Hakkari'de minimum bir güvenliğin sağlanması gerektiğinin altını çizen Laçiner, aksi halde elini kolunu sallayarak bölgede hareket alanını genişleten örgütün hedeflerine ulaşmak için faaliyet alanını genişletmesine yol açacağı uyarısında bulundu. Bölgedeki güvenliğin bir an önce sağlanması gerektiğine dikkat çeken Laçiner, bunun sağlanamaması halinde bir iki yıl içerisinde bu bölgede sıkıyönetim, OHAL gibi olağan dışı düzenlerin gündeme gelebileceğinden korktuğunu kaydetti. Cihan Haber Ajansı muhabirine konuşan Laçiner, Hakkari'deki olaylar ile bölgedeki kaçakçılık arasındaki bağlantıya işaret etti. Laçiner, "Kaçakçılık, uyuşturucu, bunların mutlaka rolü var. Bunlar mutlaka PKK'nın işine yarayan, istifade ettiği işler. Bir bölgede örgüt güçlü olduğu zaman uyuşturucu kaçakçılığını daha kolay yapıyor. Uyuşturucu kaçakçılığını daha kolay yaptığı yerde ise daha güçlü oluyor. Kaçakçılık ile terör örgütü arasında birbirini besleyen böyle bir bağ var. Ama ben Hakkari'yi sadece uyuşturucuya bağlayamam. Uyuşturucuyu Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde ya yapıyorlar ya da yapandan pay alıyorlar. Hakkari bölgesinde daha fazla yapıyor olabilirler. Ama Hakkari olayı sadece narkotik bir olay değil. Onu aşan boyutları da var. Siyasi bir hedef alma var." dedi. "BURAYI KURTARILMIŞ BÖLGE YAPMAK İSTİYORLAR" Hakkari'nin pek çok açıdan dezavantajlı bir bölge olduğunu belirterek İran, Irak arasına sıkışmış dağlık ve kontrolü zor bir coğrafya olduğuna dikkat çeken Laçiner, sınırın da dağlık olmasından dolayı teröristlerin kolayca girip çıktıklarını dile getirdi. Laçiner, terör örgütünün Hakkari, Yüksekova, Şemdinli gibi birkaç yeri özellikle seçtiğini vurguladı. Örgütün buraları 'kurtarılmış bölge' haline getirmek istediğini ifade eden Laçiner iddialarını şöyle sürdürdü: "Bir örnek haline getirip devamında kendince bir bölge oluşturmak, yapabilirlerse buna Batman'ı ilave edip oradan Diyarbakır ile burayı birleştirmek. Uzun vadede özerklik talep edecekleri bir bölge, daha sonrasında bağımsızlık talep edebilecekleri bir yerin nüvesi, çekirdeği haline çevirmeye çalışıyorlar. Tabi bu örgütün tamamının mı, yoksa özellikle oradaki bir kaç ilerinin kararı mıdır; onu bilmiyorum. Ama kurtarılmış bölge oluşturma çabası var. Bunun için bölgedeki bütün siyasi, dini, kültürel grupları buradan söküp atma çabası var. Bunu yapmak için şehrin ileri gelenlerini önce korkutmaya çalıştılar. Ardından dağa kaldırdıkları oldu, ciddi bir şekilde hırpaladıkları oldu. İki imamın şehit edilmesi var. Burayı boşaltma çabası. Devletin de maalesef bu insanları koruyamadığını görüyoruz." "OHAL'E GEREK YOK, AMA PKK FAALİYETLERİNİ RAHATLIKLA SÜRDÜRÜYOR" Devletin bir takım açılım projeleri başlattığı zaman askeri ve polisiye operasyonlara ağırlık veremediğine dikkat çeken Laçiner, şu anki süreçte Hakkari başta olmak üzere bölgede polisin operasyonlarında dahi bir yavaşlama olduğunu söyledi. Fakat örgütün bütün çalışmalarını sürdürdüğüne dikkat çeken Laçiner, devletin yavaşlamasını kendisinin gelişmesine bir fırsat, zemin olarak gördüğünü belirtti. PKK bölgesi oluşturmak için tam hızla çalıştıklarını vurgulayan Laçiner, minimum bir güvenlik, asayiş seviyesinin yakalanması gerektiğini ifade ederek, "Bunun için illa OHAL'e veya sıkıyönetime, bu tarz şeylere gerek yok. Fakat şu an gidişat oraya doğru. PKK, şu anda Hakkari ve çevresinde elini kolunu sallayarak faaliyetlerini sürdürüyor. Bunlara dönük normal operasyonlar yapılamıyor. Neden yapılamıyor kısmını, herhalde ilgililer biliyorlardır. Bunlar yapılamayınca iş büyüyor. Geçtiğimiz yıl demokratik açılımda KCK operasyonları yavaşlamıştı, demokratik açılıma fırsat vermek adına ki bence ilgisi yok bunların. KCK operasyonları durduruldu, sonra sokaklar kaos haline gelip çok büyük bir sorun haline dönüşünce devlet apar topar KCK operasyonlarını yapmaya kalktı. Yapmamak hataydı, sonrasındaki gecikme ve yapılış şekli de sıkıntı doğurdu. Şimdi bugün de ben aynı sıkıntıların ipuçlarını görüyorum. O beni çok endişelendiriyor. Bugün normal yapılması gereken operasyonlarımız, şehirde ve etrafında kimin ne yaptığı belli, bunları biz yapamaz isek, teknik sorun varsa onu aşmamız gerekiyor. İrade sorunu varsa o iradeyi güçlendirmek için devreye girilmesi gerekiyor. Ama bu aşılamazsa korkarım ki bir iki yıl içerisinde bu bölgede sıkıyönetim, OHAL gibi olağan dışı düzenler kurmaya çalışacağız. O da hem sorun büyüdüğü için hem ne kadar yapabileceğimiz tartışılır olduğu için sonuç vermeye de bilir." diye konuştu.