Ve Sağlar'ı kandıran kişinin kimliği hakkında ip ucu veriyor.
İŞTE ŞAMİL TAYYAR'IN YAZISININ TAMAMI
Yakın tarihte
Yeniçağ Yazarı
Sabahattin Önkibar yazmıştı.
Başbakan Erdoğan, bir Milli
Güvenlik Kurulu toplantısında irtica yüzünden tartıştığı
Deniz Kuvvetleri Komutanı İlhami Erdil Paşa’nın önüne yolsuzluk dosyasını fırlatmış, ardından Erdil Paşa yargı önüne çıkarılmıştı! Yani
paşadan intikam alınmıştı!
Dikkatli okurlar yazıdaki vahim hatayı hemen fark ettiler. Çünkü, Erdil Paşa, 2001 yılı
Ağustos ayında
emekliye ayrılmış, Erdoğan 2003 yılı
Mart ayında başbakanlık koltuğuna oturmuş, hülasa hiçbir MGK toplantısında yan yana gelmemişlerdi. Önkibar, haber kaynağını deşifre ederek aradan sıyrıldı. Dedi ki: ‘Beni
Turan Çömez yanılttı.’
Oysa, o
dava tam bir iç hesaplaşmaydı. Erdil emekli olurken aynı yıl
Donanma Komutanlığı’na atanan, 2003’de Deniz Kuvvetleri Komutanı olan Oramiral
Özden Örnek bu yüzden çok ağır bir bedel ödedi.
Buradan ilk defa yazıyorum; Erdil’e haksızlık yapıldığını ve bu sonu Örnek’in hazırladığını düşünenler, o meşhur
darbe günlüklerini sızdırdılar. Amaçları Örnek’ten intikam almaktı ama farkında olmadan büyük bir hayra vesile oldular.
Maalesef böyle;
İSKİ skandalında olduğu gibi
aile içi çatışmalar olmasa bazı karanlık ilişkiler gün ışığına çıkartılamıyor.
Sağlar’ın kaynağı eski RP’li
Bunu niçin anlattım? Bir süredir
Ankara tam bir dedikodu kazanı haline geldi. Komplo teorileri gırla gidiyor. Eğer ayağınızı yere sağlam basmazsanız, nefsinize, hırsınıza ve ön yargılarınıza yenik düşerseniz, tüm karizmayı çizdirirsiniz.
Üzülerek belirtmek gerekirse,
Fikri Sağlar da Önkibar sendromuna yenik düşmüştür.
Susurluk soruşturmasındaki mücadelesini takdir ettiğim ve çetelerle mücadele konusunda hayranlık duyduğum Sağlar’ın bir mahalle dedikodusunu ciddiye alarak bayraktarlığını yapması, telafisi güç bir hatadır.
Sağlar’a o dedikoduyu aktaran şahsı çok iyi biliyorum, tanıyorum. Kendisi ‘
Aktif bir
hukukçu’ diyerek kaynağını kamufle etmeye çalışıyor ama o şahıs, Erdoğan’ın dışladığı ve Refah-Fazilet kökenli eski bir siyasetçi. Erdoğan’dan nefret ediyor, adını her andığında neredeyse ağzından salyalar akıyor.
Bu şahsın mesnetsiz aktarımları üzerinden
politika üretmek ve strateji takibi yapmak, Sağlar’a hiç mi hiç yakışmadı.
Büyükanıt sana söylüyorum Başbuğ sen anla
Düşük tirajlı
Birgün Gazetesi’ne hapsolmuş bu iddianın üzerine iki
gazete gitti. Biri
Vatan diğeri
Milliyet. Sebebini bilmiyorum Milliyet bu iddiayı haberleştirmekten vazgeçti, topa Vatan girdi.
Uzun süreli sessizlikten sonra
Ergenekon’u dizi konusu yapmaya karar veren Milliyet, sözkonusu iddiayı belki bu yeni konsepte aykırı bulmuş olabilir! Bilemiyorum. Son günlerde ‘Ergenekon yandaşı’ gibi gözüken ve ‘28
Şubat sürecinin Sabah’ı’ rolünü benimser bir izlenim bırakan Vatan, kimseyi şaşırtmadı.
Bu manşetlerin ve dedikoduların gerisinde yatan ana
mesaj şudur: Büyükanıt sana söylüyorum, Başbuğ sen anla!
Çünkü; Ergenekoncular Büyükanıt Paşa’dan hep rahatsız oldular. Onları ne 27
Nisan muhtırası ne
kapatma davası kesti. Çok açıkça ‘darbe’ istiyorlar.
AK Parti kadrolarının tümüyle tasfiyesinin sadece ‘darbe’ ile olacağını düşünüyorlar.
Ergenekon’un 2009 yılında darbe senaryosu geliştirdiğini biliyoruz. Tüm umutlarını Ağustos’ta
Genelkurmay Başkanı olacak
İlker Başbuğ’a bağlamış durumdalar. Şimdiden uyarıyorlar:
Yaşar Büyükanıt
Hilmi Özkökleşti, sen de Özkökleşirsen karşında oluruz.
Cumhuriyet tarihinin en büyük vurgunlarından birini gerçekleştiren
Uzan grubunun emir eri ve patronunun askerlik sorununu çözmek için
komutan karargahlarında mekik dokuyan
Can Ataklı gibiler ise gönüllerine su serptiği için bu gelişmeden memnundurlar.
Gönül rahatlığıyla mesnetsiz iddiaları manşete taşıyabiliyorlar. Büyük bir pişkinlikle yalanlamayı Sağlar’a gönderip aradan sıyrılmayı biliyorlar. Vatan’ın sorumluluğu Sağlar’dan daha büyüktür. Çünkü, yalanı manşete taşımak gazetenin sorumluluğudur.
Şura hesaplaşması
Yüksek
Askeri Şura toplantısı yaklaştıkça bu tür dedikodular daha da artacaktır. Birileri iktidarı kimileri de komuta kademesini hırpalamak için yoğun olarak çalışıyor. Sağlar ve Önkibar örneğinde karşılaştığımız gibi; Erdoğan’a düşmanlıkları yüzünden dedikodu kampanyası başlatan AK Parti-RP-Fazilet kökenli eski çalışma arkadaşlarının yanı sıra ‘asker’ kaynaklı dezenformasyona da dikkat çekmek istiyorum.
Daha önce kısaca değinmiştim. AB fonlarıyla ilgili andıç belgesinin sızdırılması, şurayı etkilemeye yönelik bir çabadır.
Orgeneral Işık Koşaner’in Genelkurmay 2. Başkanlığı döneminde hazırlanan bu andıcın şuraya sayılı günler kala neden
servis edildiği sorusu üzerinde düşünülmelidir.
Bir adım daha ileri giderek şu soruya
cevap bulmak istiyorum: Birileri
Jandarma Genel Komutanı Orgeneral
Işık Koşaner’in önünü kesmeye mi çalışıyor? Koşaner’in
Kara Kuvvetleri Komutanı olarak atanma ihtimalinden kimler, neden rahatsız?
Bir başka soru: Erdoğan düşman hattındaki eski siyasetçilere dedikodu servisini kimler yapıyor? Aralarında asker kökenliler var mı? Bunlar komuta kademesinin zirvesine Başbuğ-Koşaner ikilisinin yerleşmesini istemiyorlar mı?
Bu sorulara verilecek cevaplarım var. Sadece bir cümle şunu söyleyeyim: Şura yaklaştıkça dedikodu çarkı hızlandırılacaktır.
ŞAMİL TAYYAR- STAR