Eski
Genelkurmay Başkanı
emekli Org.neral İsmail Hakkı
Karadayı'nın Anavatan ve DP'ye Meclis'e girmemeleri konusunda
baskı yaptığı iddialarını güçlendiren şok bir ses kaydı ortaya çıktı.
Karadayı'ya ait olduğu iddia edilen ses kaydında dinleyenleri şoke eden itiraflar yer alıyor.
İnternet sitelerine düşen kayıtlarında Karadayı, Anavatan lideri
Erkan Mumcu'ya 'kesinlikle Meclis'e girme' dediğini belirtiyor. Karadayı, "Girmedi o olmadı. Girseydi seçiliyordu.
Abdullah Gül olmadı, gaye oydu." diyor. Kayıtlara göre eski Genelkurmay başkanı, Cumhurbaşkanı'nın
halk tarafından seçilmesine imkan tanıyan
Anayasa paketinin Meclis'ten geçmemesi için de çaba sarf etmiş.
Ergenekon soruşturması kapsamında gündeme gelen Encümen-i Daniş üyesi Karadayı'nın en ilginç açıklamaları ise askeri
darbeyle ilgili. Karadayı,
AK Parti'nin 22 Temmuz seçimlerini kazanması ve ardından istediği birini
Köşk'e çıkarması durumunda açık açık askerin darbe yapacağını öne sürüyor: "Eğer şu seçimlerden de başarılı olunmazsa Silahlı Kuvvetler'in bunu halletmesi lazım. Bunlar yani cumhurbaşkanlığına kadar kendi adamlarından biri gelir, gene seçimde de ekseriyetle başa geçerlerse o zaman asker temizler bunu."
28
Şubat sürecinde Genelkurmay başkanı olan Org. Karadayı'ya atfedilen
ses kayıtları, Köşk seçimleri sırasında gündeme getirilen 367 tuzağını gözler önüne seriyor. Ses kayıtlarına göre Anavatan'ı "Meclis'i boykota" ikna eden Karadayı, daha sonra cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin önünü açan anayasa değişikliği için devreye girmiş. Karadayı, değişiklik için gerekli 367 kabul oyunun çıkmaması için yine Anavatan lideri Mumcu'yu aramış. Mumcu hakkında yakışıksız ifadeler kullanan Karadayı, eski Anavatan lideriyle aralarında geçen diyalogları şöyle aktarıyor: "Mumcu zaten
teklifi yapan pe.....k kendisi. Fakat bu bana şeyi söyledi. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini istiyorum. Bu dedim sakıncalı, yok efendim ısrar etti, hava yapmak için bunu teklif etti. AK Parti de üzerine atladı."
Karadayı, Mumcu'nun yanı sıra Anavatan milletvekilleriyle temasa geçtiğini şu sözlerle anlatıyor: "367 bulamazlarsa katakulliye gidiyor. Ben bir iki kişiye daha
telefon ettim, sakın girmeyin diye. Halk Parti'den oraya geçmişler onlar. Şimdi adam efendim teklifi yapan bizim başkan diyor Mumcu için. Bu diyor gireceğine göre bizim de kesinlikle girmemiz lazım. Gir kardeşim dedim ben de gir ve şey ver; çekimser ver. Ondan sonra dedim ki birkaç arkadaşa daha söyle, düşünecek onu. İşte ben bir eski bazı bakanlara söyledim bunu onlar da bir iki milletvekiline söyleyecekler."
İsmail Karadayı'nın 367 tezinin mucidi eski
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı
Sabih Kanadoğlu'yla sürekli temasta olduğu da anlaşılıyor. Karadayı, Köşk seçiminin çıkmaza girmesinden sonra Kanadoğlu'nu arayarak teşekkür etmiş ve cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini öngören Anayasa paketi konusunda görüşünü almış: "Teşekkür ettim Sabih Kanadoğlu'na, gece konuştuk 45 dakika kadar, ne olacak bundan sonra dedim. 'Valla kötü istikamete gidiyorlar' dedi. Ancak 'bazı şeyler olabilir' dedi. Cumhurbaşkanının bunu veto etme hakkı yok ancak referanduma gönderme durumu var.' diyor. Bu sıkıntılar var."
Eski Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, kendisi nden söz ederken "p......k" ifadesini kullanan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'ya sert tepki gösterdi. Şahsına yönelik hakaret içeren sözleri yargıya taşıyacağını belirten Mumcu, "İsmail Hakkı Karadayı, kendisine atfedilen ses kaydı gerçek ise bizim bu tutumumuzu anlayamamış veya içine sindirememiş olmalı ki hakkımızda hakaretamiz sözler sarf ediyor. Her söz sahibinin seviyesini gösterir ve sahibine aittir." dedi.
