Vatan Gazetesi'nde yer alan habere göre, Gümrük müfettişlerinin raporlarını inceleyen savcılık Türk Parası’nın Koruma Kanuna muhalefet ve kıymetlerin ülkeye yasadışı yollardan sokulmaya çalışıldığı gerekçesiyle Duru Dövize 57 milyon 789 bin lira idari para cezası kesilmesine karar verdi.
1 Ocak 2013’te İstanbul Atatürk Havalimanı’na Gana’dan İran’a giden bir uçak indi. ULS Havayollarına ait uçak taşıdığı yükü 1500 kilo ‘değersiz maden’ olarak beyan etti. Ancak beyandan şüphelenen giren Gümrük müfettişleri uçağa girdi ve kilolarca külçe altın buldu. Bunun üzerine havayolu yetkilileri uçaktaki 1208 kilogram altının 500 kg’lik bölümünün Duru Döviz’e ait olduğunu, kalan bölümünün ise İran’da faaliyet gösteren Sorinet Holding’e gideceğini açıkladı. Ancak bu konuda da hiçbir evrak beyan edilmedi. Bunun üzerine Gümrük görevlileri uçağı ve kargoyu mühürlediler ve tutanak tuttular.
‘Sarraf yardımcı oldu’
17 Aralık 2013 tarihinde başlatılan rüşvet ve yolsuzluk operasyonu soruşturmasına göre işte tam bu aşamada devreye Reza Zarrab (Rıza Sarraf) girdi. Bürokratik bağlantılarını kullanarak önce uçağın yüküyle ilgili sorunları çözdü. Hemen ardından da Tahran’a uçacağı beyan edilen uçağın Dubai’ye gideceği yönünde beyanda bulunuldu. Böylece uçak 18 Ocak 2013’te içindeki altınlarla birlikte Dubai’ye gitti.
Gümrük müfettişleri bu olayla ilgili tutanak tuttu ve hemen ardından suç duyurusunda bulundu. Dosya önce Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık ve Mali Suçlar Bürosu’na gönderildi. Ancak daha sonra buradan alınarak Kabahatler Bürosu’na yönlendirildi. Gümrük müfettişlerinin raporlarını inceleyen savcılık Türk Parası’nın Koruma Kanuna muhalefet ve kıymetlerin ülkeye yasadışı yollardan sokulmaya çalışıldığı gerekçesiyle Duru Dövize 57 milyon 789 bin lira idari para cezası kesilmesine karar verdi.
Şirkete el konuldu
Duru Döviz, 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun kilit ismi Reza Zarrab ile doğrudan ilişkili bir şirket. 2007 yılında şirketin yönetim kurulu başkanlığına o tarihte 23 yaşında olan Reza Zarrab getirildi. Zarrab, 2 yıl boyunca şirketin yönetim kurulu başkanı olarak görev yaptı. 15 Mayıs 2009’te şirketten ve görevden ayrıldı. 7 Kasım 2012’de şirketin yönetimindeki yer alan diğer İranlılar da şirketten çekildi.
Şu anda şirketin yönetiminde sadece Emin Hayyam kaldı. Emin Hayyam, 17 Aralık operasyonu sırasında gözaltına alındı. Hayyam’ın Duru Döviz de dâhil tüm malvarlıklarına mahkeme tarafından el konuldu.
BABEK ZENCANİ ‘ALTINLAR BENİM’ DEMİŞTİ
Rıza Sarraf’ın patronu olduğu öne sürülen ve daha sonra Tahran Başsavcılığı tarafından yürütülen ‘yolsuzluk’ soruşturması kapsamında tutuklanan Babek Zencani, Türk yetkililerin arama yaptığı Gana uçağı hakkında şu açıklamaları yapmıştı:
“Gana’dan yasalara uygun olarak 1.5 ton altın aldım. Bunun 500 kilosunu Türkiye’ye geri kalan bölümünü ise Dubai’ye satmayı planlıyordum. Kaynakla ilgili belgeler Gana’da kaldığı için uçak bir süre Atatürk Havalimanında kaldı. Belgelerin gelmesinin ardından uçak Türkiye’den ayrıldı. Konu incelendi ve hakkımda herhangi bir suçlama yapılmadı. Rıza Sarraf’ın patronu da değilim.”