Hiçbir gereklilik bulunmazken devlet geleneğine aykırı olarak kelepçelenen aralarında eski emniyet müdürlerinin de olduğu polislere, iftar için izin verilmedi.

İddiaya göre, doğru düzgün sahur dahi yapamadan bütün günü oruçlu geçiren emniyet mensuplarına iftar olarak da yenilebilmesi mümkün olmayacak bir yemek sunuldu. Edinilen bilgiye göre 250 gramlık plastik bir kapta yağ içinde yüzen bir patlıcan yemeği ile kuru pilav iftariyelik olarak verildi.

Bunun üzerine polisler, "Bunu bir insanın aç karnına yiyebilmesi münkün değil" diyerek şayet iftar verilmeyecekse dışarıdan yemek söylemek istediklerini ifade ettiler. Fakat bu son derece insani talepleri dahi reddedildi. Orucu sahursuz geçiren göz altındaki emniyet mensupları, iftarı da aç geçirmek zorunda bırakıldı.

Eski Terörle Mücadele Müdürü Ömer Köse'nin "Ben kendim terör müdürü iken terör örgütü üyelerinin dahi dışarıdan yemek söylemesine müsade ederdik. Çay dahi içmemize müsade edilmiyor." diyerek bu muameleye tepki gösterdiği öğrenildi.

Zaman'ın haberine göre, eski Emniyet Müdürleri'nin maruz bırakıldığı bu uygulamalar bu kadarı ile de bitmiyor. En temel insani ihtiyaçları ve hakları olan aileleri ile telefon görüşmesi yapma imkanları da ellerinden alındı. Akşam saatlerine kadar emniyet mensuplarının avukatları aracılığıyla aileleri ile telefon görüşmesi yapabildikleri ancak akşamdan itibaren bunun da engellendiği öğrenildi. Bu imkan, terör suçlularının bile faydalanabildiği son derece meşru bir hak. Lakin pek çok konuda olduğu gibi gözaltındaki emniyet mensupları ile aileleri bu konuda da mağdur ediliyor.