17-25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet operasyonunda adli kolluk olarak görev alan polisleri kapsayan ve Selam-Tevhit Örgütü soruşturması üzerinden casusluk teması ön plana çekilmeye çalışılan sahur operasyonun ardından '7 bin kişi dinlendi' iddiası yeniden gündeme geldi.
Star ve Yeni Şafak gazetelerinin verdiği bu sayı önce İstanbul Başsavcısı Hadi Salihoğlu tarafından 2 bin 280 olarak açıklanmıştı. Daha sonra ise Salihoğlu, gazetecilerin sorusu üzerine “Siz de kardeşim bir anda yükleniyorsunuz. Yanlış sayılıyor demek ki.” şeklinde konuşmuş, sayının 251 kişi olduğu ortaya çıkmıştı. 2002, 2006 ve 2014'teki Yargıtay kararlarında 'terör örgütü' olarak kabul edilmesine rağmen dünkü operasyonun ardından yapılan açıklamada Başsavcı Salihoğlu'nun 'Selam'ın 'sözde' diye tanımlaması, davanın eski savcısı Adnan Çimen tarafından tepkiyle karşılanmıştı. Adnan Çimen, Salihoğlu'na çağrı yaparak "Dosyayı yürüttüğüm yaklaşık 5 aylık sürede Sn Başbakanı Bakanları ya da MİT Müsteşarını dinlediğimi ıspat etsinler derhal istifaya hazırım. " şeklinde seslenmişti. Çimen, Başsavcı'nın, açıklamasının arkasında duramadığını söyleyerek, bir kez daha meydan okudu.
"BAŞSAVCININ BASIN BİLDİRİSİ GERÇEKLERİ YANSITMIYOR"
Kişisel Twitter hesabından açıklama yapan Selam Terör Örgütü Eski Savcısı Adnan Çimen "Buradan dün bir çağrı yapmıştım. Sn. Başbakan Bakanlar ve Mit Müsteşarını dinlemişsem ispat edilirse istifa ederim diye beyanda bulunmuştum. Bu beyanım Sn. İstanbul Başsavcısına T24 isimli internet sitesi tarafından sorulmuş. Sn. Başsavcı cevaben " Polemiğe girmeyeceğim çocuk oyuncağı değil bunlar" demiş. Görüldüğü üzere Sn. Başsavcı evet dinlenmiştir belgeleri dosyadadır demek yerine soruyu geçiştirmiştir." dedi. Polemiğe girilecek bir husus bulunmadığını söyleyen Çimen Başsavcının bu kadar önemli bir hususta 'evet dinlenmiştir yada hayır dinlenmemiştir' demesinin yeterli olacağını söyledi. Savcı Çimen, Başsavcının basın bildirisindeki iddiasının arkasında duramadığını, basın bildirisinin dosya kapsamına aykırı olduğunu ve %90'ı itibariyle gerçekleri yansıtmadığını savundu.
BENİ HSYK'YA NİYE ŞİKAYET ETMİYORSUNUZ?
"Bu basın bildirisinin gerçeğe aykırı olduğunun en önemli delillerinden biri şudur ki Soruşturmalarda usulsüz işlemlere yada bir kısım suçların varlığına rastlanması halinde suçun faili Hakim yada Savcı ise soruşturmanın bitmesini müteakip ilgili belgelerin üst yazıya bağlanarak suç duyurusu şeklinde HSYK'ya gönderilmesi gerekir." diyen Çimen, şöyle konuştu: "Başbakanı, Bakanları ve Mit Müsteşarını dinlemek Anayasal ve Yasal suç olduğuna göre soruşturma savcıları olarak hakkımda dinleme talep yazıları, mahkeme kararları ve telefon tapeleri üst yazıya eklenerek HSYK'ya suç duyurusunda bulunulması gerekir. Bu suç duyurusu soruşturma savcısı, ilgili Başsavcı Vekili ve Başsavcının görevleri arasındadır. Bu ihbarı iletmemek suçtur. 24 Şubat'tan beri 5 aya yakın süre geçmesine rağmen HSYK'ya bu tarz bir suç ihbarı iletildiğine dair bir beyan varit olmamıştır."
BU MEŞHUR KAYITLAR NEREDE?
Zaman'ın haberine göre, "Başbakan, Bakanlar ve MİT Müsteşarının iddia edilen dinleme tapeleri varsa neden ilgili makamlara iletilmemektedir?" diye soran Savcı Çimen "Şayet yoksa ki olmadığına eminiz, o halde bu basın bildirisinin bizzatihi kendisi gerçeğe aykırı ve algı operasyonunun bir parçası değil mi? Sahi iddia edilen bu meşhur dinleme kayıtları nerededir? Yerde midir gökte midir kimse ucunu dahi göremedi hikmeti ne ola ki?" ifadelerini kullandı.