Sırrı ortaya çıktı; bu yazıyı iyi okuyun!

"Paralel Karargah, artık bazı isimler üzerinden bizzat operasyona başlamış görünüyor"

Sırrı ortaya çıktı; bu yazıyı iyi okuyun!

"Paralel Karargah" yazısıyla Fenerbahçe Orduevi'ndeki Lobi'ye dikkat çeken Yeni Akit yazarı Yener Dönmez'in bugünkü yazısı yine çok konuşulacak türden... Önceden gizli çalışan "Paralel Karargah"ın artık açıktan çalışmaya başladığına dikkat çeken Dönmez, Hükümet'e de bir uyarıda bulundu. İşte Yener Dönmez'in bugünkü yazısı; Paralel Karargah yazımın mürekkebi kurumadan, yeni ataklarını izledik. Bugüne kadar örtülü faaliyetler yürüten Fenerbahçe Orduevi'nde konuşlu Paralel Karargah, artık bazı isimler üzerinden bizzat operasyona başlamış görünüyor. Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit, dün Silivri'de Balyoz davasını bizzat takip etti. Yiğit, Org. İlker Başbuğ tarafından yaptırılan, Paralel Karargah'ın özel suitlerine yerleştirilmiş biri olması nedeniyle önemli. Yani çekirdek kadrodan. Balyoz ortaya çıktığında Başbuğ görevdeydi ve “Karşılaştığımız en ciddi olay” demişti. Koşaner'in ses kaydında da bunun yansımaları var. Paralel Karargah'ın örtülü faaliyetlerden açık faaliyete geçip bizzat Balyoz Davası'nı yerinde takip etmeye başlaması bu nedenle. Tutuklu sanıkların gevşememesi için bizzat “OR” düzeyindekiler Paralel Karargah'ca görevlendirildi. Yargı sürecinde üstlendikleri bu açık rolün dışında TSK içerisindeki muvazzaflar üzerinde oluşturdukları etki mekanizması ise halen örtülü olarak sürmekte. Bu isimlerin emekli olması bazı çevrelerde rahatlamaya neden oluyor ama bu tamamen unutma hastalığımızın sonucu. Şener Eruygur ve Hurşit Tolon'un emekliyken neler yapabildiklerini hatırlamak yeterli. Kurdukları dernekler, düzenledikleri sokak organizasyonları, militer organizasyonlarla 2007'nin ilk aylarında ülkeyi muhtıra noktasına getirdiler. Cumhurbaşkanı seçilemedi, erken seçim kararı alınmak durumunda kalındı. Darbe için bayağı mesafe almışlardı ama medyanın üstlendiği aktif rolle bütün iplikleri pazara çıkınca durdurulabildiler ancak. Tetikledikleri akımla devam eden süreçte kapatma davası ve diğer yaşananlarla Türkiye yıllarını kaybetti. Ben Hükümetin yerinde olsam Org. Başbuğ'u ve Paralel Karargah'ı Eruygur-Tolon ikilisinden daha fazla ciddiye alırım. Paralel Karargah, plan ve projeler yapmakta, hem cunta tutukluları hem de muvazzaflar üzerinden ayrı ayrı stratejiler ilerletmekte. Bunların devlet imkanlarıyla el bebek gül bebek her türlü masrafları hazineden karşılanan halleri masaya yatırılmalı. Besle kargayı oysun gözünü durumu mevzubahis. Ergenekon ve Balyoz sürecinde artık yapılabileceklerin yapıldığı, “askerin topuk selamına durduğu” şeklindeki yaklaşımlar haklı değil. İttihat Terakki'den başlayarak kurulan, NATO ve Soğuk Savaş yıllarında iyice güçlenen, sonrasında farklı yapılanmalarla işbirliği içine girip bütün atardamarlara ve kilit noktalara nüfuz eden bu yapının, daha sürmekte olan iki davayla yıkıldığını düşünmek safça olur. 100 küsur yıllık bir yapıdan söz ediyoruz. Ergenekon ve Balyoz süreçlerinin aleyhine olmak Türkiye'nin hayrına olmadığı gibi, rahatlamak, hareket alanı tanımak da hayra alamet değil. TSK'nın tutuklu askerler ve emeklilerin baskısından yani Paralel Karargah ve Hasdal baskısından kurtarılması gerekiyor. Gözbebeğimiz, Kahraman Ordumuz, bu çift başlı prangadan, ayak bağından kurtarılmalı. TSK'da hakkıyla görevini yapacak, Ordumuzu dünya standartlarında güçlendirecek, kaynakları israf etmeden kullanacak, terörle sıkı mücadele edecek, Türkiye'nin dünyada üstlendiği rolle paralel gelişim gösterecek kadroları; Paralel Karargah ve Hasdal baskısı nedeniyle iki arada bir derede kalmış durumdalar. Bu isimlerin hâlâ aşırı etkin olmaları, pervasızca Balyoz Davası'nı Silivri'de izleyecek kadar ileri gitmeleri, Hasdal'ı ziyaret etmeyenlere karargah bünyesinde yapılan mahalle baskıları, muvazzaf subaylarda ister istemez, “Bunlar yeniden döner ve belli görevlere gelirlerse bizi büyük sıkıntıya düşürürler” düşüncesine neden oluyor ve boyun eğme durumları yaşanıyor. Bu yapının hiçbir haklı tarafı yok. Canını vermeye hazır olması gereken bir general, memleketini bırakıp K. Irak üzerinden karanlık bağlantılarla kaçıp gidiyor. Hakkari dağlarında 20 yaşındaki Mehmetler dimdik beklerken. “Özel yetkili mahkemelerin alanını daraltalım, hakimler özgürlükçü kararlar verip Balyozcuları bıraksın” gibi açıklamalar merhamet değil; bu yapı yüzünden toprağa düşen 20'lik Mehmetçiklere ihanet.
<< Önceki Haber Sırrı ortaya çıktı; bu yazıyı iyi okuyun! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER