'İnsanlık onuruna lâyık bir geleceğin inşasında ilim, iman ve ahlâkın yeri' konusunun işlendiği sempozyumun açılışına aralarında 105
yabancı ilim adamının da bulunduğu yaklaşık 10 bin kişi katıldı. Törende
Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç,
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı
Hüseyin Çelik,
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş ve Said
Nursi'nin talebeleri
Mehmet Fırıncı,
Abdullah Yeğin, Said
Özdemir ve
Mustafa Sungur da yer aldı. Açılış konuşmasını yapan Arınç , "Demokrasi ve
özgürlük âşığı, hakikat sevdalısı Said
Nursi'nin dalga dalga bütün dünyaya yayılan sevgi ve ilim çağrısına artık
kulak vermenin zamanıdır.'' dedi.
Said Nursi'nin karanlıkların aydınlanması için çabaladığını söyleyen Arınç, o dönem yaşanan sıkıntıları ise şu örnekle anlattı: "Başkalarında tabanca, kasatura suç aleti sayılırken, Nurcuların okuduğu kitaplar, namaz kıldığı seccadeler suç unsuru olarak görülüyordu."
İstanbul
Ataköy Sinan Erdem Spor Salonu'ndaki açılış töreninde konuşan
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "
Bediüzzaman'ın, Nurs köyünde toprağa ektiği, İstanbul'da yeşerttiği, hapislerde, sürgünlerde büyük bir çınara dönüştürmeyi başardığı düşünce dünyası, bugün dünyanın bütün coğrafyalarına kök salmıştır." dedi. Arınç, Said Nursi'nin saltanat, meşrutiyet,
Cumhuriyet ve çok partili dönemleri idrak ettiğini, çağının tanıklığını yapmış,
çağlar üstü mesajı
modern zamanlarda yeniden hatırlatmış çilekeş bir
bilge olduğunu anlattı. Arınç, "Bir
demokrasi ve özgürlük âşığı, bir hakikat sevdalısı, nihayet bir kul ve insan olarak, Said Nursi'nin sadece bu topraklara değil, bu topraklardan başlamak üzere dalga dalga bütün dünyaya yayılan sevgi ve ilim çağrısına artık daha samimi biçimde kulak vermenin zamanıdır." dedi. Nursi'nin, düşünce
eylem ve bütünlüğüne sahip olduğunu, düşündüğü gibi yaşayan ve davranan biri olduğunu ifade eden Arınç, "Hiçbir dünyevi ve uhrevi çıkar gözetmeksizin, Horasan dervişleri gibi 'Halka
hizmeti Hakk'a hizmet' olarak gören bir bilgedir Said Nursi. 'Biz muhabbet fedaileriyiz, husumete, düşmanlığa vaktimiz yoktur.' diyen bir gönül insanıdır." diye konuştu.
Sempozyumun, Said Nursi'yi anmak, onun fikirlerini derinlemesine
analiz etmek ve yeni nesillere aktarmak amacıyla düzenlendiğini belirten Arınç, sempozyum
boyunca Said Nursi'nin hayatının, eserlerinin, düşüncelerinin, konunun uzmanları, akademisyenler ile şu an yaşayan öğrencileri tarafından değerlendirileceğini ifade etti.
Bediüzzaman'ın materyalist Batı medeniyetine risalelerle
Allah'ı ve İslâm'ı tanıtıp tanıştırma gayretinde olduğunu dile getiren Arınç, "Asla zalime ve zulme boyun eğmedi. Cumhuriyetin en iyi savunucularından biri olmasına rağmen tek partinin zulmünden kurtulamadı." dedi. Said Nursi'nin tüm çabasının karanlıkların aydınlanması için bir kıvılcım oluşturmaktan ibaret olduğunu söyleyen Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "12
Eylül darbesi diye konuşurken karşımdaki 18 yaşındaki gencin suratıma anlaşılmaz bir ifade ile baktığını görüyorum. Aramızda gençler var, onun için diyorum. 1970'li yıllarda avukatlık mesleğine başladığım zaman 163. madde ile tanıştım. Allah rahmet eylesin Turgut
Özal 1991'de Türk
Ceza Kanunu'ndan çıkardığı güne kadar 163. madde 1949-1991 yılları arasında giyotin gibi çalıştı. O zamanın gazetelerinde bir çalışma yapın, 'Nurcular basıldı, suç aleti olarak tesbih, takke ve risale ele geçirildi' haberlerini göreceksiniz. Gözaltına alınan suç aletleriydi bunlar. Bir başkasında tabanca, kasatura,
bıçak suç aleti sayılırken Nurcuların evde arkadaşlarıyla okuduğu kitaplar, namaz kıldığı seccadeler suç unsuru olarak görülüyordu."
Sempozyuma 40 ülkeden 245 bilim adamı katıldı
'İnsanlık onuruna lâyık bir geleceğin inşasında ilim, iman ve ahlâkın yeri ve rolü' konulu 9. Uluslararası Bediüzzaman ve
Risale-i Nur Sempozyumu bugün ve yarın WOW Otel'de yapılacak
oturumlarla devam edecek. Sempozyuma ABD,
Kanada,
Rusya,
Nijerya,
Hollanda,
İran, Suudî
Arabistan,
Hindistan,
Filipinler ve Botswana'nın da aralarında bulunduğu yaklaşık 40'a yakın ülkeden 245 akademisyen geldi. Sempozyum boyunca
tüketim ahlâkı, kültür ve din farklılıklarından kaynaklanan problemler, sosyal
adalet, milliyetçilik gibi pek çok konu tartışmaya açılacak. Bu konularda uygulanabilir bir ilim, iman ve ahlâk modelinin esasları araştırılacak. Sunum ve tartışmalar
Türkçe,
İngilizce ve
Arapça olarak tercüme ediliyor. Bugün
Singapur Milli Üniversitesi'nden Prof. Dr. Syed Farid Alatas'ın "Said Nursi'nin Toplumsal Teolojisi ve Modern Medeniyete Bakışı" konulu semineri ilk oturum olacak.
Hayatı boyunca ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı çıktı
Bediüzzaman'ın, ortak değerlerde buluşmanın, kardeşliğin sembolü olduğunu söyleyen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Said Nursi'nin
ırkçılık ve ayrımcılığa hayatı boyunca karşı çıktığını ve bunu da talebelerine tembihlediğini ifade etti. 9. Uluslararası
Bediüzzaman Sempozyumu'nun açılışında konuşan Hüseyin Çelik, tarih boyunca önemli adamların değerli insanları yok etmek istediğini belirtti. Statükocuların sıkılmadan Bediüzzaman'ı
Kürtçülükle itham etmesinin sebebinin bu olduğunu kaydeden Çelik, Said Nursi'ye hayatında tahammül edemeyenlerin, onun mezarına dahi tahammül edemediğinin altını çizdi. 'Belki de Bediüzzaman'ın bir mezara ihtiyacı yoktu.' diyen Çelik, "O zaten müstesna müminlerin gönlünde yer etti. Bediüzzaman, yaşadığı dönemde kendisine hayatı zindan edenleri bile affetmiştir. Ona eziyet edenler, tarihin çöplüğüne gömülmüştür. Tek parti ve
CHP zihniyeti de o tarihin çöplüğüne gömülmüştür." şeklinde konuştu.
Said Nursi'nin risalelerinde herkesin bir şeyler bulabileceğini anlatan Çelik, "Cumhuriyet'in başındakiler Bediüzzaman'ı dinleselerdi bugün Doğu'daki Kürt gençlerin Kürtçülük,
batıdaki Türk gençlerin Türkçülük diye bir kavgası olmazdı.
Bediüzzaman Said Nursi, ortak değerlerde buluşmanın, kardeşliğin sembolüdür. Bugün, kardeşliğimize gölge düşüren insanlara karşı Bediüzzaman'a daha çok ihtiyaç vardır." dedi.