Oramiral
Özden Örnek’in olduğu iddia edilen günlüklerde, dönemin
Donanma Komutanı Oramiral Salim Dervişoğlu ile
Genelkurmay 2. Başkanı
Çevik Bir’in iki kez
kavga ettiği ve Dervişoğlu’nun her defasında “özür dilediği” öne sürülüyor
Eski Deniz
Kuvvetleri Komutanı
emekli Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu iddia edilen günlüklerde 28
Şubat döneminde bazı komutanlar arasında yaşanan bazı kavgalar da anlatılıyor.
Emekli
Org.neral Şener
Eruygur’da bulunan ve
Ergenekon davasının ek klasörlerine giren günlüklerde, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı
Orgeneral Çevik Bir ile dönemin Donanma Komutanı Oramiral Salim Dervişoğlu arasında yaşanan iki kavga ayrıntılı olarak anlatılıyor.
‘Dervişoğlu Çevik Bir’den özür diledi’
Günlüklere göre birinci kavga şu şekilde yaşandı: Oramiral Salim Dervişoğlu ile (Çevik Bir’in) aralarının gergin olduğunu ve hatta kavga ettiklerini biliyordum. Bu gerginliğin nedenini ben Salim Paşa’dan hem de Çevik Paşa’dan aşağıdaki gibi dinledim. Çevik Paşa’ya göre aralarındaki gerginlik
Güven Paşa
tedavi için ABD’ye gittiğinde Salim Paşa’nın
deniz kuvvetlerine vekâlet ettiği sırada meydana geldi. Bu sırada
Gölcük’te yapılan bir
tören için
Genelkurmay Başkanı Org. İsmail Hakkı
Karadayı’nın Gölcük’e gelişinde, Salim Paşa onun yerine
Refah Partisi Milletvekili Şevket
Kazan ve iki milletvekili ile ilgilenmiş ve Genelkurmay Başkanı o sıralarda yapılacak olan komutanlar toplantısında, “Kendisinin bu konudan çok alındığını ve 28 Şubat hareketi ile mücadele edilen bir anlayışın temsilcilerine karşı, emrindeki bir komutanın bu kadar ilgi göstermesini içine sindiremediğini” dile getirmesini istedi.
Nitekim bir ara boşluk olunca, “Bu mücadelenin herkes tarafından aynı şekilde desteklenmesi gerektiğini ve 28 Şubat’ın bu maksatla yapıldığının çok iyi bilinmesi gerektiğini” söylemiş ve “ama buna rağmen bazı komutanların hala Refah Partisi milletvekillerini mücadele edilen zihniyetin temsilcileri olarak görmek yerine, onlara çok yakın tavır aldıklarını” söylemiş. Ve örneği Refah Partili
Şevket Kazan ve arkadaşlarını davet etmesi ve onlara yakınlaşması olarak göstermiş.
Tabii birden kızılca
kıyamet kopmuş. Salim Dervişoğlu, “Ben onları oraya komutanın emriyle davet ettim” diye bağırınca Çevik Paşa da, “Ama o zaman sen komutandın, niye davet ettin?” demiş.
Bunun üzerine yüksek sesle
tartışma devam edince Genelkurmay Başkanı toplantıya ara verip Salim Paşa ile özel görüşmüş ve bu görüşmede Genelkurmay Başkanı, “Çevik Bir’e konuyu gündeme getirmesi için ben emir verdim, yaptıkların hatalıydı. Bu nedenle Çevik’ten özür dile” demiş. Salim Paşa da Çevik Bir’e gitmiş. O da kendisini
misafir odasında bir saate yakın bekletmiş. Sonra kabul etmiş, Salim Paşa özür dilemiş.”
Dervişoğlu: Doğru değil
Eski
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Salim Dervişoğlu: “Çevik Bir Paşa’yla gayet tabii ki fikir ayrılıklarımız vardı. Ama tartışıp bunları Genelkurmay Başkanı’na kadar intikal ettirmemiz yoktur. İğrenç bir şey olarak görüyorum. Bir genelkurmay başkanı gelecek, bir kuvvet komutanına ‘Gidin barışın, özür dile’ diyecek. Biz çocuk muyuz? Milyon kere doğru değil, diyorum.”
‘Silahlı Kuvvetler’in canına okudunuz’
Dervişoğlu, ikinci kavgayı bu kez 28 Şubat döneminin etkin isimlerinden Genelkurmay
Adli Müşaviri
Tümgeneral Erdal Şenel yüzünden yine Çevik Bir’le yaşadı. Bu olay, günlükte şöyle anlatıldı:
“Diğer bir olay ise, Deniz Kuvvetleri’nden bir subayın ihracı ile ilgili bir
belge nedeniyle patlak verdi. Bu subayın ihracıyla ilgili olarak herkes olumlu oy vermesine rağmen, bir kişi çekimser kalmış ve bir süre daha bu kişinin denenmesini istemişti. Salim Paşa da hiçbir mütalaa yazmadan yazıyı olduğu gibi göndermişti.
Halbuki
ihraç için herkesin olumlu oy vermesi gerekiyordu. Bu nedenle Genelkurmay Adli Müşaviri Erdal Şenel durumu görüşmek üzere Deniz Kuvvetleri karargâhına geldi. Salim Paşa bir müddet sonra Erdal Paşa’ya
hakaret ederek ‘Silahlı Kuvvetler’in canına okudunuz, aklınızı başınıza alın’ diye bağırır ve kovar. O da gidip Çevik Paşa’ya
rapor eder. Çevik Paşa, Salim Paşa’yı telefonla arar ve yaptığının doğru olmadığını söyler. Tam bu sırada ben Salim Paşa’nın odasına girdim, önceleri sakin bir şekilde konuşuyordu. Sonra birden kıpkırmızı oldu ve bağırıp çağırmaya başladı. Ağzına geleni söylüyordu. Sonunda telefonu kapattı.
Bana dönüp ‘Çevik’le görüşüyordum’ dedi. Çevik Paşa da durumu gidip Genelkurmay Başkanı’na rapor etmiş. Bundan sonrası kişiye göre değişik hikâye... Genelkurmay Başkanı, Salim Paşa’yı çağırır ve konuyu bildiğini, Çevik Paşa’nın kendi bilgisi dahilinde hareket ettiğini ve özür dilemesini söyler.
MİLLİYET