Torun Center inşaatının 32. katından aşağıya çakılan asansörde 10 işçinin yaşamını yitirmesi gözleri İstanbul’u çevreleyen “yüksek binalara” çevirdi. Halktan ve Meclis’ten gizlenen 4 bakan hakkındaki 17 Aralık fezlekelerinin eklerinden çok önemli bir ayrıntı ortaya çıktı. Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar hakkında hazırlanan fezlekede yer alan ve Adalet Bakanlığı’na gönderilen yasal dinleme kaydına göre 17 Aralık operasyonunda gözaltına alınan isimlerden işadamı Ali Ağaoğlu bir projesi için “yükseklik pazarlığı” yapıyor.
Cumhuriyet Gazetesi'nden Aykut Küçükkaya haberine göre, Ağaoğlu’nun dinlemeye takıldığı isim İstanbul Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Daire Başkanı Ahmet Erhan Gökal. Konuşmanın önemini ise dinleme kaydında yer alan ve bugüne kadar kamuoyuna yansımayan bir bölüm oluşturuyor.
Konuşmadan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nce, Ağaoğlu’nun Bakırköy’deki projesine 70 metre yükseklik için izin verilmediği; siluet için “63 metreye” kadar izin verildiği anlaşılıyor. Ancak Ağaoğlu gerekli yükseklik iznini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan alıyor.
Ağaoğlu aldığı yükseklik iznini de dönemin Başbakanı şimdinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla verildiğini itiraf ediyor. Bayraktar fezlekesine giren dinleme kaydında işadamı Ağaoğlu, İBB yetkilisi Gökal’a, “70 metre olarak onaylandı Ahmet. Yani bu direkt yani bakanlığın değil direkt bir bir numaranın talimatı ile yapılan bir şey” diyor.
'Başbakanımız verdi açık söyleyeyim'
Tarih: 6 Nisan 2013... Saat: 12.09... Konuşma tam 11 dakika 25 saniye sürer. Telefonun bir ucunda kamuoyunun yakından tanıdığı ünlü işadamı Ali Ağaoğlu var. Diğer ucunda ise dönemin İBB yetkilisi Ahmet Erhan Gökal.
İşte dinleme kaydındaki “yükseklik pazarlığı” yapılan bölümler:
Ahmet Erhan Gökal: Ya ben niye rahatsız ettim.
Ali Ağaoğlu: Estağfurullah.
A.E.G: Şimdi sizin bu dün geç vakitti galiba arkadaşlara söyle diye intikal etti bu Bakırköydeki projenizi bakanlık mekânsal planlama vaziyetsel planlamayla ek göndermiş galiba.
A.A: Evet.
A.E.G : Onda konuştuğumuz bu yükseklikler gene bizim siluet kararında belirtildiği üzere 63 metre idi 70 metreye göre onaylanmış, yani biz mi yanlış anladık yoksa gerçekten 70 metre mi onaylandı bu plan.
A.A: 70 metre olarak onaylandı Ahmet
A.E.G: Peki, onu başkan Kadir başkanımız özellikle söyle dedi.
A.A: Valla konuşacağız onu başkanla konuşacağız, hatta şeyde beraberdik de beraberdik ondan sonra randevu alıp şey yapacağım, yani onu yani bu direkt yani bakanlığın değil direkt bir bir numaranın talimatı ile yapılan bir şey bu, ya yani bunu şeye anlatacağız, yani önümüzdeki il şey ne derler ona, o öndeki denizin kenarında olanlar 70 küsur metre yani bizimki de onun şeyinde şey olmaması lazım zaten onaylanan plan o.
A.E.G: Şimdi onda haklısınız fakat bu meclis kararı alındı, onu özellikle sayın bakan da demişti, bunu bize dağıtımını yapın, biz de ona uyalım diye.
A.A: He.
A.E.G: Şimdi meclis kararıyla alınan yükseklik sınırlarını bakanlığa ve ilgili kurumlara dağıtımını yaptık, dolayısıyla bu kararı bildirdikten sonra gelen, bunun üzerinde bir onay gelirse biz buna bu meclis kararıyla bunun belirlendiğini bu yüksekliğin aşılmaması gerektiğini yazıyla bildirmek durumundayız, bunu tekrar yazışmaya dökülmesi de yani bu sizin engelli koşu sürenizi biraz daha hızlandıracak bence onu yazışmaya da dökmek de istemiyoruz, ama bir taraftan da bizim büyükşehir meclis kararındaki sınıra da uyulmasını da istiyoruz.
A.A: Ama şimdi Ahmet Bey bu kararın tek bize yani firma olarak bize uygulanması da adil değil, yani o bölgedeki şeyi gördük bölgenin yani bölgedeki en masum yapı en şey yapı yani basında bu biraz daha köpürtüldü belli bir şey tarafından köpürtüldü yani düz 2.5 emsal ne bodrumu var ne çıkma o günün şeyiyle plan notlarında bir afedersin şeyli giydirmeler var, bu bölgenin en masum ve en düzgün planı yani niçin böyle bir dirençle karşılaşıyoruz bunu anlamıyorum yani ben...
A.E.G: Yani direnç olarak düşünmeyin de bu yani ... meclis kararı alındıktan sonra yani herkese aynı şekilde uygulanıyor yani bizim meclis karar alındıktan sonraki olan bir hadise meclis kararına kadar dediğiniz gibi öyle bir karar olmadığı için planda verilen yüksekliklere uyuluyordu.
A.A: He
A.E.G: Durum böyle, nasıl yapalım?
A.A: Valla nasıl yapalım gelelim bir araya sayın başkanla da bir randevu ayarlayın gelelim bir araya ben bir şeyle de Kortan ile de konuştum Muhsin’le de konuştum herhalde önümüzdeki hafta başkanla da bir araya geleceğiz randevu talep ettim ben Sayın Başkan’dan ama herhalde bu hafta yoğundu bir araya gelemedik, şeyle gelelim bir şeye yatıralım onu yani başkan şey Muhsin Bey’in de özel kalem müdürü Muhsin Bey’in de şeyi var Kortan’ın da şeyi var.
A.E.G: Onun da haberi var diyorsunuz.
A.A: Ama bundan sonrakilere uygulacak bu zaten daha önce şey yapılmıştı bunu sayın bakan da yapmadı bunu direkt bakana da direkt talimat verildi bu konuda yani vereni de söylemeye şey yok yani ...
A.E.G: He anladım.
A.A: Sayın Başbakanımız verdi onu da açık söyleyeyim yani yani onu da zaten.
A.E.G: Tamam.
(Tapelerdeki anlatım bozuklukları ve imla hataları düzeltilmemiştir.)