Erkan Mumcu, yaptığı yazılı açıklamada Karadayı'ya atfedilen ses kayıtlarının, daha önce kamuoyuna açıkladığı bilgilerin gerçekliğinde en küçük bir kuşku olmadığını gösterdiğini öne sürdü. Karadayı ile hayatında sadece havalimanı VIP salonunda karşılaştığını, eşinin de bulunduğu ortamda hatır sorma ve nezaket sözlerinden başka bir şey konuşulmadığını savundu. Bunun dışında İsmail Hakkı Karadayı'nın kendisini Demokrat Parti (DP) ile bütünleşme kararının ardından telefonla aradığını kaydeden Mumcu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Üç dakika kadar süren bu telefon görüşmesinde birleşme kararımızı kutlamış, konuşmanın devamında '367' tezine destek vereceğimizi umduğunu beyan etmiş ve bizden '367 iddiasının hukuksal bir temelinin bulunmadığı bu hususta en doğru çözümün seçimi halkın yapacağı bir anayasa değişikliği olduğu' yanıtını almıştır. O konuşmada seçimi halk yapsa da yine AKP'li bir ismin seçilebileceği yönündeki kaygısını ifade etmiş ve benden 'Demokrasi böyle bir şey, halk kimi isterse onu seçsin.' yanıtını almıştır.'' Ankara, Zaman
Demokrat Parti Genel Başkanı Süleyman Soylu: Karanlık aydınlanıyor gelecekten umutluyum
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu'nun cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde DP ile Anavatan'ın Meclis'e Ergenekon baskısı nedeniyle girmediğine yönelik iddiası gündeme damgasını vurdu. Dün internet sitelerinde yayımlanan ses kaydı, tartışmaya son noktayı koydu. Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'ya ait olduğu ileri sürülen konuşma, Soylu'nun tezini haklı çıkardı. Soylu, internet sitelerine yansıyan konuşmayı, "Türkiye'de birtakım şeylerin aydınlığa çıkıyor olması gelecek adına umut verici." şeklinde değerlendirdi. Soylu, "Bütün karanlık dönemlerin hukuk yoluyla açığa çıkması, aydınlanması gerekir. Karanlık dönemler hepimizi rahatsız etmektedir, milleti rahatsız etmektedir. 367 konusunda, Meclis'e girmeme konusunda tarafların bugüne kadar yaptığı açıklamalar ne beni ne Türkiye'yi tatmin etmişti. 27 Mayıs 1960'tan itibaren 28 Şubat dahil bütün süreçler aydınlanmalıdır." şeklinde konuştu. Soylu, bu konuda ortaya çıkacak bir siyasi inisiyatife her zaman destek vereceklerinin altını çizdi.
Soylu, Karadayı'ya ait olduğu ileri sürülen konuşmadaki darbe tehdidine dikkat çekerken yargının devreye girmesini istedi. DP lideri, şöyle devam etti: "Biz darbelere maruz kalmış bir partiyiz. Net olarak söylüyorum. Kim darbeyi aklından geçirmişse ya da geçiriyorsa hukukun üstünlüğü kullanılarak gereği yapılmalı. Devletten bizim beklentimiz budur. Siyasi parti yöneticileri olarak talebimiz budur. Kim darbeyi aklından geçirmişse devlet, hukuk içinde kalarak hakkından gelmeli. Bizim derdimiz, Türkiye'nin şeffaf bir ülke olması. Hukukun üstünlüğünün, özgürlüklerin, demokrasinin ülkesi olması. Eline bir şekilde güç geçmiş insanların yönlendirmeye çalıştığı, karanlık dehlizlerde kural koyduğu, baskı koyduğu ülke olmaması. Herkes görecektir. Türkiye ne kadar şeffaf olursa o kadar zengin ve refah içinde olacaktır." İsa Yazar, Ankara
Eski Anavatan MYK üyesi Hüseyin Kocabıyık: Siyasetçinin düştüğü bu durum çok üzücü
Hüseyin Kocabıyık, Köşk seçiminin kilitlendiği 367 sürecinin en yakın şahitlerinden biri. Anavatan Partisi'nin Merkez Yürütme Kurulu üyesiydi. Erkan Mumcu'nun 367'ye 'saçmalık' diyerek Meclis'e girilmesini istediğini, ancak bir telefon görüşmesiyle fikir değiştirdiğini ilk açıklayan oydu. Mumcu, bu iddiayı yalanlamıştı. Kocabıyık, emekli Org. Karadayı'ya ait olduğu ileri sürülen sözlerle haklılığının ortaya çıktığı, 27 Nisan'ın aydınlandığı görüşünde. Ancak Kocabıyık, haklı çıkmaktan mutlu değil: "Olay kendi başına fevkalade üzücü. Emekli bir Genelkurmay başkanı açısından üzücü. Milletin üzerinde yatırım yaptığı, genelkurmay başkanlığı payesi verdiği bir kişinin bu düzeyde bir dil kullanması, siyasete böyle müdahale etmesi üzücü. Siyasetçinin düştüğü durum açısından da son derece üzücü."
Kocabıyık, Mumcu'nun bir telefonla karar değiştirmesini anlamakta zorlandığını belirtiyor. İki liderin de 'darbe olacağına inandırıldık'larını savunuyor. Mehmet Ağar ve Mumcu'nun darbeye karşı mücadele etmek yerine AK Parti'den boşalacak alana konmayı, parsayı toplamayı hesap ettiklerini anlatıyor. Kocabıyık, iki partinin Meclis'e girmeme sebebinin tek başına emekli Org. Karadayı'nın telefonu olmadığı iddiasında. Kocabıyık, şöyle devam ediyor: "Bu kadar basit değil. 28 Şubat, 27 Nisan ve benzeri süreçlerin hepsi Ergenekon'un ta kendisi. Bu olayları bir bütün olarak ele almak lazım. Türkiye'de Ergenekonlaşmış büyük bir sermaye var. 28 Şubat bir Ergenekon olayıydı. Arkasında büyük sermaye vardı. Suç örgütüyle içli dışlı bir sermaye." Kocabıyık, internette yayımlanan konuşmadaki darbe tehdidine de sert tepki gösteriyor. Kocabıyık, "Darbe tehdidi korkunç. Genelkurmay Başkanlığı'nın hemen bir açıklama yapması lazım. Darbe tehdidini kınaması lazım." ifadelerini kullanıyor.
ZAMAN