Sivil toplumdan itidal çağrısı

AK Parti hakkındaki kapatma davası ve Ergenekon terör örgütüne yönelik operasyonlar siyasî gerilimi yükseltti.

Sivil toplumdan itidal çağrısı

CHP'nin hükümeti 'kendi derin devletini oluşturmak'la suçlaması ve karşılıklı sert açıklamalar, toplumun büyük kesiminde endişelere yol açtı. Kutuplaşmanın 'toplumsal travmaya' dönüşmek üzere olduğu uyarısını yapan TÜSİAD, siyasî partileri, kurumları ve toplumun tüm kesimlerini sağduyuya davet etti. Patronlar kulübü, mevcut durumun ancak diyalogla ve gerilimi düşürerek, tam demokrasiyle, hukuka şartsız saygıyla aşılabileceğini vurguladı. Çağrıya iş dünyasından da destek geldi. "Sürecin sağduyulu şekilde yürütülmesi gerekiyor." diyen Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı, AB ile müzakerelerin ve IMF çıpasının güçlendirilmesi gerektiğini kaydetti. MÜSİAD Başkanı Ömer Bolat, Anayasa Mahkemesi'nin davayı reddetmesini isterken, Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu Başkanı Rızanur Meral, devletin bütün kurumlarının yapıcı bir tavır sergilemesini talep etti. Meral, "Üslup ve aksiyonlardaki sertlik devam ederse ekonomi bundan menfi etkilenir." dedi. Kayseri Sanayi Odası Başkanı Mustafa Boydak da, "Kimse tribüne oynamasın. Türkiye bu dönüşüm sürecini kaçırırsa sancılı bir hayat bizi bekliyor." şeklinde konuştu. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, şu anda yaşanan gerginliğin temelinde ülkenin içinde bulunduğu değişim sürecinin etkili olduğu kanaatinde. "Hiç kimse bilerek bu gerilimleri istemedi. Gerilimin geçebilmesi için değişimi daha güçlendirecek açılımlar yapılmalı." diyen Satıcı ekonomik, siyasal ve sosyal anlamda sürecin sağduyulu şekilde yürütülmesi gerektiğini kaydetti. Satıcı, başta Avrupa Birliği ile müzakereler ve IMF çıpasının yeniden güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, "Türkiye'nin süratle tekrar AB süreci konusunda güçlü adımlar atması gerekiyor. Siyasi gerilim varsa, 301. madde, Siyasi Partiler Kanunu ve diğer tüm konularda daha güçlü atılımlar yapmak gerekiyor." değerlendirmesini yaptı. Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral, dünyanın ekonomik durgunlukla karşı karşıya kaldığı bir dönemde, Türkiye'nin sahip olduğu siyasi istikrar ve reformlarla bir miktar daha dengeli bir dönem geçirdiğini hatırlattı. Meral, bu noktada dünyanın Türkiye'ye olan ilgisinin devam etmesi için yapılması gerekenleri şöyle açıkladı: "İktidarı, muhalefeti, yargısı ve devletin tüm kurumlarının yapıcı ve itidalli bir tavır içinde olması gerektiğini düşünüyoruz. Üslup ve aksiyonlardaki sertlik ve gerilimin devamından ekonomi menfi etkilenecektir" Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Ömer Bolat da, gündemi ekonomik ve sosyal refahı sağlayacak mikro reformların meşgul etmesi gerekirken ülkenin kaotik bir havaya sokulduğunu söyledi. Bolat " AK Parti hakkında hazırlanan iddianame de bu duruma tuz biber ekti. Türkiye adeta demokratik standartları en aşağıda olan bir ülke konumuna sokuldu. Bunun sebebi de Türkiye'de temel hak ve hürriyetlerin gelişmesini istemeyen çevreler." ifadelerini kullandı. Siyasi hayatın normale girebilmesi için ilk etapta Anayasa Mahkemesi'nin davayı reddetmesi gerektiğini vurgulayan dernek başkanı, şunları söyledi: "Türkiye hızlı bir şekilde ekonomideki mikro reformlara, istihdam paketine ve rekabeti artırıcı tedbirlere yönelmeli. AB ile tam üyelik müzakere için siyasi reformlar ve insan hakları konusundaki reformlara odaklanmalı." Türkiye'nin üç ana probleminin 'zenginleşme', 'daha güçlü birliktelik' ve 'eğitimli nüfus' olduğunu vurgulayan Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Başkanı Murat Saraylı, bütün gayret ve tartışmaların bu üç problemi çözmeye yönelik olması gerektiğini söyledi. Saraylı, Birleşmiş Milletler insani kalkınmışlık endeksinde Türkiye'nin 84. sırada yer aldığını ifade ederken, ülkede gerçek gündemlerin dışında tartışmalar yaşanmasından şikâyet etti. Kayseri Sanayi Odası Başkanı Mustafa Boydak da birlik ve beraberliğe şiddetle ihtiyaç duyulan bir dönemde içeride kişi ve kurumların birbirleriyle uğraşmaktan vazgeçmesi gerektiğini belirtti. Türkiye'nin ekonomik anlamda tam bir dönüşüm içerisinde olduğunu vurgulayan Boydak, "Bu dönüşüm sürecini kaçırırsak sancılı hayat bizi bekliyor. Kimse tribünlere oynamadan, iktidar muhalefet kavgası vermeden sağduyulu hareket etmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı. Hukukun ve demokrasinin sağlıklı çalışmasını isteyen Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Konukoğlu, bütün sorunların sulh içerisinde çözülmesi ve insanların birbirleriyle sorunlarını konuşması gerektiğini söyledi. Kurumlar arasında çekişmenin