Ergenekon'a karşı çıkan, ama 19 yıl önce Gladio'nun araştırılması için
Meclis'e önerge verdiği ortaya çıkan
Baykal'ın, askeri yargı konusunda da farklı davrandığı görüldü. 19. dönemde Meclis'te anayasa değişikliği için kurulan 'Uyum Komisyonu'nda Baykal, tekliflerinde askeri yargının kaldırılması ve tek yargının olması için mücadele vermiş.
Darbe girişiminde bulunan askerlerin
sivil mahkemelerde yargılanmasının çok doğru bir karar olduğunu vurgulayan eski
TBMM ve İnsan Hakları
Araştırma Komisyonları Başkanı
Mehmet Elkatmış,
darbe yapanların ve yapacakların mutlaka yargılanması gerektiğini söyledi.
CİHAN muhabirine açıklamalarda bulunan Elkatmış,
CHP'nin tavrını eleştirdi. "Askeri yargının bunu şimdiye kadar yapmadığı, darbe yapanların yanına kar kaldığı ve hatta birçok olayla örtbas ettiği ortada." diyen Elkatmış, "Sabit olan Yakamoz,
Ayışığı,
Sarıkız, Eldiven darbe planlarıyla ilgili ne yapıldı? Askeri
savcılık ve mahkemeler yok muydu? Ben askerliğimi bir yıl askeri hakim olarak yaptım. Askeri mahkemelerin nasıl çalıştığını yaşayanlardanım ve biliyorum." dedi.
Elkatmış, 1993 yılında askeri yargının kaldırılması için Baykal'ın mücadelesini ise şöyle anlattı: "CHP'nin buradaki tutumunu anlamak da mümkün değil. 19. dönemde Meclis'te anayasa değişikliği için bir 'Uyum Komisyonu' kurulmuştu. Uyum Komisyonu'nda partiler görüşlerini yazılı olarak Meclis Başkanlığı'na ilettiler. Yanılmıyorsam 3
Mart 1993 tarihinde bizzat
Deniz Baykal'ın imzasıyla anayasa değişikliğiyle ilgili Meclis Başkanlığı'na verilen tekliflerde, askeri yargının kaldırılması, tek yargı olması özellikle savunuluyor. Şimdi çıkıp da dün değiştirilmesini haklı olarak isteyenlerin bugün karşı çıkmalarını anlamak mümkün değil. Geç kalmış bir değişiklik ama bugün yapıldı. Olumlu görüyorum."
28 ŞUBAT'I YAPANLAR DA YARGILANSIN
28 Şubat'ı yapanların da yargılanabileceğini dile getiren Elkatmış, darbe yapanların kendilerinin "Biz postmodern darbe yaptık" dediklerini hatırlattı. "Darbenin postmoderni, e-muhtırası, şunu, bunu olmaz ki. Darbe darbedir." diyen Elkatmış, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Adını ne koyarsan koy. Nasıl darbe yaparsan yap. Nihayetinde sonuç
demokrasinin kaldırılmasıdır. Demokrasinin yok edilmesi her yerde suç olması lazım. Partiler, demokrasi ve
insan hakları konusunda daha titiz olmaları lazım ve burda taviz vermemeleri gerekir. Partilerin gerek
ekonomik gerek sosyal yönlerden ayrıldıkları noktalar olabilir. Zaten birçok partinin olması o yönleriyle ortaya çıkar. Ama demokrasi, insan hakları yönünden her partinin görüş ve düşüncelerinin aynı olması lazım. Çünkü bunlar evrensel değerlerdir. Dolayısıyla burda ayrı gayrı olmaz. Her parti burda müşterektir. Ayrı olmaması gerekir. Ama diğer konularda birtakım değişiklikler olabilir. Darbeler de demokrasiyi ortadan kaldıran, insan haklarını yok eden ve sınırlayan birtakım hareketlerdir. Bunların tabii ki yargılanması lazım. Gerekli yaptırımın yapılması gerekiyor. Bunu da sivil mahkemelerin yapması lazım. Askeri mahkemelerin yapması doğru değil." (CİHAN)