Türkiye'de dini ve milli kavramları kullanan gruplar, provokatif eylemlerin de ilerisine geçerek, taraftarlarına "
silah üzerine"
yemin ettirmeye başladılar.
Danıştay saldırısıyla tanınan
Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Derneği (VKGB)'nden ayrılan
emekli Albay Fikri
Karadağ, kurduğu Kuvayı Milliye Derneği'nin üyelerine silah üzerine, "ölme-öldürme" yemini ettiriyor.
Ordudan albay rütbesindeyken emekli edilen ve VKGB Derneği'ne katılan Fikri Karadağ, 11
Kasım 2005'te buradan ayrılarak, aynı tabana hitap eden kendi derneğini kurdu. Kuvvayı Milliye adını verdiği
dernekle Türkiye'de
örgütlenmeye başlayan Karadağ'ın, daha sert söylemler kullandığı dikkat çekiyor. Dernek adının "Kuvayı" şeklinde yazılması dikkat çekerken, bunun, "Kuvvai Milliye" veya "Kuvva-i Milliye" şeklinde yazılan diğer dernek ve gruplardan ayrılmak için yapıldığı öğrenildi.
Karadağ'ın,
Mersin'de yaptırdığı "Kuvvayı Milliye Yemin Töreni"nde tüyler ürperten görüntüler var. Bir
düğün salonunda toplanan 25-30 kişilik gruptan seçilmiş orta yaşlarda 12 kişi, ellerinde Kuvayı Milliye üye sertifikaları ile bir masanın etrafında toplanıyor. Masaya serilen derneğin flamasının üzerinde çapraz konulmuş iki tabanca ve Kur'an-ı Kerim bulunuyor.
KENDİNİ ATATÜRK'E BENZETTİ
Kendini,
Mustafa Kemal Atatürk'e benzeten Fikri Karadağ, gruba söylev vermeye başlıyor: "Yemine başlamadan önce
Gazi Mustafa Kemal'in Erzurumda'yken etrafında kalan ya da kalmayanlara söylediği şu açıklamayla yapıyorum: Sevgili arkadaşlar! Bu uğurda ölmek var; öldürülmek var!.. Öldürmek var! Bu işe girdiğine bin kere pişman olup 'nereden bu işe başladım' demek var! Çoluk çocuğunun önünde mahcup olmak, konu komşuya mahcup olmak var! Belki de Türk milletinin önünde mahcup olmak var!"
'SAF TÜRK' OLMA ŞARTI
Karadağ, sadece sözlerine sadık olabilecek olanların masada kalmasını istiyor ve kalanlara şu yemini ettiriyor: "Kutsal Kur'an'ımız, bayrağımız ve silahlarımız üzerine! Türk anadan, Türk babadan doğmuş, soyunda dönme olmayan Türk oğlu Türküm ben. Kuvayı Milliye'nin bir üyesi olmaktan sonsuz gurur duyuyorum. Üzerime aldığım tarihi sorumluluğunun bilincindeyim. Türk milletini dünyanın efendisi yapmak uğrunda, her türlü ahval ve şerait içerisinde dahi milletimin huzur ve refahı devletimin ebediyen bekası ve yükselmesi yolunda yılmadan çalışacağıma, Türk vatanını ve Türklük camiasının şan ve şerefini korumayı canımdan aziz bilip icabında vatan, cumhuriyet ve
bayrak uğrunda seve seve canımı feda edeceğime, namus ve şerefim üzerine ant içerim. Ne mutlu Türküm diyene!"
SALONDA ÇOCUKLAR DA VAR
Tören Fikri Karadağ'ın "Hayırlı olsun" sözleri ve üyelerin birbirlerini
tebrik etmesiyle sonuçlanıyor. Ardından masadaki silahlardan birini Karadağ, diğerini de yanındaki
yaşlı ikinci kişi alarak beline koyuyor. Kadınlar ve çocukların da bulunduğu salonda Kuvayı Milliye imzalı, "Asla unutmaz, asla affetmez" ve "Kuvayı Milliye mazlumların ahını ahirete bırakmaz" yazılı dövizler dikkat çekiyor.
