İzlenmesinin yıllar alacağı belirtilen 40 terabaytlık kamera görüntülerinin incelenmesi için, savcılık içindeki memurlardan bir birim oluşturulmasına karar verildi. savcılık, bundan sonra yalnızca görüntülerde netleştirme, yakınlaştırma gibi teknik sorunlarla karşılaşıldığı zaman bilirkişi incelemesine başvuracak. Şiddet uygulayan polislerin görüntüleri savcının oluşturduğu birim tarafından tespit edilmeye çalışılacak. Gezi’deki polis şiddeti mağdurlarının avukatları ise bu uygulamadan endişeli. Avukatlar mağdurların vurulma, yaralanma görüntülerinin savcılıktaki inceleme sırasında müdahaleye uğrayabileceğini, silinebileceğini ve kaybolabileceği ihtimalini vurguladı. Gezi’de polis şiddetiyle bacağından yaralanan Aydın Aydoğan ise “Bacağım gaz fişeğiyle yaralandı ama hastane raporu savcılığa ‘dayak sonrası gözetim’ diye gönderdi. Hastanenin yaptığı sahterkarlığın görüntülerde yapılmayacağından nasıl emin olabilirim” ifadelerini kullandı.

Avukat Erdal Doğan ise “Şüphe doğurmamak için görüntülerin bir örneğinin mağdurlara verilmesi lazım ya da mağdurlar da soruşturma sırasında vurulduğu tarihteki görüntüleri izleyebilmeli. Aksi takdirde görüntüler siyasi müdahaleye açık olur, başlarına her türlü aksilik gelebilir, herhangi bir kişi görüntülere müdahale edebilir. Bazı görüntüler birilerinin müdahalesiyle dikkate alınmaz. Delil karartmaya bile gidilebilir” dedi. Avukat Ömer Kavili ise “Bilirkişi olmanın esasları vardır. Bu birim hangi esaslara göre oluşturulacak. Bu keyfi bir uygulama olur. İlerde Türkiye’nin AİHM’de mahkûm olmasının önünü açar” diye konuştu.

TARAF