Şiddet en çok Kürtlere zarar veriyor

Güneydoğu'da son dönemde artan gerginlik, bölgede yaşayan Kürt aydınların da tepkisini çekiyor.

Şiddet en çok Kürtlere zarar veriyor

Olayların, yerel seçimler üzerinden yürütülen siyasî çekişmenin ürünü olduğunu belirten kanaat önderleri, eylemlerin en çok Kürtlere zarar verdiğini vurguluyor. "Öcalan'a işkence yapıldı" iddiasıyla DTP ve PKK'nın yükselttiği gerilimin zamanlamasına dikkat çeken eski Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) Genel Başkanı Sertaç Bucak, "İmralı, Adalet Bakanlığı'nın kontrolünde olsa araştırılır belki." diyor. Şiddet politikası ve silahla Kürt sorununun çözülemeyeceğini ifade eden Bucak, Başbakan Tayyip Erdoğan'ı ise, "Bazı açıklamaları diğer kesimlerin ekmeğine yağ sürdü." sözleriyle eleştiriyor. Kürt Demokratlar Hareketi Sözcüsü Ahmet Acar da, Öcalan ve PKK'nın en büyük zararı Kürtlere verdiğini, üretilen provokasyonların antidemokratik ve militarist anlayışın manevra alanını genişlettiğini söylüyor. "Kürtler adına hareket etmiyorlar. Bu provokasyonlarla Ergenekon eylemleri arasında fark görmüyoruz." görüşünü dile getiren Acar, Kürt sorununun çözülmesini isteyenlerin baskı altında olduğuna işaret ediyor ve, "Hepimiz bu ortamda bu tutuma karşı harekete geçmeliyiz." çağrısında bulunuyor. Eski Milletvekili Abdülmelik Fırat, PKK'nın derin devletle birlikte çalıştığının altını çizerken, eski Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu, gerilimin 22 Temmuz seçimlerinden itibaren tırmandırıldığına dikkat çekiyor. Doğu ve Güneydoğu'daki bazı illerde artan şiddet eylemlerinin en çok bölge halkına zarar verdiği görüşünde birleşen Kürt aydınları, bu yolla hak elde etmenin mümkün olmadığına dikkat çekiyor. "Kürt sorunu şiddet politikası ve silahla çözülmez." fikrini savunan bazı Kürt aydınlarının görüşleri şöyle: Sertaç Bucak (Eski HAK-PAR Genel Başkanı): Gerilimin tırmandırılmasından en çok Kürtler zarar görüyor. Türkiye'deki demokratikleşme zarar görüyor. Olayları yerel seçimlere bağlıyorum. Başbakan'ın açıklamaları da diğer kesimlerin ekmeğine yağ sürüyor. Avrupa Birliği ve demokrasi konusuna ağırlık verilse bunlar olmaz. Abdullah Öcalan ile ilgili iddiaların gündeme geldiği dönemler ilginç. İmralı, Adalet Bakanlığı kontrolünde olsa araştırılır belki. Hem devletin, hem de PKK-DTP çevresinin tutumu zarar veriyor. Çünkü sorunun çözümüne katkı sunmuyor. Şiddet politikası ve silahla Kürt sorunu çözülmez. Demokratikleşme yolunda ciddi adımların atılması lazım. Selahattin Kaya (Eski Bingöl Belediye Başkanı): Tamamen kendi siyasi üstünlüklerini sağlamaya çalışıyorlar. Bu tutumdan en fazla zararı Kürtler görüyor. Gerilim eğer devam ederse, sadece Doğu'da değil Türkiye'nin tamamına yayılabilir. Başbakan'ın da DTP'nin de gerilimi tırmandırmaktan vazgeçmesi lazım. Öcalan'ın durumuyla ilgili iddialar DTP'yi kontrol amacı taşıyor. İki yıl önce ortaya atılan zehirlenme iddiası da genel seçimlerle aynı döneme denk gelmişti. O zaman tutturamadılar, halkı ikna etmekte zorlandılar. Şimdiki iddialar da seçimlere yönelik. Ahmet Acar (Kürt Demokratlar Hareketi Sözcüsü): Kimin eli kimin cebinde belli değil. Kürtler adına hareket etmiyorlar. Bu provokasyonlarla Ergenekon eylemleri arasında fark görmüyoruz. Kürtlerin sorunu ancak uluslararası alanda haklı ve demokratik yöntemlerle çözülür. Legal olmayan her eylem Kürtlere zarar verir. Öcalan her hafta İmralı'dan DTP'ye talimat veriyor. Onlar da devreye sokuyorlar. Bu provokasyonlar antidemokratik ve militarist anlayışın manevra alanını genişletiyor. Hepimiz bu ortamda bu tutuma karşı harekete geçmeliyiz. Çünkü Öcalan ve PKK en büyük zararı başta Kürtlere veriyor. Abdülmelik Fırat (Eski Milletvekili): Bu eylemlerin amacı Kürtler değil. Bunlar derin devletin oyunu. PKK, derin devletle birlikte çalışıyor. Öcalan derin devletle temas halinde. Her hafta avukatlarına talimat veriyor. Onlar da ilgili yerlere bildiriyor. Bu eylemler en çok Kürtlere zarar veriyor. Şiddet ortamından en fazla zararı yıllardır Kürtler görüyor. Sezgin Tanrıkulu (Eski Diyarbakır Barosu Başkanı): Şiddet sorunu çözmez. Gerilim 22 Temmuz seçimlerinden itibaren tırmandırıldı. Başbakan'ın pompalı tüfekle gösterilen tepkiye getirdiği yorum, bir hukuk devletinde başbakanın bırakın söylemeyi, düşünmesi dahi doğru olmaz. Eğer biri suç işlemişse buna devletin ilgili organları müdahale eder. ZAMAN
<< Önceki Haber Şiddet en çok Kürtlere zarar veriyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER