Erzurum 2. Ağır
Ceza Mahkemesinin kabul ettiği, aralarında
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı
İlhan Cihaner ve
Eskişehir İl Jandarma
Alay Komutanı Kıdemli
Albay Recep Gençoğlu'nun da bulunduğu 10'u
tutuklu 14 kişi hakkındaki iddianamenin ek dosyalarında, İliç'te bir köyden ''Osman'' adlı kişinin, 1994 yılında ''muhtemel
Alevi-
Sünni çatışmasında kullanılmak üzere
mühimmat dağıtıldığı'' ileri sürerek, yaşanan sürece ilişkin verdiği bilgiler yer alıyor.
13. klasörde 254-256. sayfalarda yer alan bilgilere göre, mühimmatlara ilişkin İliç İlçe Jandarma Komutanı ile görüşen ''Osman'' adlı kişi, can güvenliği nedeniyle ifade vermeye Cumhuriyet savcılığına ya da
jandarma karakoluna gidemeyeceğini belirterek, İlçe Jandarma Komutanı
Yüzbaşı Yılmaz Sandal'ın ''istediğiniz bir yerde görüşelim'' teklifi üzerine, köye
sivil olarak gelmeleri halinde görüşebileceğini söylüyor.
İliç
Cumhuriyet Savcısı Eren Budak'ın bilgisi dahilinde gerçekleşen görüşmede ifade veren kişi, ''1994 yılında köye çuval içinde çeşitli mühimmat getirildiğini, bazı
silahların da
tren ile geldiğini, silahlardan köylülerin hepsinin haberdar olduğunu ve silahlar dağıtılırken 'çıkması muhtemel Alevi-Sünni çatışmasında' kullanılacağı yönünde konuşulduğunu'' öne sürüyor.
Köye getirilen mühimmatlar arasında ''
lav silahı,
roketatar, uzun namlulu mavzer ve el bombalarının bulunduğunu'' anlatan bu kişi, kendisine de 1 adet oval ve yüzeyi pürüzsüz
siyah renkli el bombasının verildiği, bir müddet kendisinde kalan bombayı daha sonra rahatsızlık hissederek muhtarın kardeşine verdiğini iddia ediyor.
''
Ergenekon''
soruşturması kapsamında sürekli silah ve mühimmat bulunduğu yönünde haberlerin basında yer alması üzerine köylülerin evlerinde saklanan silah ve mühimmatın toplanarak, köye ait bir araziye çuval içerisinde Orhan K. tarafından gömüldüğünü öne süren şahıs, köyde yaşananların şu an köy muhtarı, Mehmet A, Orhan K, Ömer K. ve
Şaban Y. tarafından organize edildiğini savunuyor.
İliç İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Yılmaz Sandal'ın, anlatılanların adli mercilere intikal ettirileceğini söylemesi üzerine bu kişi, ''tehdit altında olduğunu, başına bir şey gelmesi halinde sorumluların isimlerini verdiği kişiler olduğunu, keçilerini sattıktan sonra köyden ayrılacağını ve bu kişilere yönelik yapılacak operasyonun da kendisi köyden ayrıldıktan sonra yapılmasını'' talep ediyor.
-''SİLAH KAÇAKÇILIĞI'' İDDİASI
İliç Cumhuriyet Savcısı Eren Budak, yaşananlar üzerine Erzincan
Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'e danışarak, konunun hangi
yasa hükmü kapsamında değerlendirmesini sorduğu belirtilen klasörlerde, Cihaner'in de olayın ''
silah kaçakçılığı'' kapsamında değerlendirilmesi tavsiyesinde bulunduğu kaydediliyor.
Daha sonra konudan dönemin Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal'ın haberdar olmasının ardından İliç Cumhuriyet Savcısı Eren Budak'ı arayan Şanal'ın, konuya ilişkin bilgi istediği ifade ediliyor.
Şanal'ın, ''silahların halka veriliş tarzı ve söylenen sözler dikkate alındığında, halen yargılaması ve soruşturması devam eden
Ergenekon Terör Örgütü faaliyetlerinden birinin olma ihtimalinin kuvvetle muhtemel olmasını dikkate alarak'' soruşturmaya Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığının re'sen el koyduğunu bildirdiği kaydediliyor.
Osman Şanal'ın, ayrıca soruşturma dosyası ile ilgili her türlü ani gelişmeden haberdar edilmeyi, Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığının vereceği sözlü ya da yazılı talimatların, yasal işlemlerin yerine getirilmesini istediği belirtiliyor.
-CİHANER İSE BİLGİ VERİLMEMESİNİ İSTEDİ
İliç Cumhuriyet Savcısı Budak'ın da, bunun üzerine Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'e yazı yazarak, kendisinin ''silah kaçakçılığı'' kapsamında değerlendirmesini söylediği konuya Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekilliği tarafından re'sen el konulduğunu bildirdiği ve konuya ilişkin yaşadığı tereddütün giderilmesini talep ettiği anlatılıyor.
Bu gelişmeler üzerine Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in de, Erzincan Jandarma Komutanlığına yazı yazarak, ''Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığın yürüttüğü söz konusu soruşturmada Başsavcılığın bilgi ve onayı olmadan hiçbir adli ve idari birime bilgi verilmemesini ve hangi merciden gelirse gelsin
arama,
gözaltı gibi taleplerin yerine getirilmeden mutlaka Başsavcılığa bilgi verilmesini'' istediği kaydediliyor.