Sezer'in imajı ne?

Görevi bırakmasına sayılı günler kalan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in yaptıklarını ve yapmadıklarını Fatih Çekirge yazdı.

Sezer'in imajı ne?

06 GZ... plakalı siyah Laguna... Öğle saatlerinde Ankara Birlik Mahallesi’ndeki kuaförün önünde beklemektedir. Aracın başında elinde telsiz, sivil bir kişi nöbet tutmaktadır... Az sonra kuaförden çıkan genç bir hanım ve bir çocuk siyah araca biner ve uzaklaşırlar. Sonradan öğrendim ki, genç hanım Cumhurbaşkanı Sezer’in kızı ve saç kesimi için orada. Şimdi bu sahne üzerine düşünelim. Sizce bir Cumhurbaşkanı’nın ya da bir devlet büyüğünün kızı oğluyla birlikte, devletin resmi aracı ve korumasıyla kuaföre gitmeli mi, gitmemeli mi? Rahmetli Özal’ın uygulamalarını hatırlıyorum. O tepki çekmezdi çünkü böyle bir tarzı vardı. Ama olay Ahmet Necdet Sezer tarzına göre düşünülünce durum değişiyor. VAKTİ Mİ ÇOK Çünkü Sezer, "kırmızı ışıkta duran", elinde file Migros’ta alışveriş yapan, yani "sade vatandaş olan" bir imaj seçmiştir. Bir yabancı meslektaşım bir gün sormuştu: - Sizin cumhurbaşkanı saatlerce alışveriş yapabiliyor. Sanırım çok boş vakti var... Hiç böyle düşünmemiştim ama doğru. Şimdi Sezer’i sevenlerin şu sözlerini duyabiliriz: - Sezer’e saldırmak için bula bula bunu mu buldunuz? Sıkıysa Başbakan’ı eleştirin. Düğün davetiyesi vermek için devletin uçağıyla Ürdün’e gittiğini unuttunuz mu? Bense bütün bunların ötesine geçmek istiyorum. Bu olayda Sezer, kendisinin yarattığı o "sadece dürüst olmak yeter" ve "sade vatandaş" madalyasına sıkışmıştır. BOŞ UÇAN UÇAK - Örneğin uçağını tasarruf için kullanmaz. Örneğin Dışişleri Bakanı çok kritik birkaç gezide o uçağı alamayacağını bildiği için uçak kiralamak zorunda kalmıştır.(Ama uçak mecburen ayda bir kez motoru zarar görmesin diye Ankara semalarında boş uçurtulur.) - Tasarruf için Köşk’te yaptığı düğünün elektrik parasını ödemiş ve bu bilgi sızdırılmıştır. - Sezer göreve geldiğinden bu yana örneğin, hiç Washington’a gitmemiştir. - Özal’ın Demirel’in Köşk’te yabancı devlet adamlarına verdikleri yemekler hatırlandığında Çankaya Köşkü bugün dünyaya kapanmıştır. (Özal ve Demirel cumhurbaşkanı ve başbakan olarak birbirlerini hiç sevmediler. Ama Özal Köşk’ün kapısını dünyaya açık tuttu ve her yemeğe Demirel’i de davet etti. Demirel de devlet işi diye gitti. Ve hiçbiri diğerine Anayasa kitapçığı fırlatmadı.) - Niyazov ölmüş, ancak Türk dünyası için çok önemli olan bu cenaze törenine örneğin Demirel’i de davet edip gitmemiştir. - Afganistan’da çok önemli bir NATO görevini özel temsilci olarak yürüten Hikmet Çetin’i ne bu görevi sırasında ne de döndükten sonra bir kez bile aramamıştır. - Yurtiçinde de gezmez. Örneğin Diyarbakır’a hiç gitmemiştir. Dünyanın en güzel körfezindeki Okluk Koyu’na ne kendisi gitmiş ne de bir yabancı misafir ağırlamıştır. O koydaki Cumhurbaşkanlığı tesisi nöbet tutan askerleri ağırlamaktadır o kadar. SIKIŞAN İMAJ - AB için hiçbir başkentte faaliyet göstermemiş, ziyaret yapmamıştır. - Türkiye’nin en çok ihtiyacı olduğu bir dönemde Irak’la ve İran’la bir temas kurmamıştır. Örneğin Bush Talabani’yi, Barzani’yi Beyaz Saray’da ağırlamıştır. Ama Sezer Talabani’nin ziyaret talebini reddetmiştir. - Bırakın Talabani’yi, KKTC Cumhurbaşkanı M. Ali Talat’la bile görüşmemektedir. - Ve en önemlisi Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir Türk yazar Orhan Pamuk, Nobel Edebiyat Ödülü’nü almış, ama Cumhurbaşkanı bunu görmemiştir. İşte bu yüzden şimdi, kuaför önünde bekleyen 06 GZ... "özel tahsis plakalı" siyah Laguna Sezer’i, kendi yarattığı o ’dürüst devlet adamı’ imajında sıkıştırmaktadır. Fatih ÇEKİRGE - Hürriyet
<< Önceki Haber Sezer'in imajı ne? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER