Sezer'in rektörleri nasıl hatırlanacak?

Türkiye onları, özellikle başörtüsü ile ilgili katı yasakçı tutumları ile tanıdı.

Sezer'in rektörleri nasıl hatırlanacak?

Türk üniversitelerinin geri kalmışlığının müsebbibi sayıldılar. İçlerinde ‘keşke Anadolu Müslüman olmasaydı’ diyen de var. Habervaktim internet sitesinin haberine göre Türk üniversitelerinin bilimsel çalışmalarda dünya sıralamasında son sıraları paylaşmasının müsebbibi olarak nitelendirilen çok sayıda yasakçı rektörün yeniden aday olamaması üniversiteler için iyi bir fırsat olarak nitelendirildi. Peki kim bu rektörler ve hangi icraatları yaptılar? İşte bu sorunun cevapları: 411 elin kararını tehdit olarak nitelendirmişti Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Aras: Başörtüsü yasağının en katı uygulayıcılarından biri olan Nusret Aras, Anayasa’nın Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen 10 ve 42. maddelerdeki değişikliklerin TBMM tarafından kabul edilmesi ile ilgili, “Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'ni ve onun vazgeçilmez ilkesi olan laikliği ortadan kaldırmaya yönelik bir girişim” iddiasında bulunmuş ve “Bizim için değişen bir şey yok” diyerek alınan senato kararı doğrultusunda yasağı daha da ser uygulamaya başladı. Yemekhanelerde bile başörtüsünü yasaklamıştı Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz: Başörtüsü yasağının katı uygulayıcılarından Yaşar Sütbeyaz da, anayasa değişikliklerini hiçe sayarak yasakçı uygulamalarını sürdüren rektörlerden. Sütbeyaz, yasağın sınırlarını yemekhanelere kadar genişleterek eşine rastlanmamış bir uygulamaya imza atmıştı. CHP’ye “Elinizi çabuk tutun” nasihatinde bulunmuştu Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emin Alıcı: “Keşke Anadolu Müslüman olmasaydı” diyerek gerçek kimliğini ve zihniyetini gözler önüne seren Emin Alıcı, başörtüsü yasağını zulüm boyutuna ulaştıran rektörlerden. Üniversitelerde başörtüsü yasağını kaldıran anayasa değişikliği ve YÖK’ün genelgesine rağmen yasağı sürdüren Emin Alıcı, CHP’lileri “Elinizi çabuk tutun” diyerek göreve çağırmıştı. Tam bir başörtüsü karşıtı Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ülkü Bayındır: Sezer tarafından atanan rektörlerden biri olan Ülkü Bayındır da, başörtüsü ile ilgili anayasa değişikliğine karşı sert bir tutum sergilemiş ve şu açıklamayı yapmıştı: “Başörtüsü kesinlikle serbest bırakılmamalı. Bu karar liselerde türban serbestliğinin önünü açar mı? Bu konuda kuşku yaşıyorum.” Başörtülüler, karşısında hep onu buldu İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu: Başörtüsü ile ilgili her gelişme, karşısında Fatih Hilmioğlu’nu buldu. ÜAK toplantılarında Mustafa Akaydın’ın yanında sürekli boy gösteren Hilmioğlu, “Türban diye bir sorun yoktur. Türbandan dolayı karışmış üniversite var mı? Ama bu konuyu gündeme getirdiğiniz zaman kamplaşma, klikleşme olacak” sözleriyle yasakçı listesindeki yerini sağlama alan rektörlerden biri oldu. Jeep koleksiyonu sahibi, CHP’li ve yasakçı Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay: Başörtüsü ile ilgili Anayasa değişikliğini ve YÖK genelgesini hiçe sayan rektörlerden Ferit Bernay, “Hukuka aykırı gelmemiz söz konusu olamaz. Türbanlı öğrencilerin üniversiteye girmesi için yapılan değişiklikler yeterli değildir” açıklamasıyla hatırlanacak. Çok sayıda kamu kurumundan daha fazla jeep’e sahip olduğu ortaya çıkan Bernay’ın CHP’den iki kez milletvekili adayı olan, bozuk sicili YÖK tarafından onaylanan Nazım Alkan'ı, üniversitenin Genel Sekreteri yapmakla kalmayıp, ihale komisyonlarında da görevlendirdiği ortaya çıkmıştı. CHP kürsüsünde bir yasakçı rektör ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut: Başörtüsü ile ilgili yasağın en takı uygulayıcılarından Ural Akbulut, anayasa değişikliğine şu sözlerle karşı çıkmıştı: “Serbest bırakılmamalı. Aksi takdirde liselerde, hatta ilkokullarda dahi serbestliğin önü açılır. Kamu kuruluşlarına kadar gider. Anayasal düzenleme laikliğe aykırı olur. Türban yasağı kalkmamalıdır.” Kamuoyu Ural Akbulut’u yasakçı kimliğinin yanı sıra , Meclis'te CHP kürsüsünde yaptığı konuşma ile de tanıyor. Başörtülülere gözdağı vermişti Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Abbas Yurtkuran: Başörtüsü yasağının katı