Adliye çıkışında konuşan Soylu, "
Ergenekon örgütü içinde değilim. Ama Ergenekon destanı içinde olmaktan gurur duyuyoruz." dedi.
Beşiktaş'taki
İstanbul Adliyesi'ne gelen
Seyhan Soylu, el konulan evrakları için talepte bulundu. Adliyede basın mensuplarıyla sohbet eden Soylu, "
Cumhuriyet Kadınları Projesi ile ilgili evraklara da el konulmuştu. Ancak
savcılık bir şey bulamadı. Ben de o evrakları almaya geldim. Çünkü evraklar olmadan çalışamıyoruz" diye konuştu. Soruşturma savcısı
Zekeriya Öz'ün kendisine zaman zaman ifadesine başvuracağını söylediğini belirten Soylu, "
Savcı herkese eşit duruyor. Ben kendisine karşı ön yargılıydım. Mevcut hükümetin adamı sanıyordum. Ama kendisinin tavırlarını görünce herkese eşit olduğunu gördüm. Önyargım kırıldı" ifadelerini kullandı.
Bilgisayarına ve CD'lerine el konulduğunu ifade eden Soylu, "Hakkımda çok çirkin iddialar yazıldı. Şantaj kasetleri olduğu söylendi. Ancak bunlar Cumhuriyet Kadınları projesi kapsamında toplanan
arşiv görüntüleridir. Zaten Cumhuriyet Kadınları inanılmaz derecede muhafazakar bir projedir. Çünkü
laiklik, dejenerasyon değildir. Bu projeyi hazırlarken tüm şehit yakınlarını düşünerek yaptık. Sırada
Kurtuluş ve
Osmanlı kadınları projesi var. Cumhuriyet Kadınları projesi kapsamında belgesel çalışmaları hazırlıyorduk. 4 ay boyunca onlarca kişi bunun için çalıştı" diye konuştu.
Emniyet teşkilatının Avrupa'yı aratmayacak şekilde suçluyu ve şüpheliyi ayırdığını kaydeden Soylu şöyle devam etti: "Ergenekon ikiye ayrılır. Birinci Ergenekon örgütü,
silah,
bomba ve devleti bölmek için kurulmuş teşekkül örgüttür. Bu örgütün önünde dünyadaki tek bir kişi olarak kalsam da
miğfer olmaya çalışırım. İkinci Ergenekon ise bir destandır. Onun içinde olmaktansa onur duyarım. Ergenekon'un sonunda en büyük dalga olacak. Yani tsunami."
Soylu
adliye çıkışında ise kameralara, "Ergenekon örgütünün içinde değilim ama, Ergenekon Destanı içinde olmaktan gurur duyarız." diye konuştu.
CİHAN