Silahlı yemin haber oldu savcılar seyretti
Antalya'nın
Kemer ilçesinde "Kemer Gözcü" adıyla çıkan yerel
gazete, Kuvayı Milliye Derneği'nin 2006 sonunda bölgede şube açmasını haber yaptı. Antalya Şube Başkanlığı'na Levent Kaya'nın, Kemer temsilciliğine ise Kenan Özer'in getirildiği belirtlien haberde, Fikri Karadağ'ın üyelere silah üzerine Kuvvayı Milliye yemini ettirdiği açıkça yazılıyor.
13 bin 'hain'e
hesap sorulacak
Derneğin Mersin temsilcisi Kemal Canay da, Vatansever Kuvvetler'in şube başkanlığından ayrılmış. Canay, yerel İmece gazetesine verdiği demeçte, Karadağ'ın Türkiye'de tespit ettiği 13 bin 500 'hain'e hesap sorulacağını söylediğini belirterek "Mersin
PKK ve Siyonistlerce işgal edildi. Mersin'de suç işleyenlerin yüzde 90'ı Doğulu ve Güneydoğu'ludur. Türk çocuğu suç işlemez" diyor.
Danıştay saldırısıyla duyuldu
Fikri Karadağ adı, Danıştay'a yönelik kanlı saldırıdan sonra
saldırganın cebinde kartı bulunan Vatansever Kuvvetler Güçbirliği adlı derneğin yöneticisi olarak duyuldu. VKGB Başkan Yardımcısı Nihat Gürkan,
Mayıs 2006'da Danıştay tetikçisi
Alparslan Arslan'la ilişkisi olduğu iddiasıyla gözaltına alınıp sorgulanmıştı. Bir dönem içinde bulunduğu derneği "ele geçirmeye" çalıştığı, ancak başaramayınca kendi derneğini kurduğu belirtilen Karadağ hakkında VKGB'ye yönelik
İçişleri Bakanlığı incelemesinde, ilginç bilgiler ortaya çıkmıştı. 30
Aralık 2005'te başlatılan incelemede, dernekte yolsuzluk yapıldığı iddiaları araştırılırken, yönetimde görev alan kişilerin ifadelerinde şu bilgilere yer verildi:
Derneği ele geçirmek istiyordu
Yasin Alparslan (VKGB Genel Muhasibi): "...Dahası derneğe üye olarak veya yönetimde yer almak suretiyle belli bir
rant sağlayacağını düşünen bazı kişilerin ben bu hareketin içerisinde olmalıyım, ben devletim diyerek, teşkilatları benim vermem lazım, ben teşkilatçıyım, benden başka kimse teşkilatlanmayı bilmez diyerek genel başkanımıza ve bize
baskı yapmaya ve bizleri yıpratmaya başladılar. Bu isimler arasında Fikri Karadağ, Nihat Gürkan, Hüseyin Görüm gibi isimler yer almaktadır. VKGB Derneğinin yöneticilerinin
dolandırıcı ve davalarında samimi olmadıklarını iddia ederek gerçek vatansever hareketin kendilerinin kurduğu Kuvayi Milliye Derneğinde olduğunu ifade etmişlerdir."
Sahte imzalar atıldı
Murat Ilıkan 'VKGB Genel Sekreteri) "Hem
Taner Ünal'ın telkinleri hem de ismini ve imzasını gördüğüm Alaaddin Parmaksız, Fikri Karadağ,
Yüksel Çelik, Koray Çetinkaya gibi arkadaşları tanıdığımdan ben de evrakları imzalıyordum. ... Kayıt ve defterlerin usulüne uygun tutulmadığı ve sahte imzalar bulunduğu doğrudur."
Vatansever Kuvvetler 'yeraltında'
Türkiye, Danıştay saldırısından sonra Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Derneği adıyla örgütlenen bir ulusalcı yapılanmayla tanıştı. Saldırgan Alparslan Arslan'ın cebinde bu derneğin kartviziti vardı ve ilişkide olduğu çok sayıda isim de dernekle bağlantılı çıktı. Dernek, Mersin'de "bayrak yürüyüşü" adı altında giriştiği provokatif eylemlerle dikkati çekiyor, dini ve milli değerleri kullanıyordu. Ancak Danıştay saldırısıyla ipliğinin pazara çıkmasının ardından, derneğin ve yayın organlarının bütün internet siteleri kapandı. Örgüt bir anlamda 'yeraltına' çekildi.
YENİ ŞAFAK