Yeni Akit Gazetesi yazarı
Yener Dönmez, Milliyet'ten
Fikret Bila'nın dünkü köşe yazısının başlığına dikkat çekti ve "derin planı" yazdı.
Biz dinletemedik onlardan dinleyin
Şike yasasında amacın farklı olduğunu defalarca yazdık.
Burada surda açılan gediğin başka sonuçlar doğuracağını ve henüz oturmamış demokratik kazanımların çok kolayca tersine dönebileceğini anlattık.
Lakin olmadı.
Şike yasası yine Meclis'te...
Biz söyleyince “abartıyor” diyorsunuz.
Gelin “onların” dilinden aktarayım, belki inanırsınız...
Ergenekon operasyonuna başından beri karşı olan Fikret Bila, şike yasasında AK Parti, CHP ve MHP'nin işbirliğini ele aldığı yazısına şu başlığı atmış: “Darısı uzun tutukluluğun başına”
Yine Ergenekon operasyonuna başından beri karşı olan iki muhalefet partisinin Şike Yasası'na neden sarıldıklarını, asıl beklentilerinin ne olduğunu dört kelimeyle özetlemiş Fikret Bila...
Aslında fazla söze gerek yok ama birazcık düşünmek lazım.
Herkes biliyor ki kamuoyu “Şikeciler”in kurtarılmasına inanılmaz derecede tepkili.
Normal şartlarda AK Parti'yi yıpratmak için muhalefet partileri bunu eşsiz bir fırsata çevirebilir.
Bu
altın fırsatı tepmelerinin tek sebebi var; o da Fikret Bila'nın başlığında açıkça yazılı.
Peki biz niye kendimizi yırtıyoruz?
Ülkemizin yeniden cihanda söz sahibi olması için bir fırsat yakalamıştık.
Bunun heba edilmemesi için çırpınışımız.
Bahis olayı başladıktan sonra, yani
futbol piyasasının milyar dolarları aşmaya başlamasından sonra derin yapının
finans kaynağı
mafyatik yapılar bu alana kaydılar.
Hatırlayın
Susurluk operasyonunda “kumarhane” lafını ne kadar çok duyduğunuzu.
Susurluk ekibinin finansmanı, operasyonel kabiliyetinin geliştirilmesi hep kumarhanelerdeki kolay/kirli para üzerinden sağlanıyordu.
Kumarhanelerin kapatılması sonrası kirli paranın aklanması için futbol piyasasından daha uygun bir mecra bulunamazdı.
Neden hep mafya tipli, karanlık adamlar kulüp başkanı olur hiç merak ettiniz mi?
Kolay/kirli paralarını aklayacak daha uygun mecra yoktur da ondan.
Vatan sevgisinden daha kutsalı yokken,
vergi kaçırmak için her türlü taklayı atan bu işadamları,
spor kulüplerine milyon dolarları
takım sevgisinden mi akıtıyor zannediyorsunuz?
Saf olmayın...
Bizi de saf yerine koymayın...
Bu mafya kılıklı asık suratlılar, futbol kulübü yöneticiliği sayesinde devletin her alanında müthiş itibar ve güç kazanıyor, kazandıkları ihalelere yenilerini ekliyorlar.
Onlar konumlarını korumak ve ceplerini doldurmak için başarılı olmak ve o kulüplerin başında kalmak zorundalar.
Bu tipler, başarıyı sahada kazanacak profesyonellikte olmadıkları için
masa başında şikeyle sağlıyorlar.
Şikeyle
şampiyon oluyor, şikeyle
kupa kazanıyorlar.
Dertleri ne
şampiyonluk, ne de kupa iken; sevinç veya hüzünde kendini parçalayan futbolseverler oluyor.
Tertemiz oylarımızı verdiğimiz “vekillerimiz” bu düzenin değirmenine su taşıyamaz.
Her alanda, mafyadan, çeteden, derin yapılanmalardan arınmazsak, işler tersine anında
döner.
Bunu da defalarca yazdık.
Henüz Türkiye'de taşlar ve
demokrasi kurumlarıyla
yerli yerine oturmadı.
Her şeyin tersine dönmesi için bir
rüzgar yeter.
Şike soruşturmasında içeride bulunanlarla ilgili iddialar hayli ciddi.
Bırakalım yargı işini yapsın.
Ak kim kara kim açığa çıksın.
Suçlulara cezası kesilsin.
Yürüyen bir davada, üzerlerine ciddi atılı suçlar bulunan “birilerini” peşinen suçsuz ilan ederek memleketin geleceğini tehlikeye atmanın vebali ödenecek gibi değil.
Bakıyorsunuz,
iktidar partisinde her kafadan bir ses çıkıyor.
Bu “birileri” için birbirinize düşmeye, milletin geleceğini riske etmeye değer mi?
YENER DÖNMEZ - YENİ AKİT