Türkiye genelinde yapılan mahalli seçimler öncesinde liderlerin her fırsatta seçmene ‘sandığa sahip çıkın’ çağrısı yapması, sandık başlarında görev alacak müşahitler ile medya mensuplarının sorumluluğunu artırdı.
Halen yürürlükte bulunan 298 sayılı seçim kanunu, müşahitlerin ve medya mensuplarının oy kullanma yerlerinde serbestçe çalışmasını öngörüyor.
Seçimlerin güvenli geçmesi için harekete geçen sivil inisiyatif kuruluşlarının eğitmenliğini yapan avukat Oya Özarslan, müşahidin görevleri ve sorumluluklarıyla ilgili önemli bilgiler verdi. Şu uyarılarda bulundu: “Sandık başına bir siyasi parti ya da bağımsız adayın gözetmeni olarak girebiliyorsunuz. Gözlemciler sandığın başında durabilirler. Sandık kurulu siyasi parti temsilcilerinden oluşur. Sabah saatlerinde eğer orada siyasi parti temsilcisi yoksa müşahit olarak gelenler, sandık kuruluna da girebilirler. Sabah orada bulunmak ve gözlemcilik yapmak önemli. Usulsüzlüklerin bir kısmı da sabah saatlerinde sandıkların içinde oy pusulalarının getirilmesi şeklinde oluşuyor. Herhangi bir usulsüzlük gördüğünde sandık kuruluna şikâyet edebilir.
Usulsüzlük olduğunda tutanak tutulmalı. Tutanak için oradan iki tane tanık olması gerekiyor. Sandık kurulu başkanının mühür ve imzasıyla bunun resmi hale getirilmesi lazım. Beyaz bir kâğıda iki tane tanıklı bir şekilde yapılan şikâyet dilekçesini öneriyoruz.
Sınıfın dışında, kapının önünde bekleyerek de orayı gözlemleyebilirsiniz. Kimlik olmadan oy kullanmaya gelen birisi varsa mesela buna müdahale etmelisiniz.
Oy kullanımı bittikten sonra en son aşamada oy sayımı açık yapılıyor. Bunun için müşahit olmanıza da gerek yok. Herhangi bir vatandaş olarak da bunu izleyebilirsiniz. Sadece tutanağı alamazsınız. Oy sayımından sonraki tutanak kapıya asılır ve bunun mümkünse mutlaka fotoğrafı çekilmelidir.”
Zaman