Görevdeki bir subayın gönderdiği öne sürülen
ihbar mektubu diğerlerinden çok farklıydı.
İhbarı yapan, "millete
komplo belgesinin ortaya çıkmasından sonra Karargah'ta bilgisayarların silindiğini ama kendisinin bazı dosyaları kurtardığını" iddia ediyordu. O dökümanlar içinde,
fişleme belgelerinin çok önemli yer tuttuğu ileri sürülmüştü.
İşte,
Çorum için yazıldığı iddia edilenler.
Belgelere bakılınca, şehir şehir fişleme yapıldığı görülüyordu. Şehirlerden biri Çorum. İşte bu da ele geçirilen belgelerden. Başlığı, "
İrtica tehdidine karşı alınacak tedbirler". Dökümanda öyle cümleler var ki görenler şaşkına dönüyor. Belgede, irticacının hangi davranışları sergilediği anlatılıyor. Buna göre, tokalışırken ellerini bilekten kavrayanlar, birbirlerine hitap ederken; "kardeşim, muhterem, abi" diyenlerin irtica emaresi taşıdıkları yazılı. Hatta
gümüş yüzük takmak bile bu kapsamda değerlendiriliyor. İddiaya göre, öylesine sadece vatandaşa yönelik genel suçlamalar var... İşte onlardan biri:
Vatandaş hakkındaki genellemeler bununla sınırlı değil. Köy isimleri verilip, halkı için, "örgüte müzahir" yani
yardım ediyor diye not alındığı görülüyor. Onlarca köyün bu şekilde tanımlandığı görülüyor... Çorumla ilgili dökümanlar sadece bununla sınırlı değil...
Görevdeki bir subayın yolladığı ihbar mektubundan çıktığı öne sürülen bu dökümanların yaklaşık 600 klasörden oluştuğu iddia edilmişti. İhbarı yapan subayın, belgeleri sadece savcılara göndermekle kalmadığı; Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a ve muhalefet partilerine de yolladığı, ileri sürülmüştü.