Olayın üzerinden 3 yıl geçti. Ancak saldırının arkasındaki sır perdesi aralanamadı.
Mahmut
Öztürk, Fatih Adliyesi'nde bekleyen
soruşturmanın
Ergenekon kapsamında yürütülmesini istiyor. Bunun için
Savcı Zekeriya Öz ile de görüştüğünü söyleyen Öztürk, babasının sıradan bir cinayete
kurban gittiğine inanmıyor.
Bayram Ali Öztürk'ün hayatını kaybettiği suikastın ardından Fatih
Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlattı. 3 yıldır süren soruşturma boyunca 3 savcı değişti. Ancak, bir
arpa boyu yol alınamadı. Mahmut Öztürk, saldırının profesyonel kişilerin işi olduğunu söylüyor: "Camide 3 bin kişinin ortasında vaaz veren bir imamı öldürmek çok da kolay bir iş olmasa gerek. Ama
katil o kadar soğukkanlıymış ki bunu yaparken gözünü bile kırpmamış. Ayrıca babamın kalbine vurduğu
bıçak darbesi de profesyonel birisinin yapabileceği bir şey. Katil, bıçağı yatay olarak babamın tam iki ciğerinin ortasından sokarak ana damarlarını kesiyor."
ORGANİZE BİR İŞTİ, KATİL YALNIZ DEĞİLDİ
Mahmut Öztürk, Fatih Adliyesi'nde yetkililerin kendisine, "Vurulan da vuran da öldürüldü. Bu yüzden
dava tıkandı. Bu olay faili meçhuldür." dediğini anlattı. Öztürk, "Katil Mustafa
Erdal'ın kim olduğu, kimlerle bağlantılı olduğu ve arkasında ne gibi güçlerin olduğu hiç araştırılmamış. Sadece cemaat üyelerinin ifadeleri alınmış. Katilin yakınlarının bile ifadelerine başvurulmamış. Soruşturmada büyük ihmaller var. Benim edindiğim bilgilere göre olay günü Mustafa Erdal, yanında 3 kişiyle beraber geliyor camiye. Hepsi de ayrı yerlere oturuyor. Erdal, cinayeti işlerken tek başına değildi." şeklinde konuştu.
Babasının her gün belediye otobüsüyle hastaneye giden sade bir vatandaş olduğunu söylüyor. O zamanlar çıkmaz sokaktaki bir evde yaşadıklarını ifade ederek babasını öldürmek isteyen bir kişinin sokakta bunu çok daha rahat gerçekleştirebileceğini aktarıyor.
Saldırının camide vaaz esnasında düzenlenmesinin planlı bir
eylem olduğuna dikkat çeken Öztürk, suikastın amacının ülkeyi karıştırmak olduğuna dikkat çekti.
"5
Şubat 2006'da Trabzon'da
rahip Santora öldürüldü. 6
Mayıs 2006'da
Cumhuriyet Gazetesi bombalandı. 17 Mayıs 2006'da
Danıştay saldırısı oldu. 19 Ocak 2007'de
Hrant Dink öldürüldü. 18
Nisan 2007'de
Zirve Yayınevi katliamı gerçekleştirildi. Bu eylemler zaman içerisinde Ergenekon'la birleştirildi." diyen Öztürk, "Ama 3
Eylül 2006 tarihinde öldürülen babamın soruşturması Ergenekon'la birleştirilmiyor." dedi.
ERGENEKON SAVCISIYLA GÖRÜŞTÜM
Babasının cinayetinde Ergenekon'un parmağı olduğunu savunuyor: "Babamın soruşturmasının
Ergenekon davası kapsamında yürütülmesini istiyorum. Babamı ülkeyi karıştırmak isteyen Ergenekon'un öldürttüğüne inanıyorum. Eğer ileride bu
birleşme sağlanırsa Ergenekon'a müdahil olurum. Ergenekon savcısı
Zekeriya Öz ile görüşmeye gittim. Ergenekon tutuklusu
Yalçın Küçük gözaltına alındıktan sonra kendi evlerinin 2 cadde aşağısında oturduğunu tespit ettim. Fener'de evi varmış. Bunu savcı Öz'e de söyledim."
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Kuvvayi Milliye Derneği üyesi
Erol Ölmez'in aynı dernekten arkadaşı
Kahraman Şahin'le yaptığı
telefon konuşmasında ve
Çarşamba cemaatine sızma planları deşifre olmuştu.ZAMAN