Dilencinin sermayesi, insanlardaki acıma duygusu ve isteyeni boş çevirmeme alışkanlığı. Onlar kılıktan kılığa girerek, kimi zaman hasta, kimi zaman sakat, kimi zaman da yaşlılık rolleriyle bu durumu bir kazanç kapısı haline getirmiş durumdalar. Dilencilik artık bugün bir sektör.
"Dilencilik yapmak" onlar için para kazanmanın en kolay yolu. Merhamet avcıları, alın teri dökmeden geçinmeyi kendilere alışkınlık edinmiş. Öyle ki İstanbul zabıtası adeta işi gücü bırakıp dilenci peşinde koşuyor.
Muhtaç insanlara yardım etmek onlara el uzatmak insanlık vazifemiz. Ancak el uzattığımız kişilere dikkat etmekte fayda var. Bu gerçek, Samanyolu Haber kameralarına yansıyan görüntülerle bir kere daha gözler önüne serildi. Ekibimiz İstanbul'un çeşitli semtlerine giderek dilencileri yerinde görüntüledi.
Gerçekten muhtaç durumdalar mı? Dilenciler insanların hassas duygularından istifade ederek servetlerine servet katıyor, paraya para demiyorlar. Dilencilerin birikimleri de haliyle kazançlarıyla doğru orantılı.
Kimi sakat rolü yapıyor. Kimi de sağır ve dilsizim diyerek insanları kandırıyor. Yasa çerçevesinde dilencilere 82 liralık para cezası veriliyor. Onlar da bu cezayı ödüyor. Ve yeniden dilenmek için az önce zabıta zoruyla ayrıldıkları meydanlara geri dönüyorlar.
Bir kez daha anlaşıldı ki bu durumun önüne geçmek için dilencilere verilen cezanın arttırılması ve insanların yardıma muhtaç diye el uzattığı kişilere karşı daha dikkatli olması gerekiyor.