10. Yıl Marşı ile, Kemalistlere bir sinyal çaktılar.
Ama bu
ülkenin gerçek mağduru
İmam Hatiplilere bir sinyal yok.
Kendi
iktidar dönemlerinde
İlahiyat Fakülteleri’ne kadar yaygınlaştırılan başörtüsü yasağının mağdurlarına bir sinyal yok..
Hatta çaktırmadan laf sokuşturma var.
“Şeyh Said bozuntuları”ndan kasıt ne idi acaba?
Neydi ki;
Kürt kimliğinden ziyade, dinî yönü ağır basan Şeyh Said’i
anma gereği duydu, Sayın DevletBahçeli?
“Bozuntu” ifadesi de, dikkat
çekici tabiî!
Bahçeli’nin konuşmasının diğer bölümlerinde de net bir anlam bütünlüğü olduğunu söylemek, pek mümkün değil.
Kardeşlikten bahsediyor ama, zaten konuşmanın da, mitingin de amacı; kardeşliği sağlamak değil, birilerine meydan okumak!
Teröriste meydan okunsun.
Her zaman desteklerim..
Ama
teröriste meydan okuyacağım diye, terörle hiç ilgisi olmayanlara meydan okunursa, o zaman sormak gerekir: “Sizin amacınız, hani kardeşlikti!”
Bakın, kardeşlik kavramı üzerine, ne diyor Sayın Bahçeli: “Bin yıllık kardeşlik, sona erdi. Şimdi 36 parçaya ayrılın. Okulları, camileri, mezarları, illeri ayırın. Ayrışın, yabancılaşın, çözülün, ufalanın, çatışın ve dağılın diyorlar... Bunları kabul etmemiz mümkün değildir. Camileri, okulları, televizyonları ayırmaya hakkınız yoktur.”
Kim diyor “kardeşlik bitti” diye, belli değil.. DTP’nin “Açılım bitti” sözünü kastediyorsa Bahçeli, kendisinin zaten “
açılım”a karşı olduğunu unutmamalı..
Büyük ihtimalle,
Başbakan’a atıfta bulunuyor Sayın Bahçeli.. Başbakan’ın bunu nerede söylediği, nasıl söylediği belli değil!..
Diğer taraftan, bu ülke için gecesini gündüzüne katan bir Başbakan’ın, böyle bir niyet içinde olduğunu söylemek de, çok büyük bir haksızlık..
Ama benim dikkatimi çeken, Sayın Bahçeli’nin bu ifadesindeki “Okulları ayırın diyorlar.Buna hakkınız yok” cümlesi..
Benim bildiğim, bu ülkede “okulları ayırın” diyenler.. Daha doğrusu okulları kendi verdikleri kararlarla ayıranlar, Başbakan ve hükümet değil.. Bu ülkede okulları ayıranlar, klasik lise-meslek lisesi diye ayrım yapıp, sonra meslek liselerini ikinci
sınıf hukuki statüye lâyık görenler, hükümettekiler değil, yargıdakilerdir!
Okulları ayıran, son aktüel kararı ile
Danıştay!
Danıştay’ın verdiği
katsayı kararı ile okullar ayrıldı..
Ben beklerdim ki; Danıştay için iki çift laf etsin SayınBahçeli..
“Okulları ‘klasik lise-meslek lisesi’ diye ayrıma tabi tutmayın” desin..
Demedi..
Yargıdaki halkı bölen uygulamalara ses yok!..
Ama hükümete sıra gelince, hayâlî iddialarla suçlamaların bini bir para!..
Düşünebiliyor musunuz.. Bugün AKParti’nin son seçimde aldığı
oy oranı ile, MHP’nin oy oranını topladığınızda % 50’ye geliyorsunuz..
Karşınızdaki ciddiye alınacak oya sahip olan tek parti ise, % 20 ile
CHP!
Ama MHP, sürekli dile getirdiğimiz katsayı ve başörtüsü konularında tabanının benzer görüşler içinde olduğu
AK Parti ile
dayanışma içinde olacağına, gidiyor CHP’nin
politikasına paralel söylem içine giriyor...
CHP, başörtüsü konusunda bir açıklama yapıyor mu?..
Yapmıyor.. Uyanıklar çünkü.. Niye durduk yerde yasakçılık üzerine kendilerinden nefret ettirsinler. Zamanı gelince, yasakçılıklarını icra ediyorlar zaten.
MHP de suskunlukla geçiriyor, bu konudaki haksızlığı.. O da başörtüsü konusunda tek bir açıklama yapmıyor, görmezlikten geliyor haksızlığı..
Katsayı konusunda CHP ne yapıyor? Mümkün olduğunca sessiz kalarak, “Zaten Danıştay, bizim yapacağımızı yaptı. Biz konuşup da tepki çekmeyelim” diyorlar..
Peki MHP ne yapıyor katsayı konusunda?..
Geçtiğimiz hafta, ‘lütfen..’ kabilinden grup toplantısında yapılan eleştirileri saymazsak, hiçbir şey.. Dünkü mitingde de, bu konunun hiç gündeme gelmemesini dikkate alırsak, CHP ile paralel politika izliyorlar diyebiliriz.
“
Türkiye bölünüyor, sen katsayıya takıldın” diyebilirler.
Cevabım basit: “
İdam edilmesini Devlet Bahçeli’nin önlediği terörist Apo’ya, cezaevinde yarım metrekare fazla alan verilmesi ile Türkiye bölünmez.. Ama katsayı farklılığı ile Türkiye her yıl onbinlerce meslek lisesi mezununun üniversite hakkını elinden alıyor. Ülkeyi esas bu böler işte!”
ALİ KARAHASANOĞLU-VAKİT