"Kitap fuarına Zaman Kitap'ın alınmaması, kitaba yapılan kötü bir
muameledir." diyen Çağlar, "Müslüman'ın Müslüman'a haksızca davranmasıdır. İslami
hassasiyetlerle yayın yapmak varlığı ve gayesi olan bir yayınevine
yapılan kötü bir muameledir." ifadelerini kullandı.
Diyanet İşleri Başkanı'nı kınadığını ve hakkını helal etmediğini söyleyen Çağlar, "Sayın Başkan ve ilgili kurum yöneticileri biraz olsun kendi birikimlerinin ve yayın faaliyetlerinin farkında olsalardı, Zaman'ın Arkadaşım Dergisi'nde yayımlanan ve denemelerden oluşan “Ev'den Evren'e” isimli çocuk kitabının Diyanet tarafından yılın kitabı seçildiğini bileceklerdi." dedi.
İşte Zaman Kitap Editörü Yusuf Çağlar'ın, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’e sert tepki gösterdiği değerlendirme yazısı...
Aslında yalnızca muhatabım Mehmet Görmez değil. Kitaba kötü muamele yapan bütün devlet ricali…
Bu asırda içine düştükleri kör kuyudan çıkabilmeleri artık imkânsız görünüyor. Kur'an'ın ve Sünnet-i Seniye'nin yolundan uzaklaşarak verdikleri her karar, kör kuyulara düşürüyor onları. Diyanet'in İstanbul ve Ankara'da ev sahipliği yaptığı kitap fuarına Zaman Kitap'ın alınmaması, kitaba yapılan kötü bir muameledir. Müslüman'ın Müslüman'a haksızca davranmasıdır. İslami hassasiyetlerle yayın yapmak varlığı ve gayesi olan bir yayınevine yapılan kötü bir muameledir. Kurulduğu günden itibaren her yıl ürettiği kitap, infografik, hat baskıları ve kendine özgü eserleriyle kitap fuarına destek veren ve dini yayınlar konusunda nitelikli çalışmalar yapan bir yayınevinin, havadan sudan mazeretler sıralanarak fuar dışında tutulması, en kibar tabirle ‘ahlak'sızlıktır. Teamül gereği fuara her yıl katılan bir yayınevini ‘yeni başvurular var' diyerek dışlamak ‘ticari ahlak' açısından da ciddiyetsizliğe yol açacak bir tutumdur.
Aslında bu mesele; kitaba ve yazarlara kötü muamelede bulunma meselesi, ülkemizde yeni değildir. Onun için ağlayıp sızlayacak değiliz. İşin ahlaki boyutu ise muhataplarımızla ilgilidir. Onlar, hükümetin siyasi baskıları altında kendilerince yol almaya çalıştıklarını ve hatta Zaman Kitap'ın fuara alınmamasının malum çevrelerce takdir göreceğini düşünebilirler. Bunun bir çaresizlik ve kitaptan uzaklaşmak olduğunu algılamayabilirler. Bu bir tercihtir...
Asıl meseleye gelince. Kitabevinin editörü olarak, Diyanet'in yayın ve neşriyatla ilgili projelerine, sempozyumlarına, süreli yayınlarına, fuar eylemlerine daima katkı vermeye çalıştığımı açık bir dille söylemeliyim. Aslında Zaman Kitap'a yapılan bu kötü muameleye en çok da ben tahammül edemiyorum. Yarın başka başka hayaller peşine düşecek bir avuç oligarkın estirdiği korku ve tehditlerle dolu bir ortamda, feda edilen şey, kötü muameleye maruz bıraktığınız hafıza bu milletin emanetidir. Artık, açık bir dille ilan ediyorum ki; bir daha hiçbir surette Diyanet İşleri Başkanlığı kurumuyla ilişkili hiçbir faaliyette bulunmamaya ve arşivimden hiçbir belgeyi bağlı yayınlarında kullandırtmamaya özen göstereceğim. Türkiye'de Surre-i Hümayun, Mahya, Ezan gibi millî ve manevi değerlerimizle bütünleşen konularda referans çalışmalar yapmış ve pek çok nitelikli eseri arşiviyle desteklemiş bir koleksiyoner olarak, meseleyi yalnızca siyasi bir zorunluluk içinde algılayan kurumların bilerek veya bilmeyerek hafızalarımızı da tarumar etmeye çalıştıklarını söylemek zorundayım. Zaten, belediyelerimizin çoğu niteliksiz işlere imza atmaktan geri durmuyor. Hızlı bir şekilde niteliksizleşen kitaplı yolculuğumuz, geldiğimiz noktada iflasın eşiğindedir. Okurla kitabın arasına giren sayısız mazeretin bir kopuşa sebep olması da, kurumlar eliyle yapılan ve çoğu gündelik siyasete ve şahsi ilişkilere araç olan niteliksiz ve içeriksiz kitap politikalarıdır.
‘İktidar'ın siyasi hegemonya ile kurulacağına inanan ve kendine 'tek adam' rolü biçen devlet adamlarının sonu hep hazin olmuştur. Kitap ve güzel sanatla yol alan milletler ise varlıklarını ve medeniyetlerini daima ayakta tutmasını ve geleceğe doğru yol almasını bilmişlerdir.
Benim, Diyanet İşleri'nin başına Mehmet Görmez Bey geldikten sonra kitapla bir medeniyet algısı içinde yeniden buluşacağımız hayalini terk etmeye niyetim yok. Ama Zaman Kitap'a, dolayısıyla otuz yılını yayın ve editörlük konusundaki çabalara hasretmiş bir isme yapılan kötü muamelenin de bir faturası elbette olacaktır. Temsil ettiği kurumun kitaba ve onu temsil eden isme ve yüz binlerce okuruna yapılan bu ayrımcılıktan ve gayr-i ahlaki muameleden dolayı Diyanet İşleri Başkanı'nı kınıyorum ve hakkımı helal etmiyorum.
Sayın Başkan ve ilgili kurum yöneticileri biraz olsun kendi birikimlerinin ve yayın faaliyetlerinin farkında olsalardı, Zaman'ın Arkadaşım Dergisi'nde yayımlanan ve denemelerden oluşan “Ev'den Evren'e” isimli çocuk kitabının Diyanet tarafından yılın kitabı seçildiğini bileceklerdi. Unvanlar ve ödüller peşinde olmak bizlere yakışmaz ama bu eseri baş tacı yapan hocalarımızın takdir ettiği şeyin dille ilgili olduğunu bilmenizi isterim. Dinimizin ve dilimizin ortak olduğunu iftiraya, hakarete, aşağılamaya, küfürbazlığa, her türlü ayrımcılığa kapalı olduğunu teyit ediyordu bu eserin tarafınızdan hüsnükabul görmesi. Sözü uzatmak istemem. Ben sizlerden razı değilim. Kitaba yaptığınız bu yakışıksız tutum ve tavrınızı hiçbir zaman affetmeyeceğim. Allah sizleri de, kitaba kötü muamele yapan bütün idarecilerimizi de affetsin. Âmin.
ZAMAN