TSK her büyük saldırı sonrası yeni bir
operasyon kararı alıyor almasına ancak bölgedeki tablo çok da iç açıcı değil! İhmal iddiaları, Heronlardan beklenen verilerin alınamaması, istihbarat zafiyeti gibi pek çok önemli hususta akıllarda soru işaretleri oluşuyor...
PKK'nın birbiri ardına düzenlediği
hain saldırılarda kayıplar giderek artıyor. Bilindiği gibi en son 24 askerimizi şehit verdiğimiz
Çukurca saldırısının ardından ise akıllara ağırlıklı olarak '
ihmal' iddiaları geldi. Peki kanlı
terör örgütü PKK, zaiyatı büyük saldırıları gerçekleştiriken nasıl oluyor da elini kolunu sallar gibi hareket ediyor?..
İşte bu sorunun yanıtı
Hakkâri,
Yüksekova,
Dağlıca Karakolu'nda görev yapan 13 askerin şehit olduğu, 8 askerin de
teröristler tarafından kaçırıldığı karakolda görevli şehit Asteğmen
Mehmet Bozkuş'un günlüğünde gizli... Ancak şehidin geride bıraktığı satırlar hiç ama hiç de iç açıcı değil...
"HELİKOPTER ÇAĞIRIYORUZ YOLLAMIYORLAR!"
Asteğmenin günlüğünde neler yazıyor? Yeni Şafak'tan Mehmet Şeker'in 04 Ocak 2011 Salı tarihli yazısında o günlükteki şu satırlara yer veriliyor: "Bugün var ya aşkım... Bu terörün bitmeyeceğine bir kere daha şahit oldum. Gözümüzün önünden on
katır on kişi geçiyor, 'gidelim öldürelim' diyoruz göndermiyorlar.
Helikopter çağırıyoruz yollamıyorlar. Bi de bunun üzerine adamları telsizlerinden de dinliyoruz. Hâlâ elimizi kolumuzu bağlı tutuyorlar, çıldırıyoruz. Adamlar resmen önümüzden geçiyor. Biz de öyle salak saçma dağ başında bekliyoruz, neye kime
hizmet ettiğimizi bilmiyoruz, ilk defa burada bulunuşumuzun boş olduğunu anladım."
"ÜSTLERİMİZ TERÖRİSTLER İÇİN 'BIRAKIN GİTSİN' DEDİLER"
Bununla da sınırlı kalmıyor askerin günlüğünde yazılan. Şehit Asteğmen Mehmet Bozkuş, birkaç gün sonra da şu ifadelere yer veriyor: "O sabah sana demiştim ya terörist ve dolu katırlar gördük bir şey yapamadık diye, şerefsizler ellerini kollarını sallaya sallaya gittiler yüklerini boşaltıp geri döndüler ve biz gene bir şey yapamadık. Emir vermedi üstlerimiz. Gene 'gidelim' dedik 'bırakın gitsinler' dediler. Başlarım böyle işe dedik, elimizi kolumuzu bağladık. Ne kadar saçma bir şey. Çıldırdık çaresizlikten. On tane adam vardı, parçalardık şerefsizleri. Manyak gibi durduk yerimizde."