son bulmasını isteyen Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir de, herkesi demokrasi ekseninde hareket etmeye çağırdı. [PATRONLAR KULÜBÜ'NDEN ÜÇ MADDELİK ÇIKIŞ YOLU] Dayanışmayı sağlamak ve gerilimi düşürmek Türkiye'de her geçen gün biraz daha artan gerilimi düşürmek, bunu sağlayacak bir uzlaşma zemini oluşturmak, başta iktidar partisi olmak üzere tüm siyasi partilerin ve tüm toplum kesimlerinin temel görevidir. Sorumlu mevkidekilerin üsluplarına özen göstermesi, tüm toplumun kaybedeceği bir kırılma noktasına gelmeden gerilimi yatıştırması, çağdaş demokratik sorumluluğun bir gereğidir. Herkes için tam demokrasiyi savunmak Çağdaş demokrasilerde siyasetin sorunlarına parti kapatarak çözüm bulunamaz. Herkes için tam demokrasiyi savunmadan, çoğunlukçu değil çoğulcu bir anlayışı benimsemeden, demokrasinin altyapısının yazılı kurallar kadar teamüllerden de oluştuğunu kabul etmeden demokrat olunamaz. Türkiye'de köklü bir demokrasinin yerleşmesi, her yönüyle çoğulcu demokratik normlara uygun, katılımı ön plana çıkaran bir anayasa değişikliği ile siyasi partiler, seçim sistemi ve dokunulmazlıklarla ilgili yasal çerçevenin yenilenmesinden geçer. Hukuka, şartsız saygı göstermek Yenisi yerine konulana kadar mevcut hukuk çerçevesinde hareket etmek, demokratik toplumların temel kurallarından biridir. Her ne sebeple olursa olsun aksi yönde hareket etmek kaos meydana getirir. Partilerimizin, laikliğin hem toplumsal ilişkileri hem de birey haklarını düzenleyen hukukun temeli olduğunun bilinciyle, daha ileri bir demokratik standardı oluşturmak için çalışması esastır. Ama, demokrasimizin temel eksikleri ortada dururken, güncel sorunları aşmaya yönelik, alelacele gündeme getirilen anayasal düzenlemeler, sorunları daha derinleştirir. Siyasî sorunlar siyasetle çözülür Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), son dönemde meydana gelen siyasi gelişmelerle ilgili olarak, kutuplaşmanın adım adım tırmanarak toplumsal travmaya dönüşmek üzere olduğu uyarısını yaptı. Başta iktidar olmak üzere tüm siyasi partileri, kurumları ve toplumun tüm kesimlerini itidal ve sağduyuya davet eden patronlar kulübü, mevcut durumun ancak diyalogla ve gerilimi düşürerek, tam demokrasiyle, hukuka koşulsuz saygıyla aşılabileceğini bildirdi. TÜSİAD'dan yapılan açıklamada, Yönetim Kurulu'nun son günlerdeki güncel gelişmeleri kaygıyla değerlendirdiği, ülkenin 'adım adım rejim krizine yol açabilecek bir ayrışma ve kutuplaşma' içine girmesinden endişe duyduğu kaydedildi. Açıklamada, tarafların, attıkları her adımla, aldıkları her inisiyatifle ve gösterdikleri her tepkiyle durumun daha da endişe verici hale geldiğine dikkat çekildi. "Yaşadığımız bu sürece, TÜSİAD olarak seyirci kalmamız mümkün değildir." denilen açıklamada, çıkış yolu olarak toplumsal dayanışma ve gerilimin düşürülmesi, herkes için tam demokrasi ve hukuka şartsız saygı gerektiğine işaret edildi. Siyasi faaliyetin, durumun gerektirdiği asgari sorumluluk anlayışından uzaklaşan bir yaklaşım ve söylemle sürdürüldüğü savunulan açıklamada, siyaset alanına siyaset dışından yapılan müdahalelerin, Türkiye'nin evrensel demokratik kurallarla yönetilen bir ülke görünümüne kavuşmasına engel olurken, daha ileri demokratik standartları yerleştirme fırsatlarının da heba edildiği vurgulandı. Açıklamada, iktidarın, ülkenin refah ve huzuruna odaklı bir gündemi benimsemesi, demokrasiyi dar siyasi bakışla yani çoğunlukçu bir anlayışla yorumlamaktan vazgeçmesi, bunun yerine çağdaş çoğulcu demokrasinin ışığında, hukukun üstünlüğü ve kuvvetler ayrımı ilkelerine bağlı kalarak hareket etmesinin, Türkiye'nin geleceğinin şekillendirilmesi açısından elzem olduğu ifade edildi. Patronlar kulübü, muhalefetin de bu temel ilkelere ve anlayışa bağlı kalarak, ülkenin önüne mevcut sorunlarını çözecek siyasi alternatifler koyarak siyaset yapmasının; ekonomik, siyasal ve toplumsal olarak dünya ile bütünleşmiş bir Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu politikaları gündemine alarak içe kapalı bir ülke anlayışından çıkmasının demokrasinin geleceği açısından belirleyici olduğuna olan inancını dile getirdi. Mevcut kutuplaşmayı aşmak için, siyasetin sorunlarının siyaset içinde çözülmesi gerektiği belirtilen açıklamada, "Başta iktidar partisi olmak üzere, siyasi partileri ve liderlerini sağduyuya davet ediyor, kanaat önderlerini, tüm işveren kuruluşlarını, işçi sendikalarını ve sivil toplum örgütlerini de demokratik zemini güçlendirmek, toplumda zedelenmeye yüz tutan kardeşlik ve dayanışma duygularını pekiştirmek amacıyla çaba göstermeye çağırıyoruz." denildi.
<< Önceki Haber Sivil toplumdan itidal çağrısı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER