Oysa bu konudaki şaşkınlığımız
hafızamızın zayıflığı ile ilgili olmalı. Çünkü bu ikilinin birbirlerini nasıl sevdiği söylenmişti, yazılmıştı. Hafızalarımızı zaman zaman tazelemekte fayda var. Ne demişti
Yalçın Küçük:
“
İlhan, hemen her sohbetimizde Süleyman Bey’i çok överdi. Onun
hesap adamı olduğunu söylerdi. Benim o vakitler
Demirel aleyhindeki yazılarım biraz da bu sohbetlere cevaptır!.. Demirel’le çok çok yakın çalışmış insanlar bana ‘İlhan
Selçuk ne zaman randevu istese, Beyefendi çok memnun olur, bütün işlerini bırakır hemen randevu verirdi’ demişlerdir...
Cumhuriyet Gazetesi’nin mali işlerinde Baş
bakan olarak İlhan’a çok
yardım ettiğini, örtülü ödenekten para verdiğini de söylediler! Dolayısıyla, bu iki ismin yan yana gelmesi beni şaşırtmaz.”
Hafıza tazelemeye devam. Demirel- Selçuk beraberliği aslında çok eskilere,
gençlik yıllarına, 1945’lere “Tan Gazetesi baskını”na dayanıyor.
Demirel ve
İlhan Selçuk solcu Tan Gazetesi’nin matbaasını parçalayanlar arasındaydı.
Biz demiyoruz, mesela
Can Dündar diyor:
“İlhan Selçuk’un da yürüyüşçüler arasında olduğunu öğrendim. Dün bu konuyu kendisine sorduğumda, o gün ‘hadi yürüyün’ denilmesiyle herkesin yola döküldüğünü, ama meraklı kalabalıkla Tan’ı kırıp dökenleri birbirinden ayırmak gerektiğini söyledi. ‘Ben yürüdüm, ama binaya gitmedim, Tan’ı yağmalayanların bazıları da sonradan DP milletvekili oldu’ dedi. Selçuk, Tan baskınının 50. yıldönümünde Sertel Vakfı’nın ilk ödülüne layık bulunacaktı.”
Şimdi belki biraz
uçuk bir yorum olacak ama okumalarımdan, araştırmalarımdan ve yaşadıklarımdan şu tespiti yaptım:
Her dönemin provakatif eylemlerine katılanlar provakatif eylemler sonucu askeri darbeler olup olağan dönemlere geçildiğinde mutlaka başbakan, bakan, milletvekili ya da önemli kişiler oluyor!
Tan gazetesi baskını, içinden başbakan çıkardı (
Süleyman Demirel), solun en ilerici kişisini (İlhan Selçuk!) çıkardı. O baskına katılan bir çok kişi bakan oldu, milletvekili oldu, önemli mevkilere geldi daha sonra.
Süleyman Demirel’in 1960 darbesine maruz kalan Demokrat Parti’yi nasıl
tasfiye ettiğini gördük.
1971’in, 1980 öncesinin önemli isimleri, 28
Şubat döneminin önemli isimleri (
sivil kanatta olanlar) bugün önemli yerdeler!
Ne yapmak lazım peki?
Bütün bu dönemlerin baş aktörü olan Süleyman Demirel’i Tamer Korkmaz’ın deyimiyle “Siyasi efsunun dünya markası” ilan etmek lazım. Bir de becerebilirsek, hafızalarımızı taze tutmayı...
NUH GÖNÜLTAŞ/BUGÜN