Prof. Karpat, ’22 Temmuz’un dört mağlubiyeti diye nitelediği Sezer yargı, ordu ve
CHP’nin kendilerine çekidüzen vermesini
tavsiye etti.
Prof. Kemal Karpat, 9 ay önce yine aksiyon için yaptığımız söyleşide
AK Parti’nin elinde ola tarihi fırsatlara işaret ederek bazı uyarılar yapmıştı. Hatta bu uyarıları içeren bir
mektup göndermişti
Başbakan Tayyip Erdoğan’a Medyada da mektubun adrese ulaşıp ulaşmadığı
tartışma mevzuu olmuştu.
SEZER SINIFTA KALDI; ONUN GİBİSİ GELMEDİ
Halk, AK Parti
mağdur olduğu için değil kendi özgürlüklerini savunmak bu seçimi yaptı diyorsunuz…
- Evet. Halk
siyasi istikrar istiyor, işini gücünü rahat sürdürecek siyasi bir ortam istiyor. Kargaşalık istemiyor. Kargaşalık çıkararak bundan
kazanç elde etmek isteyenler bugün de yanılmışlardır. Üncü olarak
halk ekonomik gelişme istiyor ve AK Parti bunu sağlamıştır. Be kesindir. Bunu ben yeni söylemiyorum; istikrar ve ekonomik gelişme sağlayan bir parti daima oy alır
Türkiye’de. Diğer partilere nazaran daima üstün gelir. Bu noktalardan hareket ederek halk, imtihanı fazla bir şekilde geçmiştir diyebiliriz.
Sınıfta kalanlara gelirsek…
- İmtihanda geri kalanlar, siyasi hayat iştirak eden tüm aktörler bence ya sınıfta kalmış ya da çok kötü not almıştır. İmtihanı kaybedenlerin başında Cumhurbaşkanı Sezer geliyor. Sayın Sezer’in bilhassa Türkiye gibi geçiş noktalarında bulanan, ekonomisi,
siyaseti hassas dengeler üzerinde duran bir toplumda ideolojik bir tutum içinde bulunmaması, bitaraf bir kişi gibi hareket etmesi gerekiyordu. Maalesef Cumhurbaşkanı bekleneceği gibi bitaraf ve uzak görüşlü çıkmamıştır. Hakikaten Sayın Sezer Türkiye siyasi tarihi muhakeme edildiği zaman bence hiç de parlak gözükmeyecektir. İdeolojik hareket ederek elindeki bütün hukuki imkânları kullanarak kendi görüşünü veyahut temsil ettiği kimselerin görüşünü uygulamaya çalışması hiç de iyi olmamıştır.
HALK, ORDU MÜDAHELESİNİ DE PROTESTO ETTİ
Prof. Karpat ABD’de yamasına rağmen Türkiye’yi çok yakından takip ediyor.
Ordunun siyasete karışması ile ilgili bu gün için ne söylenebilir?
-Bu gün böyle bir durum mevcut değil. Belki ordu dememeliyiz; ordu nihayet memleketin çeşitli gruplarının çocuklarında oluşan bir topluluktur. Karar veren üst düzey subaylardır söz konusu olan şimdi halk ordunun günlük siyasete karıştığını görünce de buna karşı büyük tepki gösteriyor. Bildiğiniz, muhtıraya karşı büyük bir tepki gösterdi oylarını AK Parti’ye verdi. Bu bir
protestodur.
CHP’YE KARPAT’ÇA BAKIŞ
Ordunun siyasete çekilmesinde
sivillerin rolünü nasıl yorumluyorsunuz?
- Esasında büyük hat sivil bölümündür. Sivil, ‘biz ne yaparsak yapalım asker gelir her şeyi düzeltir, bize teslim eder’ tavrı içinde.bu mantaliteyi düzeltmeden orduyu aktif siyasetten uzaklaştırmak zordur. İmtihanı en kötü şekilde kaybeden CHP olmuştur. Halk Partisi 60 yıllık tecrübeye rağmen
demokrasiden bir şey öğrenmiştir. Demokrasiyi temsil eden bir partinin cumhurbaşkanlığı seçiminde
Meclis’e girmemesi, seçimi engellemek için Anayasaya Mahkemesi’ne müracaat etmesi doğrudan doğruya demokrasiyi demokrasi’yi kundaklayacak hareketlerdir. Ben inanamadım. Aynı zamanda bu partinin gerçek manada ideolojisi yoktur. Bir taraftan
Atatürk’ün mirasına sahip çıkmak istiyor, diğer taraftan sosyalist partinin üyesi oluyor. Sonra ne sosyalistle ne de Atatürkçülükle herhangi bir şekilde bağdaşmayan fikirlere yer veriyor. Karmakarışık, ideolojisi olmayan bir partidir CHP.
LAİKLİK TARTIŞMASINI AK PARTİ BİTİREBİLİR
Siz
laiklik ve din meselesi çözülmedikçe enerjimiz boşa gidecek ve AK Parti bunu çözme fırsatına sahiptir diyorsunuz. Hala bu fikirde misiniz?
AKSİYON
- Benim öteden beri en büyük ümidim din ve laiklik meselesinin gerilim konusu olmaktan çıkmasıdır. Laiklik meselesi konusunda bir
anlaşma olursa, laikliği elinde
silah olarak kullanan ve başka da bir felsefesi olmayan gruplar silahsız kalır. Onlar bunu muhafaza etmeye devam edecek. Bu silahı yok etmenin yolu yine AK Parti’nin elindedir. AK Parti, İslamcılık korkularını körükleyecek hareketlerden çekinir, karşı tarafa, cumhuriyete, moderniteye, Atatürkçülüğü olan inancının, sadakatinin gerçek olduğunu, bu yoldan caymayacağını halka anlatabilirse bu çözülür. Yoksa bu ideolojik tartışma namütenahi gider. AK Parti ne kadar orta yoldan gider, hem
dindar hem laik tatmin edecek siyaset güderse kazanır. Sabırlı, dirayetli olması gerekir.