Ekim 2007'de Türkiye'nin gündemini değiştiren
Dağlıca baskınının arka planını konuşan iki albayın internete düşen ses kaydı
şehit ailelerinin acısını katladı.
Baskından sonra medyada yer alan istihbarat raporları ve Heron görüntülerinden sonra çocukları için
adalet arayan
şehit yakınları, evlatlarını emanet ettikleri
komutanların ihmalleri karşısında şoke oldu. Şehit aileleri adına hukuk mücadelesi sürdüren
Hukukçular Derneği Başkanı
Cahit Özkan, internete düşen ses kaydında ismi geçen komutanların Van özel yetkili cumhuriyet savcısı tarafından acilen
şüpheli sıfatıyla tutuklanması gerektiğini ifade etti. Savcılığa gönderdikleri dosyada ihmallerin, istihbarat raporlarının ve Heron görüntülerinin yer aldığını belirten Özkan, ihmallerden kimlerin sorumlu olduğunu önceden bilmediklerini fakat ortaya çıkan ses kaydıyla şüphelilerin kimliklerinin ortada olduğunu belirtti. İki albay arasında geçen konuşmada baskından sonra
silah deposunun bilinçli bir şekilde ateşe verildiğinin anlaşıldığını aktaran Özkan,
otopsi raporlarına müdahale eden komutanların ise delilleri karartmaktan yargılanması gerektiğini savundu.
Dağlıca baskınında şehit olan
Uzman Çavuş
Selçuk Gürdal'ın
ikiz kardeşi
Celalettin Gürdal ise son zamanlarda ortaya çıkan
ses kayıtları ile çileden çıktıklarını belirtti.
İstihbarat raporlarına rağmen göz göre göre askerlerin ölüme gönderildiğini vurgulayan Gürdal, ihmalleri önceden duyduğunu fakat inanmak istemediğini söyledi. İki albay arasında geçen konuşmaları dinlerken "Kanım dondu." diyen Gürdal, kardeşi Selçuk'un hakkını hayatının sonuna kadar arayacağını dile getirdi. Ses kayıtlarından sonra savcıların harekete geçmesini isteyen Gürdal, "Artık birileri sesimizi duysun ve kafamızdaki şüpheleri açıklığa kovuştursun." dedi. Şehit Mehmet Cücük'ün babası Cabbar Cücük de internete düşen şok ses kayıtlarını "vahim bir tablo" olarak yorumladı. Cabbar Cücük, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz zaten hukukî mücadelemizi veriyoruz. Suçluların ortaya çıkması için her şeyi yapıyoruz. Fakat askerimiz, içerideki sorumluları bulmak için elinden geleni yeterince yapmıyor. Baskın, 12 gün önceden haber veriliyor,
tedbir alınmıyor. İncelenmesi yapılacak silahlar ne hikmetse çıkan yangında yanıyor. Delillerin üzeri kapatılıyor. Suçlu komutanlar
terfi alıyor. Biz ortaya çıkan bu karmaşa sonucunda, çocuklarımızın ihmaller sonucu şehit edildiğini düşünüyoruz." Piyade Astsubay Mehmet Bozkuş'un babası İsmail Bozkuş, "Biz bu baskında bir ihmalin olduğunu tahmin ediyorduk. Ama elimizden bir şey gelmiyordu. Bu ses kayıtları, baskından yetkililerin haberdar olduğunu bir daha kanıtladı. İhmalin bir emir-komuta silsilesi içinde şekillendiğini artık anladık. Bu ihmalleri bazı komutanlara yıkmak eksik olurdu. O açıdan yeni ses kayıtları, aslında balığın baştan koktuğunu bize gösterdi." dedi. Bozkuş, baskında ihmali olan askerlerin terfi alması durumunu ise şöyle değerlendirdi: "Dün Dağlıca'da ihmali bulunan askerlerin terfi edilmesi hezeyandır. O askerlerin terfileri yükseltilerek ileride daha büyük ihmallere kapı aralanıyor. Kimse bunun farkında değil."