Eski FBI çalışanı Sibel Edmonds: Türk ajanlar ABD'nin askeri ve nükleer sırlarını Kaide bağlantılı Pakistan istihbaratının da bulunduğu bazı ülkelere pazarladı. 11 Eylül sonrası Amerikan istihbaratının kirli çamaşırlarını ortaya serince işten atılan Türk kökenli eski FBI çalışanı Sibel Edmonds, ABD hükümeti ile Washington'daki Türk diplomatik temsilcilerini zan altında bırakacak iddialarla sahneye çıktı. Edmonds'un dün Sunday Times'ta yayımlanan iddialarına göre, 11 Eylül öncesi ve sonrası süreçte, üst düzey ABD hükümet yetkilileri Amerika'ya ait hassas askeri ve nükleer sırları para karşılığında Kaide ile bağlantılı Pakistan istihbaratının da aralarında bulunduğu bir dizi ülkeye sattı. Edmonds, bu operasyonda Washington'daki Türk büyükelçiliğinde görevli Türk ajanlarının önde gelen oyuncu olduklarını öne sürdü. Türkiye'de Kaide eğitimi Edmonds geçen ay, bir Kaide üyesinin, Türkiye'deyken 11 Eylül'ü düzenleyenlerden bazılarının eğitimindeki rolüne dair açıklamalarını okuduktan sonra Sunday Times'la temas kurmuş. Gazetenin FBI'ın Washington'daki üssünde Türkçe tercümanı olduğunu ve çok iyi düzeyde Farsçasıyla yüzlerce gizli ve hassas görüşme kaydını dinlediğini anımsattığı 37 yaşındaki Edmonds, ABD istihbaratının 11 Eylül'ü engellemekteki acizliğini açığa vurunca 2002'de teşkilattan atılmıştı. İfşaatlarının uyandırdığı yankı üzerine Kongre'de 11 Eylül Komisyonu'na bile ifade veren Edmonds'un sunduğu kanıtların çoğu üzerinde gizlilik kaydı var. Eski FBI çalışanı ABD hükümeti ifşaatlarına rağmen gerekli soruşturmayı yapmayınca daha fazla bilgi açıklamaya karar vermiş. Edmonds'un FBI'da tercümanken dinlediği ve bu yönde ses kayıtlarının bulunduğunu belirterek ortaya attığı iddialar şöyle: Aralarında Türk ve İsraillilerin de bulunduğu yabancı istihbarat servisleri, hassas askeri ve nükleer tesislerde bir köstebek ağı kurdu. Bu yolda ABD hükümet yetkililerinden destek sağladı. Ses kayıtları FBI'da Bu işte önde gelen rolü Washington'daki Türk ajanları oynadı. Saatler süren gizli teyp kayıtlarında, ABD Dışişleri'nin tanınmış üst düzey yetkilisine Pakistan dahil, karaborsa alıcılarına bilgi satan Washington'daki Türk ajanlarınca ödeme yapıldığının kanıtları var. Söz konusu ABD Dışişleri yetkilisi, sadece Dışişleri değil Pentagon'dan da gizlice bilgiler iletti. FBI yabancı ajanlara yardım eden üst düzeyde Pentagon yetkililerine karşı da kanıtlar topladı. FBI'ın topladığı tüm bilgileri kamuoyuna açıklarsanız, ne kadar üst düzeyde insanın hakkında suç davaları açılacağını göreceksiniz. FBI'da para aklamaktan uyuşturucu kaçakçılığına, nükleer ve konvansiyonel silah teknolojisine uzanan bir dizi kirli işin kayıtları var. Bulduklarım sarsıcıydı. FBI soruşturması sürerken ABD hükümetinin bazı kolları bunların ortaya çıkmasını önlemeye çalışıyordu. Hassas nükleer bilgi sızdırma operasyonları, Pakistan gizli servisi ISI dikkat çekeceğinden Türk ajanları kanalıyla yapıldı. Türk ve İsrail ajanları 'nükleer teknoloji ile çalışan askeri ve akademik kuruluşlara 'köstebek' soktu. Hassas nükleer tesislerde güvenlik soruşturmasından geçmiş doktora öğrencilerinin de dahil olduğu operasyonlardan biri Los Alamos'taki nükleer laboratuarında yapıldı. Üst düzey ABD hükümet yetkilisinin konuşma kayıtlarından birinde 15 bin dolar nakit rüşvet ayarlayıp 'hassas nükleer bilgilerin bulunduğu paketin' Türk diplomatik misyonunda çalışan ve köstebek ağına üye biri tarafından önceden belirlenmiş bir yere bırakılacağını söylemesi yer alıyor. Gizli nükleer sırların satılması karşılığında nakit paranın değişimi için Washington'da bulunan Türk-Amerikan Konseyi de en az üç olayda kullanıldı. Han ve Kaide bağlantısı Operasyonun Pakistan'la bağlantılı ayağını, ISI şefi General Mahmut Ahmet yürüttü. Ahmed, Kaide üyesi Muhammed Atta'ya 11 Eylül saldırılarından önce 100 bin dolar ödemekle suçlanmıştı. Daha önce Ahmed için çalışan bir Pakistan büyükelçiliği yetkilisinin kızı FBI'a tercüman olarak alındı. Elde edilen hassas bilgiler Pakistan'ın ünlü nükleer bilimcisi Abdul Kadir Han'a yollandı. Han'ın, İran, Kuzey Kore ve Libya'ya nükleer bilgi satmanın yanı sıra Kaide lideri Usame bin Ladin'le de bağlantısı olduğu düşünülüyor. Nükleer sırlar Washington'daki diplomatik ve askeri topluluğun üyesi olmalarını da kullanarak Pakistan elçiliğiyle temas kuran Türk ajanlarca iletildi. 'FBI takipteydi' FBI elde ettikleri enformasyonu en çok para verene satan Türk diplomatlarını takip etti. Hırslı oldukları şüphesiz Türk unsurlar topladıkları materyalin kopyalarını çıkarıp alıcılar arardı. Potansiyel alıcılar bulabilecek ajanları vardı. 2000 yazında FBI Detroit'te örnek bir olayı izledi. Ajanlardan birisi Alabama'daki hava üssünden çalınan nükleer enformasyonu satmak üzere iki Suudi işadamıyla buluştu. Ajanın şu sözlerini işittum: "Bir paketimiz var ve bunu 250 bin dolara satacağız." 'Türkler büyük oyuncu' Sunday Times, kimliğini kendilerinin de bildiği ABD Dışişleri yetkilisinin iddiaları kesin bir dille reddettiğini yazdı. Ancak haberi hazırlarken biri eski, diğeri de halen görevli iki FBI yetkilisi ile iki eski CIA kaynağı ile konuşulduğunu kaydeden gazete, bu kişilerin Edmonds'un ismini verdiği yetkililer hakkındaki spesifik iddialara dair bilgileri olmasa da anlattıklarının Edmonds'ı doğrular nitelikte olduğunu kaydetti. Gazete CIA kaynaklarından birinin, 'Türklerin ABD'den gizli nükleer bilgileri sağladıklarını ve bu bilgileri Pakistan ve İsrail ile paylaştıklarını' doğruladığını belirterek şu sözlerine yer verdi: "Türkiye'nin nükleer emelleri olduğuna dair bilgimiz yok. Fakat Türkler bu işin tüccarları. Bendeki bilgilere göre 1990'larda büyük oyuncular oldular." (Sunday Times) RADİKAL