Emniyet mensupları tutuklandıktan sonra lojmanlardan çevik kuvvet zoruyla, kapıları kırılarak çıkartıldıklarını belirten polis eşleri, korumalarının dahi alındığını kaydetti. Takip edilerek izlendiklerini ve can güvenliklerinin olmadıklarını açıkladı.
22 Temmuz’da sahur operasyonunda tutuklanan ve yaklaşık 5 aydır tutuklu bulunan İstanbul TEM Şube eski personelleri Yurt Atayün, Ömer Köse, Özgür Açıkgöz, Erkan Ünal ve Muhammed Kaya’nın eşi konuştu. Polis eşleri, operasyonun üzerinden 5 ay geçmesine rağmen iddianamenin hazırlanmamasına tepki gösterdi.
5 AYDIR İDDİANEME YOK
Ergenekon ve Balyoz Darbe Planı gibi davaların dahi karara bağlandığı, Yargıtay aşamasının da tamamlandığı aktarılarak tüm sanıkların dışarıda olduğu hatırlatıldı. Darbe planı davaları sanıklarına ‘masumiyet karinesi’ uygulaması çerçevesinde yaklaşılırken yıllarını polis teşkilatına adamış emniyet mensuplarına yönelik soruşturmada iddianamenin 5 aydır tamamlanamaması ve polislere ‘terörist’ muamelesi yapıldığına dikkat çekildi.
DİK DURDUK
İstanbul TEM Şube eski Müdür Yardımcısı Özgür Açıkgöz’ün eşi Zeliha Açıkgöz çok zorlandıklarını ama eşlerinin kendilerine öğrettiği şekilde dik durduklarını söyledi. Teröristlere uygulanmayan muamelelere maruz kaldıklarını anlatan Açıkgöz, “Çocuklarımız okullarından uzaklaştı, sosyal çevremiz bize yüz çevirdi, ev ararken ev sahipleri evlerini vermekten vazgeçti.
EŞYAYI DEPOLARA YIĞDILAR
Emniyet lojmanları boşaltmamız için çevik kuvvet gönderdi. Evinde olmayanların kapısını kırıp içeri girdiler eşyalarını depolara yığdılar. Ama bu süreçleri atlattık, dik durduk dik duracağız” ifadelerini kullandı.
Zeliha Açıkgöz eşlerinin yaptığı KCK operasyonlarının ne kadar önemli olduğunun her geçen gün bir kere daha görüldüğüne dikkat çekti. Açıkgöz KCK ana davasında 3 yıl tutuklu bulunup Şubat 2013 tarihinde tahliye edilen Kazım Kurt’un KCK tarafından Hakkâri Valisi olarak atanmasının yapılan operasyonların ne derece önemli olduğunun en büyük delili olduğunu kaydetti.
TERÖRİSTLE Mİ GÖRÜŞTÜLER?
Açıkgöz, TEM personelinin ajanlık iddiasıyla tutuklu kalmasını sert bir dille eleştirdi. Açıkgöz, “Eşim İmralı’da görüşmeye mi gitti, Kandil’de, Oslo’da teröristlerle ya da yabancı devlet temsilcileriyle mi görüştü, bunları yaptıysa ben derim ki ihtimaldir bu insanlar bu tip görüşmelerde ülkelerini pazarlık yapma ihtimalleri olmuştur. Ama bunları yapmadı, bu memleketi bölmek isteyen iç ve dış ajanları, teröristleri, ajanları takip etti” şeklinde konuştu.
MAKUL ŞÜPHE POLİSLER İÇİN GETİRİLDİ
Tutuklu Emniyet Amiri Erkan Ünal’ın eşi Nesibe Ünal da eşlerinin hukuksuz şekilde tutukluluğunun devam etmesini eleştirdi. Ünal, “Makul şüphe yasası anladığımız kadarıyla sırf eşlerimiz için çıkarıldı. Eşlerimizin hukukunu gasp etmelerine bir kılıf bulmaları gerekiyordu, en güzel kılıf da bu olacaktı. Somut şüphe yok biz de makul şüphe üzerine bunları tutalım dediler” değerlendirmesinde bulundu. Ünal, “10 sene öncesinde bayrağa, şehide karşı bir hassasiyet vardı. Ama şimdi ne gelen şehitlere tepki gösteriliyor ne indirilen bayraklara” dedi.
CİDDİ BİR YARGILAMA İSTİYORUZ
İstanbul TEM Şube Teknik Takip ve Bilgi İşlem Büro Amiri Muhammed Kaya’nın eşi Fatma Kaya yaşananların darbe olarak nitelendirilmesi durumunda ciddi bir mahkeme ve yargılamayla gerekeni yapmaları gerektiğine dikkat çekti. Kaya, “Eşim aylık tutukluluk sürelerine itiraz duruşmasında ‘Aylardır bizi tutuyorsunuz, ne öğrenmek istiyorsanız sorun cevaplayalım’ diyor. Ama hakim ‘Birkaç dakikan var tahliyeni talep et ve çık’ diyor. Önceden hakimler, eşlerimizi telekonferansla dinliyordu şimdi onu bile yapmıyorlar” ifadelerini kullandı.
GÖRÜŞTE BAŞIMIZA GARDİYAN DİKTİLER
Fatma Kaya Silivri’de eşleriyle haftalık görüşmelerinin 30 dakikaya düşürüldüğünü ve görüşmelerde her ziyaretçinin başına bir gardiyan verdiklerini belirtti. Kaya, “Yarım metre ötedeki diğer tutuklu ile göz göze gelmek, selamlaşmak, konuşmak yasak. Eşlerimiz cezaevini tutukluluk olarak görmüyor. Oradan da bir şeyler öğrenmenin peşindeler” dedi.
