Erdal Doğan,
Ergenekon sanıkları Şener
Eruygur, Hurşit
Tolon ile Fatih Hilmioğlu'nun sık sık
Malatya'da toplandıklarını bildiklerini fakat bunu
belgeleyemediklerini belirterek, “Vakit'teki görüntüler bütün ilişkileri belgeledi. Ergenekon
Savcı Zekeriya Öz'le yaptığımız görüşmede işte bu toplantıların incelenip araştırılmasını istedik” dedi.
Ergenekon sanıkları Şener Eruygur,
Hurşit Tolon ile Fatih Hilmioğlu'nun 2007 yılında Malatya
Zirve Yayınevi cinayeti ile
cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Malatya'da 2.
Ordu Komutanı
Org. Hasan Iğsız ile toplantılar düzenlediğinin görüntülerinin yayınlanması gündeme
bomba gibi düştü. Zirve Yayınevi cinayetinin müdahil avukatlarından Av.
Erdal Doğan Ergenekon savcısı
Zekeriya Öz ile yaptıkları görüşme ve şok fotoğraflarla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı.
SEVGİ ERENEROL CİNAYETE ZEMİN HAZIRLADI
Ergenekon sanıklarının Zirve Yayınevi Cinayetinden önce sık sık Malatya'ya gelip toplandıklarının bilgisine sahip olduklarını anlatan Doğan, “Malatya'da sık sık toplantılar yaptıklarından haberdardık. Ama elimizde
delil yoktu”dedi. Doğan Vakit'teki görüntülerin bu toplantıları belgelediğini kaydetti. Savcıdan bu toplantıların hukuki anlamda araştırmasını istediklerini kaydeden Doğan, Ergenekon sanığı
Sevgi Erenerol'ün askeri kurumlarda verdiği konferanslarda
misyoner cinayetlerine zemin hazırladığını belirtti.
Doğan şunları söyledi: “
Sevgi Erenerol'da askeri kurumlarda misyonerlerin ne kadar tehlikeli olduğunu anlatarak bu tür cinayetlere zemin hazırlıyordu. Bu toplantılarda üst düzey komutanlar bile Erenerol'u kalkıp ayakta alkışladılar. Zirve
yayınevi cinayetinin Ergenekon'la bağlantısı olduğuna dair bir şüphemiz yok ancak biz
savcılık soruşturmasında bunun ortaya çıkartılmasını istiyoruz”
IĞSIZ SORUŞTURMAYI ENGELLEDİ
Malatya Cinayetinin soruşturulduğu dönemde cinayette asker rolünün araştırılması yönündeki ihbarların Hasan Iğsız tarafından engellendiğini vurgulayan Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Müdahil taraf olarak Zirve Yayınevi
katliamını gerçekleştirenlerin Ergenekon'un
hedef ve
eylem biçimlerinden biri olduğundan hiç şüphemiz yoktu. Zaten bu konu da Ergenekon davasının ilk iddianamesinde iddia olarak da yer almıştı. Tek sorun bu illiyet bağının hukuki yönden daha iyi kurulması yönünde azmettirirlerin ortaya çıkarılmasında savcı ve mahkemenin üzerine düşeni gereği gibi yapmamış olmasıdır. Malatya'da görülen davaya gelen tüm ihbar, belge, bilgi ve beyanların bu bağı kanıtlamış olmasına rağmen.
Askerler rolüne ilişkin gelen ilk ihbardaki bilgi ve zanlıların rolünün araştırılmasına yönelik Malatya savcılığının askeri savcılığa yaptığı başvuruyu dönemin 2. Ordu Komutanı Hasan Iğsız emrindeki hukuk müşavirliği adeta hukukla dalga geçer gibi altında ihbarcının adresi olmadığı gerekçesiyle aynen iade etti.
Hasan Iğsız'ın ismi daha sonra irtica ile mücadele eylem planının hazırlanmasında geçmişti. Bu kişinin komutasında jandarmanın fiziki ve
teknik takip ettiği katliam kurbanları olmasına rağmen, kendisi önce genelkurmay 2.başkanlığına oradan da 1.ordu komutanına yükseltilmiştir. Ergenekon soruşturmasını yürüten
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının tüm bu cinayetler ve sanıklar arası bağı daha etkin soruşturmama hali ise vahimdir. Bu sanıklarla dönemin komutanın tüm bu bilgiler ışığında ilgi ve alakası oldukça manidardır. Biz de bu yöndeki hukuki başvurularımızı hep yaptık ve yapmaya devam edeceğiz. Aksi takdirde suçüstü yakalanan sanıklarla bu davanın yürütülmesi ile yetinilmesi hukuki ve yargısal şarlatanlık olacaktır."
VAKİT