Süreci baltalamak için yapılabilecek provokasyonlara bakıp, demokratik
açılımdan geri dönülmemesi gerektiğini vurguladı.
Açılımın bu aşamada durdurulması halinde oluşabilecek tehlikelere dikkat çeken
Kurtulmuş, "Böyle bir hata sadece aşırı uçların ekmeğine
tereyağı sürmekle kalmaz, aynı zamanda daha sonra ortaya konacak çabaların da önünü şimdiden keser." uyarısında bulundu. Hükümetin bu konudaki niyetini takdir ettiğini belirten Kurtulmuş, izlenen yöntem ve üsluba
eleştiri getirdi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve
Cumhuriyet Halk Partisi'nin (
CHP) bir şekilde sürece dahil edilmesi gerektiğini belirtirken muhalefet liderlerinin olumsuz tavrını da yadırgadığını ifade etti. SP lideri, açılımın detaylarının TBMM'de şekillenmesi gerektiğini ifade ederek, "Bu uğurda herkes elini taşın altına koymalı." dedi. Türkiye'de geniş manada hak ve özgürlükler sorunu olduğuna değinen Kurtulmuş, en kısa sürede
sivil anayasanın yapılması gerektiğini savundu.
Aksi halde sorunun kökten çözülmüş olmayacağını kaydetti. Sadece
Kürtlerin değil
dindar kesimlerin, gayrimüslimlerin ve
Alevi vatandaşların da sorunları olduğunu hatırlatırken, "Hak ve özgürlükleri genişletecek bir anayasa yapılmalı. Aksi halde bütün çabalar günü kurtarmaktan öteye geçmez. Top taça atılmış olur." ikazını yaptı. SP Genel Başkanı, sürecin etnik bir isimle anılmasını ise doğru bulmuyor. Bu konudaki tepkisini "Türkiye'de bir
iç savaş söz konusu değil. Demokratikleşme sürecinde muhatap herhangi bir etnik grup değil, 72 milyon insan olmalı." sözleriyle dile getirdi. Asırlardır bu topraklarda kardeşçe yaşamış, akraba ve dindaş olan
halkın arasına fitne sokulduğunu söyleyen Kurtulmuş, şimdi bu fitnenin ortadan kaldırılmaya çalışıldığına dikkat çekti. Kürt meselesinin sadece Kürtlerin değil Türklerin de sorunu olduğunu savunan SP lideri, "Siyasal sistemin yapısından kaynaklanan ve vatandaşların bir kısmının kendini ikinci
sınıf vatandaş görmesini sağlayan olumsuz
psikolojik durum ortadan kaldırılmalı." görüşünü dile getirdi.