Raporda, ''Usulsüzlüklerin tespit edebildiğimizden çok daha fazla olduğu, bir kısım
sendika yönetici ve
personelinin bu
usulsüzlük ve
kayıtlardaki düzensizliği organize biçimde gerçekleştirdikleri kanaatine varılmıştır'' denildi.
İddiaları incelemek üzere görevlendirilen 3 kişiden oluşan Bilirkişi
Kurulu,
raporunu
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı
Basın Savcılığına sundu.
Savcılığın talebi üzerine, sendikaya ait 2003-2008 yıllarını kapsayan defter,
belge ve kayıtları inceleyen kurulun, raporunda, ''sendika defter ve kayıtlarının çok geç sürelerde bilirkişiliğe intikal ettirilmesi, istenen bazı belgelerin ise sendikaca hiç gönderilmemiş olması, belge ve kayıt düzeninin takip ve denetimi mümkün kılacak yeterli açıklık, içerik ve düzende olmayışı, incelemenin 6 yıl gibi uzun bir süreci kapsaması'' nedeniyle tespitlerin şikayet konuları ve çok belirgin usulsüzlüklerin tespiti ile sınırlı kaldığı belirtildi.
Rapora göre, sendikanın defter ve belgeleri, iş ve işlemleri üzerinden yapılan inceleme sonucunda şu tespitlerde bulunuldu:
''-Şifahi onay süreciyle yoğun harcamalar yapıldığı, tediye fişleri eklerinin, denetim ve takibi mümkün kılacak detay açıklama ve belgeler içermediği,
-Gider belgeleri arasında tarihsiz faturalar bulunduğu,
-Muhtelif açıklamasıyla düzenlenmiş çok sayıda faturanın gider olarak muhasebeleştirildiği,
-Gelirlerin ters katıyla avanslara mahsup edilerek sendika zararına yol açıldığı,
-Kurumsal iş ve işlemlerin izlenmesi gereken muhasebe hesaplarında şahsi
altın,
bilezik gibi
düğün ve gün paralarının izlendiği, şahsi motorlu taşıtlar vergileri ve
trafik cezaları, cep telefonu ve benzeri şahsi alımların muhasebeleştirildiği,
-Şahsi harcamaların şube avanslarından ödendiği.''
-''FAHİŞ MİKTARA ULAŞAN AVANS ÖDEMELERİ''-
Sendika kasasında suistimale imkan verecek şekilde fazla nakit bulundurulduğu ve sendikanın
faiz gelirlerinden yoksun bırakılarak zarara uğratıldığı öne sürülen raporda, şubelerce harcama belgelerinin arkasına ''Genel Başkan ........ veya Yönetim Kurulu Üyesi ..........'nin bilgisi/onayı dahilinde harcanmıştır'' şeklinde notlar düşüldüğünün görüldüğü, yazışma ve yazılı onay olmaksızın harcama yapılmasının yaygın bir
uygulama olduğu ifade edildi.
Hak sahibi
imzaları alınmaksızın kasadan toplam 230 bin 639 lira sendika üye aidatı iadesi yapıldığına, oysa ödemelerin hukuken imza mukabilinde ödemeyi tevsik edici belgelerle yapılması gerektiğine yer verilen raporda, ''bilgisayar,
kırtasiye,
asansör alım ve bakımı,
promosyon malzemesi gibi mal ve
hizmetlerin
teklif alınmaksızın,
komisyon kararı olmaksızın uzun yıllar belirli firmalardan yapıldığı,
rekabet sağlanarak maliyetlerin düşürülmesi ve sendika menfaatlerinin korunmasının gereğinin yerine getirilmediği'' kaydedildi.
Raporda, sendika hesabından verilen avansların ay sonunda kapatılmadığı, alan üzerinde sürekli kaldığı, taksitler halinde tahsil edildiğine işaret edilerek, bu uygulamaların avans tanımına uygun düşmediği değerlendirmesinde bulunuldu. Raporda, şu ifadelere yer verildi:
''İş ve personel avanslarının amacı dışında bir nevi
kredi verme/borç verme mahiyetinde kullanıldığı anlaşılmıştır. Bir kısım sendika
yönetim kurulu üyelerine yapılan avans ödemelerinin ise fahiş miktarlara ulaştığı ve yine bunların bir kısmına ait belgeler olmasına rağmen sendika defter ve kayıtlarında gösterilmediği görülmüştür.
Bu avansların, kasadaymış gibi gösterilen miktarlarda verildiği ve avans ve mahsup işlemlerinin gizlenerek kayıtlarda gösterilmediği kanaatine varılmıştır.
