Zaman'a konuşan Şendiller, krizin tırmanması üzerine kendi isteğiyle çalıştaya katılmaktan vazgeçtiğini açıkladı. Kurulan planın figüranı olmamak için bu kararı aldığını belirten Şendiller, "Toplantıya katılsaydım
Maraş olaylarının bir
Alevi-
Sünni çatışması değil, uluslararası bir
komplo olduğunu, ölenlerin çoğunluğunun Sünni olduğunu belgeleriyle ortaya koyacaktım." dedi. Maraş olaylarıyla 12
Eylül'ün hazırlandığını vurgulayan eski
Kahramanmaraş milletvekili, tarafları Apocular, Halkın Kurtuluşu Örgütü, Devrimci
Savaş Örgütü ve Garbis Altınoğlu'nun kışkırttığını anlattı.
Alevî
Çalıştayı Koordinatörü Doç. Dr. Necdet Subaşı da, Şendiller'in toplantıya katılmaktan kendisinin vazgeçtiğini doğruladı: "Davetin geri çekilmesi söz konusu değil."
Konuyla ilgili açıklama yapan Ökkeş Şendiller, önceki gün Devlet Bakanlığı'ndan arandığını ve davetin geri çekildiğine ilişkin haberlerin yalan olduğunu söyledi. Bazı Alevî kökenli milletvekilleri ve
sanatçı Arif Sağ'ın tepkisini çeken çalıştay davetinin bakanlıkça geri çekilmediğini vurgulayarak, "Bu işi istismar etmeye kalkışan bazı siyasîlere,
dernek yöneticilerine daha fazla istismar fırsatı vermemek için kendim vazgeçtim ve kararımı toplantıyı düzenleyenlere bildirdim." ifadelerini kullandı. Davetin basında yer almasıyla birlikte tepkilerin arttığından bahseden Şendiller, "Bir kısım dernekler çok ağır ifadeler kullandı. Arif Sağ,
Kamer Genç, Fikri Sağlar'ın açıklamalarını yayımladılar, bir arada bulunmayız dediler. Bir gazeteye
manşet çektiler 'Ökkeş
beyin bu çalıştaya davet edilmesi,
Hitlerin
Yahudi toplantısına çağrılması gibi' çok çirkin,
akıl dışı bir iddia ortaya attılar. Tartışmalar daha da tırmandı. Hitler benzetmesi çok çirkin bir benzetme, böyle şey olur mu? Kendilerini Yahudi kategorisinde görebilirler ama bir başkasını Hitler'e benzetme hakları yok." diye konuştu.
Ökkeş Şendiller, Meydan Larousse ansiklopedisini kendisi hakkında Maraş olaylarıyla ilgili olarak yanlış bilgi yazdığı için,
Türkiye devletini de kendisini haksız yere
mağdur ettiği için
mahkemeye verip tazminat kazandığını anlatıyor. Çalıştay sürecinde kendisine
iftira atanları ve çirkin açıklamalarda bulunanları da
dava edeceğini bildiriyor. Maraş olaylarında yargılanıp
beraat ettiğini hatırlatan eski BBP Genel Başkanı, kendisine tepki gösterenlerin, aynı davada yargılanıp idam ve
hapis cezası alan sol
örgüt mensuplarından bahsetmediğinden yakınıyor. "Alevîler bizim kardeşimiz." diyen Şendiller, bir araya gelip birbirini dinlemenin ve diyaloğun önemini bir kez daha vurguluyor. Davet ilk geldiğinde kabul etmesinin gerekçesini şöyle anlatıyor: "Amacım Maraş olaylarının bir Alevî-Sünnî çatışması değil,
Ermeni sol örgütler üzerinden kurgulanmış dış kaynaklı bir provokasyon olduğunu,
12 Eylül'e giden son viraj olduğunu, Alevî vatandaşlarımızla Sünnîlerin bir sorunu olmadığını belgeleriyle ortaya koymaktı. Dış güçler Maraş provokasyonunu solcular üzerinden kurguladı, bunu dile getirecek olmam birilerini tedirgin ediyordu. Alevî derneklerinin de konuşan siyasîlerin de amacı
diyalog kurmak, sorun çözmek değil.
Meclis çatısı altında beraber olduğumuz kişiler bile çıkmış, 'Biz onunla aynı çatı altında olmayız' diyor. Katılmamın istismarı artırıp süreci akamete uğratacağını gördüğüm için vazgeçiyorum."
Maraş ve
Malatya (Hamido) olaylarının Alevî-Sünnî çatışması olmadığının altını çizen Şendiller, Maraş olaylarıyla 12 Eylül'ün hazırlandığına işaret ediyor. Bu olayların, Yunanistan'ın NATO'ya alınmasını sağlayacak bir askerî yönetimin getirilmesi amacıyla kurgulandığını iddia ederken, "
sivil hükümet ile bu iş çözülemeyince devreye Amerika'nın girdiğini,
12 Eylül darbesi sonucu ise Yunanistan'ın NATO'ya girişinin sağlandığını" savunuyor. Maraş olaylarında 110 kişinin öldüğünü, bunun yarısından çoğunun Sünnî kökenli olduğunu kaydeden Şendiller, olaylarda ölen ilk 35 kişinin Sünnî olmasının, provokasyonu kimlerin yaptığını ortaya koyduğuna dikkat çekiyor: "Olaylar süresinde daha birçok Sünnî öldürüldü. Ama hangi vicdan ölçüsüyle Maraş'ı bir Alevî katliamı olarak niteliyor bu beyler anlamıyorum. Toplantıya katılsaydım çantamda, olayları Apocular, Halkın Kurtuluşu Örgütü, Devrimci Savaş Örgütü ve Garbis Altınoğlu'nun kışkırttığını, bunların aldığı cezaları belgeleyen mahkeme kararları ve belgeler olacaktı."