uygulayıcılarından Mustafa Abbas Yurtkuran da, anayasa değişikliğinden sonra verdiği talimatla kapüsteki tüm başörtülü öğrencilere gözdağı vermişti. Yurtkuran, “Onları bu şekilde içeri sokarsam anayasal suç işlemiş olurum” diyerek yasağı sürdürmüştü. Diğerleri ne dedi? Peki halen görevde olan yasakçı rektörler ne demişti? İşte cevabı: Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Güner Önce: Türban serbest bırakılmamalı. Türban siyasi simgedir. Üniversitelerde yasak kalkarsa bu liselerde de serbestliğin önünü açar. Türban konusunda anayasal düzenlemeye karşıyım. Haliç Üniversitesi Rektörü Prof. Ahmet Çakır: Serbest bırakılmamalıdır. Üniversite ile sınırlı tutulacağını zannetmiyorum. Lisede okuyana, kamuda çalışana uzanabilir. Düzenleme olursa anayasal olmalı. Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Serdar Kılıçkaplan: Türban serbest bırakılmamalıdır. Bu kararla ilköğretimde bile türban görülebilir. Türbanda ne anayasal düzenleme olmalı ne de bu rektörlere bırakılmalıdır. Adnan Menderes Üniversitesi Rektörü Prof. Şükrü Boylu: Serbest bırakılmamalı. Böyle bir serbestlikle, sadece liselere türban yolu açılmaz, ülkede düzen bozulur. Hiçbir biçimde yasağın kalkmaması gerekir. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi: Türban serbest bırakılmamalı, huzursuzluk olur. Liselerde de türban serbestliğinin önünü açar. Karar rektörlere de bırakılmamalı, toplumsal uzlaşmaya bırakılmalı. Okan Üniversitesi Rektörü Prof. Sadık Kırbaş: Serbest bırakılmamalı. Mezun ettiğiniz öğrenciyi araştırma görevlisi olarak alırken nasıl başını açtırabileceksiniz? Bu karar, liselerde türbanın önünü açabilir. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Rektörü Prof. Bektaş Açıkgöz: Türbanın serbest bırakılması mümkün değil. AİHM ve Danıştay'ın kararları var. Bu karar liselerde türban serbestliğinin de önünü açar. Ufuk Üniversitesi Rektörü Prof. Coşkun İkizler: Serbest bırakılmasın. Kanun çıksın, Atatürkçü bir üniversite olarak gereğini yapacağız. Çocukları ilkokula öyle sokabilirler. Yasağı kaldıracaklarsa anayasal olur. Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Mustafa Akaydın: Siyasi ve dinsel bir simgenin eğitim kurumlarında olması doğru bir şey değil. Liselerde türban serbestliğinin de önünü açar. Bu rektörlere de bırakılmamalı. Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Fevzi Sürmeli: Serbest bırakılmaması gerekiyor. Sadece liselerde değil bütün noktalara yayılır. Her yerde emsal teşkil edecektir. Hukuk devletinde bu karar rektöre bırakılamaz. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörü Prof. Zafer İlken: Türbanın istismarına karşıyım. Şu anda türbanlıların üzerinde gösterilmeye çalışılan baskı, bir süre sonra başı açıkların üzerinde hissedilecektir. Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Uğur Erdener: Türban konusunda kanun ve yönetmelikler çerçevesinde bir düzenleme yapılacağını düşünüyorum. Bizler kanun, yönetmelik neyi amir kılıyorsa ona yönelik uygulama yapmak durumundayız. Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Nazmi Turan Okumuşoğlu: Türban serbest bırakılmalı mı sorusuna cevap vermeyeyim. Ancak bu karar liselerde de türban serbestliğine yol açar. Bu ülkenin türbandan çok daha önemli sorunları vardır. Üniversitelerin de daha önemli sorunları bulunmaktadır. Ordu Üniversitesi Rektörü Prof. Haluk Kefelioğlu: Serbest bırakılmamalı. Kaos yaratır. Liselerde türban serbestliğinin önünü açar. Konu asla rektörlere bırakılmamalıdır. Düzenleme olacaksa, bu anayasal düzenleme olmalıdır. İzmir Ekonomi Üniverseti Rektörü Prof. Atilla Sezgin: Serbest bırakılmasın, kaos olur. Liselerde türbanın önü açılır. Rektörler bu işe karıştırılmamalı. Düzenleme olacaksa, anayasa değişikliği gerekir. Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Murat Barkan: Serbest bırakılmamalı. Liselerde de serbestliğin önü açılır. Değişiklik olacaksa anayasa yoluyla olmalı. Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Bahri Gökçebay: Türbanın anayasal yöntemle çözülebileceğini zannetmiyorum. Bizim insan hakları ve Anayasa Mahkemesi'nin aldığı kararın dışına çıkmamız zor gibi gözüküyor.
<< Önceki Haber Sezer'in rektörleri nasıl hatırlanacak? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER