Falkland
Savaşı'nda İngiltere'nin
uçak kayıpları
savunma uzmanlarının hâlâ tartıştığı konulardan biri.
İngiliz avcı uçaklarının
radar ikaz almaçları sadece Sovyet bloku ülkelerinin füzelerini düşman olarak algılıyordu. Harbe tutuştuğu
Arjantin'in elinde ise Batı füzeleri vardı. İngiliz uçaklarının
elektronik sistemleri, Arjantin füzelerini dost görüp
tedbir alamıyor ve uçaklar kolayca avlanıyordu. Aynı durum bugünlerde ülkemizin de gündeminde.
Türkiye, İngiltere'nin 1980'lerin başında yaşadıklarından
ders çıkararak 11 milyar dolar ödemeyi planladığı F-35 uçaklarının
yazılım kodlarını ABD şirketi Lockheed Martin'den istedi. Ancak gelen haberlere göre şirket Türkiye'ye henüz
cevap vermedi. Türk
Hava Kuvvetleri 1986'da ABD'den F-16 uçağı almaya karar verdiğinde de benzer bir sorunla karşılaşmıştı: Acaba elektronik harp sistemleri ile donatılmış F-16'ların içindeki yazılımlar güvenilir miydi?
Uçaklar geldiğinde yetkililer önemli bir karar alır o dönemde: "Söz konusu yazılımlar Türkiye tarafından bir an önce yazılmalı." Böylece Türk
savunma sanayisinin 'elektronik harp sistemlerine' ilgisi F-16'larla başlar. Aradan geçen 20 yılda
yerli savunma sanayi şirketlerimiz önemli çalışmalara
imza attı. Uçak ve helikopterler için yazılım yapabilir seviyeye ulaşan şirketlerimizin başında Milsoft geliyor. Kurulduğu 1998'den beri dünyanın sayılı yazılım şirketleri arasına girmeyi başardı. Başında Hava Kuvvetleri Komutanlığı'ndan
emekli Yüksek Mühendis Yarbay İsmail Başyiğit var.
İsmail Başyiğit, Amerikalıların 20 yıl önce "Siz bundan anlamazsınız." dedikleri yazılımların daha iyilerini Türkiye'de üretebildiklerini hatırlatarak, "Komutanlarımız endişeliydi. Çünkü F-16'ların üzerinde bir yazılım vardı. Ne olduğu tam olarak bilinmiyordu. Bu nedenle 'Amaçlarımıza uygun olarak kullanabilir miyiz?' şeklinde sorular gündeme geldi." diyor. Uçaklar çalışırken elektronik harp ve radar gibi sistemleri dışarıdan gelen sinyalleri alıp işliyor. Teorik olarak böyle bir yazılımın içerisine sinyal göndererek özel bir şekilde çalışması yönünde komut verilebilir. Komutanların şüphesi de bu noktada düğümleniyordu zaten: "Acaba F-16'ların yazılımlarında da böyle bir şey var mı?"
Türk Hava Kuvvetleri, uçağın üzerinde hangi yazılımlar olduğunu bilmek ister. Bunun üzerine
ABD Hava Kuvvetleri, Türk komutanlara brifing verir. O dönemde F-16'larda 60 tane yazılım kontrollü elektronik sistem vardır. Amerikalılar, sadece bir tanesi suyun üzerinde, 59'u suyun altında olan buzdağı tablosu eşliğinde konuyu anlatınca F-16'ların ilk tedariki sırasında elektronik harp sisteminin yazılımlarının milli olarak yapılması şartı koşulur. İsmail Başyiğit, "Türkiye'de elektronik harple ilgili bilgi birikimleri büyük ölçüde o projeye bağlıdır." görüşünü savunuyor.
AMERİKALILARA YAZILIM SATIYOR
Milsoft 2000 yılında 'S-70B SeaHawk
Helikopterlerinin Görev Bilgisayarı Yazılımı'nın geliştirilmesinde
Sikorsky firması ile birlikte yer alır. Ayrıca Sikorsky firması standart helikopter kokpit konfigürasyonundan
modern kokpit konfigürasyonuna geçişi S-70B SeaHawk helikopteri ile yapar. Bu kapsamda 'görev bilgisayarı yazılımı'nın geliştirilmesinde Sikorsky ekibi ile Milsoft ekibi birlikte çalışır. Böylece ilk kez bir Türk yazılım ekibi 'Görev Bilgisayarı Yazılımı' geliştirilmesinde rol almış olur. Başyiğit'e göre, 14 yıl sonra böyle bir noktaya gelmek oldukça heyecan vericidir. Projedeki başarı, Milsoft'un yeni geliştirilmekte olan S-92 helikopterinin 'Hava Bakım Veri Bilgisayarı' için 2001'de Sikorsky firması ile
Kasım 2001'de
sözleşme imzalamasına zemin hazırlar. Geliştirilen yazılımlar iki sürüm halinde Amerikalılara teslim edilir.
TOBB, yazılımı Türkiye'ye ait S-92 helikopterini Başbakanın kullanımı için satın alması ise Türkiye için ayrı bir gurur kaynağı olur. Yazılım sektörünün toplumun entelektüel seviyesini yükselttiği görüşünü savunan İsmail Başyiğit, Milsoft'un yazılım geliştirme kalite standardı konusunda Northrop Grumman,
Boeing, Raytheon, Lockhead Martin gibi yazılım teknolojisi üreten dev savunma sanayi kuruluşlarının da bulunduğu dünya çapındaki 40 firma arasında yer aldığını söylüyor.
Milsoft'u 1998'de Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Çevikel'le birlikte kurduklarını belirten Başyiğit, şirket çalışanlarına her yılın sonunda şirketin yüzde 25'lik kârını paylaştırdıklarını dile getiriyor. 1999'dan itibaren ciddi
Ar-Ge projeleri başlatan Milsoft, bugün uluslararası standartları yakalamış durumda. Şirketin TS-EN-ISO 9001:2000 ve NATO AQAP-160 ve SEI SW-CMMI 5.
Seviye (Entegre
Yetenek Olgunluk Modeli) sertifikaları bulunuyor. Ayrıca ABD,
Fransa,
Almanya,
İsrail gibi gelişmiş birçok ülkenin uluslararası şirketlerine kritik yazılım çözümleri
ihraç ediyor.
AKSİYON