Bank Asya'ya yapılan hukuksuz operasyon; ülke ekonomisini sarsmaya devam ederken bir çok siyasi, akademisyen, iş adamı, vatandaş  ve esnaf bu duruma hesap açarak ve para yatırarak tepki gösterdi, yorumlarda bulundu. Samanyoluhaber.com yazarlarından Eyüp Ensar Uğur''da konuyla ilgili 'Sincan'da tanklar, Bank Asya'da tomalar' başlıklı bir yazı kaleme aldı.

İşte Uğur'un o yazısı:
"Eski dönemde güç odaklarının anlamsız muamelelerine kamuoyunun verdiği tepkiler, hassas konuların birden gündeme gelmesiyle dağılıverirdi.

Mesela Askeri lojmanlara veya törenlere başörtülü asker yakınları alınmaması millette bir kızgınlık oluştururdu.
Ama kısa bir süre sonra rezerv düşman Yunanistanla yaşanan bir "it dalaşı" gibi bir gerilim her şeyi unutturuverirdi. Unutmak ne kelime, daha dün insanları çileden çıkartan kimlikler, birden kahraman ilan ediliverirdi.
Günümüzde benzer metodları kendi argümanlarıyla uygulayanlara bu sebeple pek şaşırmamak gerekiyor.
Nihayetinde bu topraklarda yetişmiş insanlar işte... Halk da aynı halksa başarısı ortada olan taktiğe neden tekrar ve tekrar başvurulmasın ki.

Duygusallık su gibidir, tahrik edilen hassasiyetlerle, insanları sel gibi peşinden sürükleyebilirsin, hedefte olanları da bir şekil bu selin önüne atar, tepkilerin odağına yerleştirebilirsin..
Mesela başörtü yasağı günlerinden kalan acı olayları hatırlatmayla insanların duygularının kabartılması gibi. İçte olan kinin açığa çıktığı ilk örnek olarak hatırlıyoruz bu olayı. Topluluğun duygusallığı istenilen kıvama gelince de asıl maksada gelinmişti.. "İşte o acılar yaşanırken o birilerinin tavrı şöyleydi, böyle laf etmişlerdi .." diyerek insanların hararetlenmiş duygularının önüne, kin duyduklarını koyup nefretlerini umuma mâl etmeye çalışmışlardı.. Ama diğer taraftan da o keyfi zulme sebep olanları, başkaca korkunç suçları sebebiyle girdikleri hapisten hukuka müdahale ederek serbest bıraktılar. İşin ironik yanı ise "sizi kumpastan kurtardık.." diyerek suistimal ettiği zulme sebep olanların önüne aynı kesimi atmaları.
Ama işte tüm bu paradoksa akıl almaz süreci, heyecan verici "yüzyılda bir gelen lider" romantizmi fark ettirmiyor.

Evet, bugün iktidar gücünü ele geçirenler tarafından, hukuğun rafa kaldırıldığı
operasyonlar yapılıyor.
Bizzat hükümet başının epeydir göz koyduğu Bankasyayı batırmak için her türlü hamle yapıldı. Ama müşterilerinin beklenmedik desteklerinden dolayı istedikleri olmadı.
Dolaylı olarak hukukun dışına çıkılması sonuç vermeyince, bu sefer açıkça kanunların çiğnendiği bir operasyon yapıldı. Ve sonunda kalabalık polis desteğiyle Bankasya Genel Merkez binası kuşatılıp yönetim gasp edildi.
İşe bakın ki bu yasadışı baskın, 1997'de Sincan'da tankların yürütüldüğü operasyonun yıl dönümüne denk geldi.
O dönemde tankların kanunsuz bir şekilde sivil yerleşim yerinden yürütülmesiyle mağdur olanlar, ele geçirdikleri güçle bu sefer kendileri mağrurca hareket edip kaba kuvvete başvurdu.

Şu dünyanın devri daimleri ne ibretlik. Zaman ve güç döngüleri adeta bir samimiyet testi. Hasılı dün şikayetçi olduğu eylemlere bugün kendileri tevessül edenler, evvel zamandaki samimiyetlerini de ele vermekteler...
Dünyanın dört bir yanında vesile oldukları hayırlı hizmetlerin sekteye uğramaması için, hizmet gönüllüleri, nadir görülen bir fedakarlıkla, varını yoğunu tehlikeye atıp bankalarını kurtarmaya çalışıyor.
Bu "Mal canın yongasıdır" sözünü ilke edilmişler için anlaşılması zor bir durum.
Tüm bu yaşanan açık haksızlık halkın vicdanında "bu kadar da olmaz ki.." diye mutlaka karşılık bulur.
Ama emin olun halkın yaklaşımını bir barometre gibi ölçüp tartanlar çok geçmeden yine derin duygulara hitap eden gündemleri devreye sokacaktır.

Bunu da artık İsrail'e had bildirerek mi, ABD'ye meydan okumayla mı, İnancımıza münasebetsizlik yapan kimilerini azarlayarak mı, bölücülük yapanlara vatansever bir çıkışla mı veya çokça başvurulan bir mağduriyet kurgusuyla mı bilemiyorum.
Ama bildiğim şey, milletimizin tepkilerini savan ve dün kızdığı kişiyi, nazarlarında birden sevimli hale getiren malzemenin bir hayli çok olması.

İşte bu sebeple güvencemiz, "sadece bana dayanın ve güvenin.." buyuran Allah.
Ancak O'nun sayesinde, zulümleri dahi insanların nazarında meşrulaştıran bu piyesler sona erecek ve hakikat ortaya çıkacak..."

SAMANYOLUHABER.COM