CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu, Güneydoğu'daki
terör sorununun çözümü için,
Et-Balık Kurumu'nun yeniden açılmasını önermişti. Kılıçdaroğlu'nun bu teklifi tartışmaları beraberinde getirdi.
DYP-SHP KOALİSYONU
Meclis kulisinde sohbet ettiğimiz
Tarım Bakanı
Mehdi Eker'e, bu açıklamayı hatırlattık. Eker, ilginç bir bilgi verdi: "Önce Et-Balık Kurumu'nun kimin döneminde özelleştirildiğine bakmak gerekir. Et-Balık Kurumu 1992'de DYP-SHP,
koalisyon hükümeti döneminde
özelleştirme kapsamına alındı. Galiba aberi yok. Biz Et-Balık Kurumu'nu 2005 yılında özelleştirme kapsamından çıkardık''
DÜZENLEME YAPILDI
Eker, 2005 yılından sonra 7 Et-Balık kombinesinin yeniden faaliyete alındığını da ifade etti. Et-Balık Kurumu'nun TSK'nın et ihtiyacını ihalesiz olarak karşılamasına yönelik
düzenleme bile yapıldığını vurguladı. Anlayacağınız Kılıçdaroğlu'nun "Terörü önl
emek için Et-Balık Kurumu yeniden açılsın" önerisi 'havada kaldı'.
Erdoğan, neden ters taraftan geldi?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyareti, medya ordusu tarafından izlendi.
İzdiham yüzünden ezilme tehlikesi geçirenler bile oldu. Erdoğan'ın, Meclis'teki odası birinci katta. Kılıçdaroğlu'nun odası ise, hemen üzerindeki ikinci katta bulunuyor. Erdoğan, birinci kattaki makam odasından merdivenlerden yürüyerek ikinci katta Kılıçdaroğlu'nun odasına geçecekti. Bütün kameramanlar ve foto muhabirleri de buna göre tertibat almıştı. Merdivenlerde herkes konuşlandı. Ancak bir
sürpriz oldu, Başbakan, aksi yönden geldi. Bu nedenle Erdoğan Kıhçdaroğlu'nun odasına geldiğinde önünü kesmiş kameraman ordusu ile karşılaştı. Erdoğan'ın bu gelişi hemen açıklık kazandı. Asansöre bindiğinde yanlışlıkla ikinci kat düğmesine basılmış, Başbakan kendisini bir anda ikinci katta bulmuştu. Kısaca Erdoğan'ın gelişi 'güvenlik şaşırtmaca' değil 'yanlış düğme'nin azizliği idi.
"KEMAL'İN BOYU DA UZUNMUŞ"
Başbakan Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki görüşme birçok açıdan tartışılıyor. Parti kulislerinde bu görüşme CHP'lileri bir başka açıdan sevindirdi. Kılıçdaroğlu, zayıf ve biraz da minyon görüntüsü ile dikkat çekiyor. Görüşme öncesi CHP kulislerinde, uzun boylu Erdoğan ile Kılıçdaroğlu yan yana gelince nasıl bir tablo oluşacağı merakla bekleniyordu. Meclis kulislerinde "Kemal'in boyu da o kadar kısa değilmiş. Bayağı da uzunmuş. Erdoğan'ın yanında hiç de kısa kalmadı" esprileri yapıldı.
'SİPER' KONUŞULMADI
Görüşmede dile getirilmeyen bir başka konu, Erdoğan ile Kılıçdaroğlu'nun Güneydoğu'daki
siperlerde verdiği görüntüler oldu. Erdoğan, bizzat
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral İlker Başbuğ'un uyarısı üzerine 'sıfır noktasında' çömelmiş, Kılıçdaroğlu ise, daha güvenli bir askeri noktadaki siperde ayakta gözlem yapmıştı. 'Çömelme' tartışmasının kamuoyunda gereksiz bulunup tepki çekmesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Çömelmesinden değil Başbakan'ın gözlerindeki endişeden rahatsız oldum" açıklamasında bulunmuştu. İşte bu konu da gündeme gelmedi.
CHP'deki Tunç sırrı
CHP'de Tunç dönemi yaşanıyor. En bilinen 'Tunç' Parti Meclisi (PM) üyesi Cahide Tunç. Cahide Tunç, Sav'ın en y
akınındaki isimlerden biri. Son kurultayda da PM'deki yerini korudu. Partideki diğer Tunç, Cahide Tunç'un kızı Sema Tunç. Sema Tunç son atamalarla
İzmir il yönetimine girdi. İzmir'de,
Önder Sav'ın 'manevi kızı' olarak da biliniyor. Cahide Tunç'un diğer kızı Dilek Tunç Ankara'da önce emek muhtarı oldu ardından
Çankaya Belediye Meclis üyeliğine seçildi. Parti içinde, Cahide Tunç ve Dilek Tunç'un CHP'li belediyeler Çankaya ve Yenimahalle Belediyesi'nde etkin oldukları iddiası konuşuluyor. Dikkat çeken bu tabloyu Cahide Tunç'a sorduk. Tunç, "Ben 38 senedir CHP'de
hizmet veriyorum. Benim kızlarım da öyledir. Emek vermişlerdir. Kesinlikle kayırmacılık yoktur. Çocuklarım, 18 yaşından beri siyasetle ilgileniyor. Emeklerinin karşılığını alıyorlar" dedi.
Osmaniyeliler dikkat etsin!
AK Parti Osmaniye
Milletvekili Durdu Mehmet Kastal'ın ilginç bir özelliği var. Kastal, Ankara'ya kendisinden habersiz gelen Osmaniye'li bürokrat ve partilileri 'yakalama yeteneğine' sahip. Kızılay'da dolaşırken bir ilçenin
kaymakamını gören Kastal, hemen telefonla arayarak, "Ankara'ya geliyorsun ve beni aramıyorsun" diyor. Kaymakam neye uğradığını şaşırıyor. Kastal, 3 ay sonra aynı kaymakamı yine Kızılay'da yakalamış. Son olarak Osmaniye
Gençlik Kolları Başkanı'nı Meclis'te gezerken telefonla arayıp, "Benden habersiz Meclis'te gezersin" demiş. Osmaniyeli bürokrat ve partililere duyurulur. Ankara'ya geldiğinizde mutlaka Kastal'a haber verin, yoksa sizi yakalayabilir.
Bilal ÇETİN - Ezelhan ÜSTÜNKAYA - BUGÜN GAZETESİ