Sivil anayasa görücüye çıkıyor

Sivil anayasa taslağının hazırlanma sürecinde sona gelindi. AK Partili hukukçular ile taslağı hazırlayan bilim kurulunun Sapanca'da üç gün süren toplantısı tamamlandı.

Sivil anayasa görücüye çıkıyor

Prof. Dr. Ergun Özbudun ve ekibi tarafından hazırlanan taslak metin büyük ölçüde kabul edildi. Bu hafta kamuoyuna ilan edilmesi beklenen sivil anayasayla önemli reformlar hayata geçecek. İlk defa çevrenin korunması Anayasa'ya girecek. Yargı ve YÖK'te köklü düzenlemeler yapılıyor. YAŞ ve HSYK kararları yargı denetimine açılacak. Fişlemeye karşı vatandaşa anayasal güvence sağlanacak. Kadınlara, çocuklara ve yaşlılara pozitif ayrımcılık geliyor. Siyasi iradelerini arkalarına koyabilecekleri bir anayasa ortaya çıkardıklarını söyleyen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, toplumun her kesiminin kabul edebileceği, birey odaklı, demokratik ve özgürlükçü bir anayasa yapmaya çalıştıklarını söyledi. Fırat, toplantıda sadece Özbudun başkanlığındaki bilim kurulunun hazırladığı taslağı değil, Türkiye Barolar Birliği, TÜSİAD ve TOBB ile bazı siyasi partilerin daha önce hazırladıkları taslaklardan da yararlandıklarını kaydetti. Üniversitelerde başörtüsü yasağının kaldırılmasıyla ilgili bilim kurulunun iki alternatifli önerisine toplantıda dört yeni formül daha eklendi. Taslakta "Üniversitelerde kılık kıyafet serbesttir" ve "Kılık kıyafet sebebiyle öğrenim hakkı engellenemez" şeklindeki iki alternatif benimsenmişti. Ancak sarık gibi devrim kanunlarına ve sosyolojik gerçeklere aykırı kıyafetlerle üniversitelere girmeyi engelleyecek formüller üzerinde de duruluyor. Taslağın AK Parti MKYK'sında netleştirildikten sonra Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından açıklanması kararlaştırıldı. Sivil anayasa süreci haziran ayında başladı. Başbakan Erdoğan, 8 Haziran'da Prof. Dr. Özbudun'u davet ederek bir anayasa taslağı hazırlamasını istedi. Özbudun'un tespit ettiği 6 öğretim üyesinin katılımıyla bir bilim kurulu oluşturuldu. 100 saati aşan tartışmalar sonucunda bir taslak oluşturuldu ve Başbakan'a sunuldu. Üç gün süren kamp dün öğle saatlerinde sona erdi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, toplantının ardından Sapanca Richmond Oteli'nin önünde basın açıklaması yaptı. Fırat, toplumun her kesiminin kabul edebileceği özgürlükçü bir anayasa yapmaya çalıştıklarını söyledi. 1982 Anayasası'nın olağanüstü şartlarda kabul edildiğini ve sürekli tartışma konusu olduğunu hatırlatan Fırat, toplumsal bir ihtiyaç olan yeni anayasanın öncülüğünü yaptıklarını ifade etti. AK Parti'nin anayasa çalışmasını ideolojik yaklaşımlarla sabote etmeye çalışanların bile anayasa taslağı hazırlamaya başladıklarını kaydeden Fırat, bu çalışmaları da olumlu karşıladıklarını dile getirdi. Fırat, toplantıda sadece Özbudun başkanlığındaki bilim kurulunun hazırladığı taslağı değil Türkiye Barolar Birliği, TÜSİAD ve TOBB ile bazı siyasi partilerin daha önce hazırladıkları taslaklardan da yararlandıklarını aktardı. AK Parti olarak siyasi iradelerini arkasına koyabilecekleri bir taslak ortaya çıkardıklarını vurgulayan Fırat, şöyle devam etti: "Bu taslağın temel özelliği bireyi odağa alması ve özgürlükçü olması. Demokrasiyi derinleştirecek, hukuk devletini yapılaştıracak sivil bir anayasa oluşturduk. Ancak yine medyada yer aldığı gibi sivil anayasayı sivil kelimesini sivil giyinmiş olan insanların yapmış olduğu bir anayasa olarak algılamak mümkün değil. Sivilin bilimsel karşılığı uygar demektir. Yani uygar bir anayasa diyoruz biz. Ama birileri tabii ki o ideolojik yaklaşımları içerisinde bu sivil kelimesini dahi gayri ciddi noktalara çekmekten çekinmemişlerdir. Bunun da altını bir kez daha çiziyorum." Fırat, redaksiyon çalışmaları tamamlandıktan sonra taslağın kamuoyuna açıklanacağını belirtirken, siyasi partilerden, sivil toplum kuruluşlarından ve üniversitelerden tartışmaya katkı sağlamalarını istedi. Fırat, özgürlükleri daraltacak, demokratik yaşantıyı ortadan kaldıracak, hukuk devletini sakatlayacak taleplere ise kapalı olacaklarını vurguladı. Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Fırat, başörtüsüyle ilgili bir düzenleme yapılıp yapılmadığı yönündeki bir soru üzerine "Onu açıkladığımız zaman göreceksiniz. Belki sizin söylediğiniz şekilde değildir. Daha evvel deklare edilen, basında yer alan şeylerin bazılarını görmeyebilirsiniz. Bazılarını değişik olarak görebilirsiniz." dedi. Fırat, başlangıç bölümüyle ilgili bir soruya ise şu karşılığı verdi: "Başlangıç kısmı metne dahil değildir. Başlangıç bölümünün aynı şekilde korunmadığını biliyorsunuz." Kemalizm ideolojisiyle ilgili bir soruyu da şöyle cevaplandırdı: "Anayasalarda hiçbir ideolojinin olmaması gerekir. Anayasaların nötr olması lazım. Belli bir siyasi partinin ilelebet iktidarda olmasına göre anayasalar düzenlenemez. Bugün liberal bir parti iktidardır, yarın sosyalist bir parti. Siz ekonomik görüşünüzü, sosyal görüşünüzü anayasaya aktarırsanız, o anayasa sizin siyasi partinizin anayasası olur." Çevrenin korunması ilk kez Anayasa'da Prof. Dr. Ergun Özbudun başkanlığındaki anayasa hukukçularından oluşan 6 kişilik bilim kurulunun hazırladığı taslak, bazı maddelerde yapılan değişikliklerin dışında büyük ölçüde kabul edildi. Tartışma konusu olan maddelerde ortak, bir metin üzerinde görüş birliği sağlandı. Üniversitelerde başörtüsü yasağının kaldırılmasına yönelik taslakta yer alan iki alternatif dışında yeni bir formül geliştirildi. Ancak bu formülün AK Parti Merkez Yürütme Kurulu'nda görüşülüp Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın onayı alındıktan sonra açıklanmasına karar verildi. 1982 Anayasası'nın ideolojik ifadelere yer verdiği gerekçesiyle eleştirilen başlangıç bölümü taslakta yer aldığı şekilde kısaltıldı. Ayrıca başlangıç bölümü, uygulamada sonuç doğurmayacak şekilde metin dışında tutuldu. 1982 Anayasası'nın değiştirilemez nitelikteki 3 maddesinin aynen korunması benimsendi. Mevcut Anayasa'nın devletin amaç ve görevleriyle ilgili maddesi birey yerine devleti esas alan otoriter ruhu yansıttığı gerekçesiyle değiştirildi. Taslakta, "İnsan haysiyetini korumak, kişilerin hak ve hürriyetlerini kullanmalarının önündeki engelleri kaldırmak, halkın huzur ve refahını sağlamak, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamak" şeklinde ifade edilen devletin görevleri kapsamına çevreyi koruma görevi de eklendi. Anayasa'da "her kurumun egemenlikte pay sahibi olduğu" yorumlarına yol açan madde değiştirilerek "Türk milletinin egemenliğini yasama, yürütme ve yargı eliyle kullanacağı" vurgulandı. Dokunulmazlık