücü
cinayetlerinden farklı olarak Ergenekon'un askeri darbe içermesi solda tereddüt yaratıyor. Solun burada yaşadığı esas sorun darbeyle köklü bir hesaplaşma. Ergenekon'un söylemi; "Darbe yapmak için solcu gözüken, ulusalcı gözüken kişiler de öldürülebilir. Bu meşrudur ve makuldür." Ayrıca çok sarsıcıdır.
* Sol bunu mu tartışıyor?
Evet. Ergenekon'un bu sarsıcı tarafı solda bölünmeye yol açıyor; "Böyle bir şey kabul edilebilir mi, edilemez mi" diye bir
tartışma oldu. "Cinayet işlemişler, üstelik kendi taraftarlarından insanları öldürmüşler, bunu kabul etmek meşru mu" fikriyatı solda derin bir yarılmaya yol açtı. Bir üçüncüsü de
Amerika ve NATO bugüne kadar yaşanan darbelerin ya arkasında ya da destekçisiydi, ama bu kez Amerika böyle bir darbe teşebbüsü içinde olmadığı gibi teşebbüsü de desteklemediğini açıklıyor. Sol geleneksel olarak anti-Amerikancı tarafta durduğu için "Amerikancılar bu Ergenekon işini yapıyor" diyorlar.
* Operasyonu AKP'nin yapmasının etkisi ne?
Türkiye'deki modernist kesim -sol da bunun içinde- Türkiye'yi kendilerinin yönetmesi gerektiğine inanıyor. Eğitimli, burjuva hayat tarzına alışkın bu kesimler, "Taşradan, Kasımpaşa'dan, Anadolu'dan gelenler mi bizi yönetecek. Biz buna razı olamayız" diye tepki gösteriyor. AKP'ye de oradan kızıyorlar. Halbuki solcuların alt sınıfların çocuklarının Türkiye'yi yönetmesini savunması lazım. Burada din problemi de var.
Darbe AKP'ye karşı çünkü AKP İktidarda
* Ergenekon'un AKP'ye muhalif isimlerin tasfiyesine dönüştüğü iddiasının haklı tarafı yok mu?
Darbe teşebbüsüne girişenler veya darbeye sempatiyle bakanların büyük çoğunluğunun, AKP'yi devirmek istedikleri ortada. Zaten kim var
iktidarda; AKP. Ama Türkiye'de AKP yokken d
e devlet içinde
cinayetler işleniyordu,
ülke içinde büyük çatışmaları kışkırttılar. Bunların tasfiye edilmesi toplumun hayatını garanti altına alacak. Türkiye'nin
demokrasinin sigortalayacak. Bunun AKP'yle ilgisi yok ki, AKP'yi de aşan bir şey. AKP de öyle çok demokrasi taraftarı ve aşığı bir parti değil. Sonuçta Türkiye'nin geleneksel kültürü içinde yetişmiş bir hareket.
* Sağ kesimde de değişim yok mu?
Susurluk'ta
derin devlete sahip çıkanlar şimdi "Ergenekon'ün üzerine gidilsin" diyor. O dönemde Refah-Yol iktidarıydı. Bu sağcı iktidar Susurluk'un üstüne gitmek istemiyordu. Susurluk biraz da o iktidarla özdeşleşmiş gibiydi ve o mücadele aynı zamanda Refah-Yol'u da hedef alıyordu. Bu yüzden MİT binası da, askeri birlikler de ışık söndürme eylemlerine katıldı. Susurluk, devletle hesaplaşma yerine iktidarla hesaplaşmaya dönüştü. Bugün de Ergenekon'un silahlı kuvvetlere yönelik olduğu düşünülüyor. Solcular da "AKP'nin işi" diye karşı çıkıyorlar. Sağcılar da "Bu Refah-Yol iktidarını hedef alıyor" diye karşı çıkmışlardı. Her ikisi de yanlış. Susurluk'la Ergenekon arasında fark yok esas olarak.
Perinçek'e de, İlhan Selçuk'a da üzüldüm
* Bugüne kadar derin devletle en çok sol mücadele etti...
Evet. Ergenekon soruşturmasında bu işin sorgulanmasını isteyen etkili isimlerin çoğu da solcu. Solcuların bir kesimi Ergenekon konusunda tereddütlü davranıyor ama bir kesimi de bu mücadelenin en aktif unsuru.
* Sol örgütlerin iddianamede yer alması ilginç değil mi?
Sosyalistlerin çok bulaştığı kanaatinde değilim.
İşçi Partisi var, onun dışında da yok.
* DHKP-C?..
Onların ne kadarı soldu, ne kadarı devletle ilişkiliydi bilmiyoruz. Bunlar devlet kuvveti miydi, devlet onları ne kadar yönlendirdi? Zaten şüphelerimiz vardı. Ergenekon belki de bunların netleşmesi bakımından imkân yaratacak. Ama sol hareket bunun dışında.
* Doğu Perinçek'le yıllarca beraber mücadele ettiniz. İlhan Selçuk'la da uzunca süre aynı gazetede yazdınız. İkisinin de derin devlet yapılanmasında yargılanması karşısında ne hissediyorsunuz?
Bizim kuşak darbecilikle hesaplaşmadı. O nedenle Doğu Perinçek'in böyle bir şeyle yüz yüze gelmesi çok
sürpriz değil. Askeri darbelerle kopuş yaşamazsan, hayat seni böyle bir yere çeker. İsteğim, Perinçek ve Selçuk'un aklanması. Ama iddianame, ciddi iddialar öne sürüyor, doğruysa, bunların hesabı da verilsin.