Ceza Genel
Kurulu'nun
Cihaner kararı, hukukçuları ayağa kaldırdı.
Hukukçular, bu kararla Cihaner'in dosyasının Ankara'ya taşınmasının, internete düşen
ses kayıtlarındaki
kurtarma planının son halkası olduğunu vurguladı. CMK'ya göre birinci
sınıf savcı olan
İlhan Cihaner'in görevinden dolayı işlediği
ihmal ve kötüye kullanma gibi suçlarla ilgili olarak
Yargıtay'da yargılanabileceğine dikkat çeken Av.
Şahin, ancak
Ergenekon terör örgütüne üye olmak ve
yardım suçundan
sanık olduğunu hatırlattı. Şahin, başka sanıkların da bulunduğu Cihaner dosyasının görev yerinin özel yetkili ağır ceza mahkemesi olduğunun altını çizdi.
Yargıtay'daki bazı üyelerin geçen günlerde internete düşen ses kayıtlarında,
Başsavcı Cihaner'in nasıl kurtarılacağını madde madde anlattıklarına değinen Av. Mehmet Birol Şahin, bu kayıtların yalanlanmadığı hatırlattı. Cihaner dosyasının iki boyutu olduğunu dile getiren Şahin, "Burada Yargıtay, görevsiz durumda bulunuyor. Yargıtay'ın Ergenekon suçlamasıyla ilgili diğer sanıkların dosyasını özel yetkili ağır ceza mahkemesine göndermesi gerekiyordu, bu yapılmadı. Üstelik fotokopilerle işlem yapılıp karar verildi. Son olarak Genel Kurul ,bütün dosyaları birleştirerek adeta Cihaner'i kurtarmak için hukuka uymayan bir karar verdi. Bu bir hukuk skandalıdır. Yüksek yargıya güvenin artık hiç kalmadığının göstergesidir, çünkü ses kayıtlarında dinlediğimiz kurtarma planını adım adım uyguladılar." dedi.
'HAKİMLERİN YERİ DEĞİŞTİRİLMELİYDİ'
İnternette ses kayıtları yayınlanan hakimlerin, meslekten atılmanın bir alt cezası olan
yer değiştirme almaları ve o dosyaya bakmamaları gerektiğini vurgulayan Av. Şahin, adeta yargı ve hukuk katliamı yapıldığını ifade etti. Ceza mahkemelerinin Yargıtay'a gönderdiği dosyaların bekleme süresinin en az 5 yıl olduğunu kaydeden Şahin, "Başka vatandaşlar beş yıl beklerken kılını kıpırdatmayan yargıçlar, kendilerinden olan
Ergekon şüphelisi bir savcıyı kurtarmak için hukuku yerlebir ediyor. Yargıtay, daha önceki kararlarında bu tip dosyalarda farklı görüşler veriyordu. Bu kararla birlikte artık yerel mahkemelerin üzerinde ve onların görevlerini yapan, 'Ben istediğim gibi
kanun tanımam, hukuk tanımam' diyerek karar veren ve yerel mahkemelerin yetkilerini Anayasa'yı çiğneyerek
gasp eden bir kurum haline geldi. Bir an önce Yargıtayın da hukuka ve kanuna uygun çalışmasını sağlayacak bir yapılanma zorunlu oldu." şeklinde konuştu.