Personele, şube yöneticilerine,
genel merkez yöneticilerine avans adı altında borç verilerek iş avansı gibi gösterilmiş, bir kısmı da kayıtlara yansıtılmamıştır. Bu şekilde verilen borçların da maaşlardan ya da hizmet ödentilerinden çok uzun sürelerde taksitler halinde veya defaten kesildiği tespit edilmiştir. Yani bu kişilere sendika kasasından 6 yıl içerisinde 77 milyon 438 bin 867 TL gibi büyük bir rakamda uzun vadeli faizsiz kredi kullandırılmıştır.''
YÖNETİCİLERE ''DÜŞÜK FİYATTAN'' SATILAN ARAÇLAR
Sendikaya ait araçların piyasa değerinin çok altında bir rakamla yöneticilere satılmasına gerekçe olarak araçların ''hasarlı'' ve ''
ekonomik değerini doldurmuş'' olmalarının gösterildiği ifade edilen raporda, şunlar kaydedildi:
''Araçların hasarlı olduğunu gösterir bir tespit ya da belge, kararlara ya da
satış belgelerine eklenmemiştir. Araçların değerini aynı oranda düşürecek hasarları görmüş olması hayatın olağan akışına uygun düşmediği gibi, henüz iki yaşındaki araçların ekonomik ömrünü doldurmuş olmasını da makul karşılamak mümkün bulunmamaktadır.
Satışın, satış kararının altında imzası bulunan kişilere yapılmış olması, adı geçen sendika yöneticilerinin gerçek dışı gerekçelerle, bulundukları görevi kötüye kullanarak menfaat temin ettikleri görülmüştür. Hileli işlemlerle arabayı alan kişilere sağlanan menfaat ve sendikanın uğramış olduğu zarar miktarı 364 bin 493 TL'dir.''
Sendika Yönetim Kurulu üyelerine ödenen yolluk ödeme belgeleri ekinde herhangi bir görevlendirme, onay yazısı bulunmadığına dikkatin çekildiği raporda, ödeme için şart koşulan iki imza gereğinin hiç bir zaman yerine getirilmediğinin tespit edildiği bildirildi.
Raporda, ''Bu uygulama ile sendika yönetim kurulu üyelerinin temin ettikleri menfaat dolayısı ile sendikayı uğratmış oldukları zarar 455 bin 987 TL'dir'' denildi.
Raporda, incelemeye konu dönemde yapılan bazı
arsa alımlarıyla ilgili ''
genel kurul kararı, yönetim kuruluna verilmiş bir
yetki bulunmadığı, arsa alım işinin
bütçe kurallarına uygun olmadığı, sendikanın zarara uğratıldığı'' iddia edildi.
Usulsüzlük iddialarına konu her bir işlemle ilgili sorumlularında belirtildiği Bilirkişi Kurulu Raporu'nun değerlendirme bölümünde ise şunlar kaydedildi:
''Yaptığımız inceleme sırasında muhasebe fişlerinin bir kısmının defterlere kaydedilmediği, bir
takım işlemlerin
kayıt dışı gerçekleştirildiği, defterlerden bazı yevmiye kayıtlarının çıkarılmış olduğu gibi olgular, usulsüzlüklerin tespit edebildiğimizden çok daha fazla olduğunu, bir kısım sendika yönetici ve personelinin bu usulsüzlük ve kayıtlardaki düzensizliği organize biçimde gerçekleştirdikleri kanaatine varılmıştır.''
OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL KARARI
Usulsüzlük iddialarının ilk kez ortaya çıkmasının ardından sendika 6-7
Eylül 2008'de olağanüstü genel kurul toplamış ve iddialarda adı geçen bazı yöneticiler seçimi kaybetmişti.
Oluşan yeni yönetime giren ve iddialarda adı geçen yöneticiler ile yeni seçilenler arasındaki görüş ayrılıkları ise sendikada kısa sürede yeni bir olağanüstü genel kurulu gündeme getirdi. Sendika Yönetim Kurulu, 23-24 Ocak 2010'da olağanüstü genel kurul kararı aldı.
''İddiaların gereğini yapmadıklarını'' ileri sürdükleri ve önceki yönetimde de yer alan Genel Başkan
Ramazan Ağar ve Genel Sekreter Tevfik Özçelik'i eleştiren Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Balaban, Genel
Mali Sekreter Şinasi Tüysüz, Genel Teşkilat Sekreteri Fahri
Yıldırım ve Genel Eğitim Sekreteri Aslan Görgöz birlikte hareket etme kararı aldı. Bu dört yönetim kurulu üyesi, kaleme aldıkları ''Yol-İş'te Neler Oluyor?'' başlıklı bildiride, ''Yol-İş'te yağmaya son vereceğiz. Yol-İş'te yolsuzluk değil, sendikacılık yapacağız, yaptıracağız'' ifadelerine yer verildi.
AA