Ne biçim ülke burası?
Adam hayatı boyunca
darbecilik oynamış. Demokrasiyi küçümsemiş. Militarizmden yana olmuş.
Hukuk diye 18'inci yüzyıl
polis devleti zihniyetini savunuyor. İnsan haklarına
burun kıvırıyor. Devletin şeffaflaşmasını istemiyor.
Özgürlüklere karşı. İnsanları döve döve doğru yola sokmak gerektiğine inanıyor; buna da " aydınlanma " adını veriyor.
Postal hayranı bir paranoyak: Her yerde şeriatçı arıyor. En sıradan bilgilere dahi sahip olmadan ahkam kesiyor.
Adam Avrupa'nın hangi ülkesine gitse yüzüne tükürülür. " Bizim kendi faşistlerimiz var; bir de seni çekemeyiz " derler.
Ama işte bu adam bizde baş tacı ediliyor. Duayen sayılıyor. Üzerine titriyorlar.
Adam 40 yıldır aynı şeyi söylediği için övünüyor; bunlar o laflarda hâlâ hikmet arıyor.
Biz ise faşiste faşist, darbeciye darbeci, cahile cahil dediğimiz için kabahatli oluyoruz.
EMRE AKÖZ/SABAH