3 ÇOCUK BABASIZ DOĞDU
Polis eşleri bu süreçte üç çocuğun babasını görmeden doğduğunu bir çocuğun ise anne karnında öldüğüne dikkat çekti.
'KORUMALARI ALDILAR, CAN GÜVENLİĞİMİZ YOK'
Kıymet Atayün eşi gözaltına alındıktan sonra korumalarının alındığını ve teröristlere karşı hedef olduklarını söyledi. Peşlerine takipçi takıldığını ve endişeli olduklarını aktardı.
İstanbul TEM Şube eski Müdürü Yurt Atayün’ün eşi Kıymet Atayün, dört eski bakanla ilgili yolsuzluk iddialarını araştıran Meclis Komisyonu’nda bakanların yargılamalarla ilgili yayın yasağı talep ettiğini hatırlattı. Buna karşın polislerin kameralar huzurunda konuşmak istemelerinin yaşanan sürecin ne olduğunu apaçık ortaya koyduğunu belirten Atayün, “Eşim kameralar karşısında ifade vermek için çok mücadele etti.
Bırakın kamera karşısını ne savcı ne hakim kendisini doğru düzgün dinledi. Hakkımızda ne delil varsa gösterin dedik, eşlerimizi dinlemekten bile korktular. Polislerin hiçbirinin tam ifadesi hâlâ alınmadı” dedi. Kıymet Atayün, eşiyle görüşmek için izin aldığı Bakırköy’deki savcıdan her izin alışlarında kötü muameleye maruz kaldıklarını şöyle anlattı:
TAKİP EDİLİYOR VE İZLENİYORUZ
“Diğer ailelere çikolata ikram edilirken bizler terörist gibi aşağılandık, her izin almaya gittiğimizde hakarete uğradık, bizlere köpek muamelesi yaptılar.”
Kıymet Atayün yaşanan süreçte koruma kararları olmasına rağmen herhangi bir koruma altında olmadıklarını belirtti.
Atayün, “Eşlerimiz gözaltına alındıktan sonra medya da görünür olduk önceden olan korumalarımızı aldılar. Teröristlere karşı ailecek hedef olduk.
Bu süreçte can güvenliğimizden endişeliyiz. Bizi en çok üzen olay tehlikenin emniyet kanadından gelme ihtimali. Çünkü bizim korumalarımızı aldılar peşimize takipçi taktılar. Takip ediliyoruz, izleniyoruz” şeklinde konuştu.
CASUSLUKLA İLGİLİ TEK SORU YOK
İstanbul TEM Şube eski Müdürü Ömer Köse’nin eşi Semra Köse, eşinin casusluk iddiasıyla tutuklanmasına rağmen savcı ya da hakimden casuslukla alakalı tek bir soruya dahi muhatap olmadığına dikkat çekti.
Köse, “Eşim casusluk iddiasıyla tek soru sorulmadan tutuklanmaya sevk edilmesi karşısında savcı İrfan Fidan’a, ‘Bana casuslukla alakalı soru sormaksınız nasıl bu konuyla alakalı tutuklamaya sevk edersiniz’ diyor. Savcı Fidan da ‘Casuslukla alakalı elimde bilgi, belge yok. Bu konuda size soru soramam’ cevabı veriyor. Bu durumu kamuoyu vicdanına bırakıyorum” ifadelerini kullandı.
Hukuksuz davada haklarını hukuk içerisinde arayacaklarını vurgulayan Köse, “Bunun için gerekli yerlere ve AYM’ye başvurduk. Bariz hak ihlallerine AYM'nin bir an önce 'dur' demesini bekliyor ve temenni ediyoruz. AYM'nin vereceği bu karar Türk halkının adalet ve hukuka inancının teminatı olacak” diye konuştu.
TEPKİLER...
ERGENEKON, BALYOZ SANIKLARI DIŞARIDA POLİSLER TUTUKLU
Hukuk ve Hayat Derneği Başkanı Mehmet Kasap: Erdoğan, ‘Müddei iddiasını ispatla mükelleftir. İspat edilene dek herkes masumdur’ diyordu. Aynı hassasiyet polislere gösterilmiyor. İddianame olmaksızın örgüt gibi kavramlarla mağdur ediliyorlar.
YARGILAMAYI GÖZE ALAMIYORLAR
Ceza Avukatı Hayrettin Açıkgöz: İddianameKendilerine güvenmedikleri için iddianameyi koyamıyorlar. Yargılamanın başlamasını göze alamıyorlar. Çünkü polislerin beraat etmesi, yolsuzluk soruşturmasının mahkûmiyeti anlamına gelecek.
CHP Milletvekili Şevki Kulkuloğlu: Polislerle ilgili iddianame hazırlanmaması hırsızların telaşını gösteriyor. Ergenekon’da uygulananlar yolsuzluk operasyonunu yapan polislere yapılıyor. İnsanlar aylarca iddianame hazırlanmadan tutuklu.
KORKUNÇ BİR HUKUKSUZLUK
MHP eski Milletvekili Şenol Bal: Korkunç bir hukuksuzluk. Hukuksuzluk, 17 Aralık sonrası daha vahim hale geldi. Operasyonu yapan polisler içeri alındı iddianame hazırlanmadı. Algı operasyonu.
Avukat Bilal Çalışır: Masumiyet karinesi dikkate alınırsa bu polislerin serbest kalması lazım. Çünkü Ergenekon ve Balyoz’dan hüküm giymiş adamlar dışarda ama bu polisler tutuklu. Hukuk ilkelerinden bahsedemeyiz.BUGÜN GAZETESİ