İddia şu: Türk Silahlı Kuvvetleri,
Kuzey Irak'a yönelik askeri bir harekâtta bulunacak, önce
Güneydoğu Anadolu'da, sonra tüm
Türkiye'de
olağanüstü hal veya
sıkıyönetim ilan edilecek, ardından da
seçimler ertelenecek veya iptal edilecek.
Böyle bir senaryonun gerçekleşme ihtimali var mı bilmiyorum.
Neden derseniz...
Türkiye'de tüm kesimler bugün yaşamakta olduğumuz krizin tek çözüm yolunun seçim olduğunda uzlaşmış durumda.
Ayrıca Silahlı Kuvvetler, bir
Meclis yetkisi olmadan Irak'a yönelik bir müdahalesi olmayacağını açıkça ortaya koydu.
Irak sınırında girişilecek bir harekatta, bu kadar gürültüpatırtıdan sonra
terörist bulmak olanaksız olduğu gibi, sınır çevresindeki
sivil halka zarar verici bir durum doğabilir.
Böyle bir gelişme dünyanın bugün bulunduğu koşullarda Türkiye aleyhine şiddetli bir rüzgâr esmesine neden olabilir.
Türkiye elbette güvenliğini sağlamak, yurttaşlarını korumak için gerekli her harekatı yapabilir.
Fakat güvenlik operasyonu ile
demokrasi birbiriyle bağdaşmayan olaylar değildir.
Türkiye yıllarca sınırları içinde bölücü teröre karşı çetin bir mücadele verdi ama Meclis'in desteğiyle verdi.
Bu
ülke Kurtuluş Savaşı yıllarında bile Meclis'ini açık tuttu.
Bu nedenle, kimsenin gerekçesi ne olursa olsun böyle bir düşünce içinde olabileceğine ihtimal vermiyorum.
Aklı başında hiçbir Türk yurttaşı da ihtimal veremez.
27 Mayıs'tan sonra
darbe yanlılarının ortaya koyduğu en önemli argümanlardan biri, "
Menderes seçime gideceğini ilan etseydi, darbe olmazdı" şeklindeydi.
Bugün Meclis sandığı halkın önüne koymuştur.
Herkesin
sandıktan çıkan sonucu beklemesi ve bu sonuca saygı duyması demokratikliğin asgari müştereki olsa gerek.
Ergun Babahan/
Sabah