sınırlandırılıyor Zorunlu din dersi yerine farklı bir düzenleme getirildi. Buna göre çocukların din dersi almasını istemeyen veliler çocuklarının bu derslerden muaf tutulmasını isteyebilecek. Vatandaşlık tanımıyla ilgili olarak 1924 Anayasası'ndan alınan "Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkese din ve ırk farkı gözetmeksizin Türk denir" şeklindeki tanım kabul gördü. Fişleme yasağıyla ilgili olarak kişisel verilerin korunması hükmü ilk kez Anayasa'ya girdi. Siyasi partilerin kapatılmasının zorlaştırılmasıyla ilgili olarak bilim kurulunun hazırladığı taslak benimsendi. 100 milletvekilinin partilerin aldıkları oy oranına göre seçilmesi yönündeki değişiklikle baraj altında kalan partilerin de Meclis'e girmesinin yolu açıldı. Milletvekili dokunulmazlıkları sınırlandırılırken kabul edilen düzenlemeye göre zimmet, rüşvet, ihaleye fesat karıştırma gibi suçlarda milletvekilleri tutuklanmadan yargılanabilecek. Cumhurbaşkanını halkın seçmesi, görev süresinin 5 yıl olması, yetkilerinin azaltılması yönündeki değişiklikler kabul edildi. MGK'ya başbakanın başkanlık yapması kabul görmezken jandarma kuruldan çıkarıldı. Yargı ve YÖK'te reform Yıllardır eleştiri konusu olan YAŞ ve HSYK kararları yargı denetimine açıldı. YÖK sadece planlama ve koordinasyon kurulu olarak yeniden düzenlendi. Rektörlerin cumhurbaşkanı tarafından seçilmesi uygulaması sona erecek. Yargıda reform öngören değişikliklere yer verilirken HSYK'nın ve Anayasa Mahkemesi'nin yapıları değiştiriliyor, üyelerin bir bölümünün Meclis tarafından seçilmesinin yolu açılıyor. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay üyelerinden oluşması öngörülen Yüce Divan'ın Genelkurmay başkanı ve TBMM başkanını yargılayabilmesi önerisi de kabul edildi. Başbakan onay verecek Sivil anayasa süreci haziran ayında başladı. Başbakan, 8 Haziran'da Prof. Dr. Özbudun'dan bir taslak hazırlamasını istedi. 100 saati aşan tartışmalar sonucunda bir taslak oluşturuldu. Başbakan taslağı 11 kişilik komisyona havale etti. Ardından akademisyenler ve AK Partili hukukçular Sapanca'da kampa girdi. Üç gün süren kamp dün öğle saatlerinde sona erdi. Komisyon üyeleri tek tek otelden ayrıldı. Taslak, Erdoğan'ın onay vermesinin ardından tartışmaya açılacak. İşte yeni anayasanın mimarları Prof. Dr. Ergun Özbudun: Harvard'da araştırmacı, Chicago, Paris, Columbia ve Princeton üniversitelerinde misafir profesör olarak çalıştı. Anayasa hukuku, Türkiye'nin siyasî rejimi gibi konularda çok sayıda çalışması var. Prof. Dr. Yavuz Atar: İngiltere'de Leicester Üniversitesi'nde anayasa yapımı konusunda araştırma yaptı. Prof. Dr. Zühtü Arslan: Yüksek lisans ve doktorasını Leicester Üniversitesi'nde yaptı. AİHM'de çalıştı. Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi'nde anayasa hukuku öğretim üyesi. Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem: Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölüm Başkanı. Prof. Dr. Levent Köker: Oxford (İngiltere) ve Princeton (ABD) üniversitelerinde çalıştı. Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi. Doç. Dr. Serap Yazıcı: Bristol Üniversitesi'nde araştırma yaptı. Bilgi Üniversitesi'nde anayasa dersi veriyor. ZAMAN
<< Önceki Haber Sivil anayasa görücüye çıkıyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER